Alaska’daki Brooks Sıradağları’nda, berraklığıyla içilebilir olan nehirler artık bulanık ve koyu turuncu renge bürünmüş durumda. Bunun nedeni, sulara yayılan toksik metalleri serbest bırakan kimyasal tepkimeler. Küresel ısınma, binlerce yıldır donmuş haldeki kalıcı buz tabakasını (permafrost) eritiyor ve bu erime balıklara zarar veren, ekosistemleri bozan kimyasal süreçleri tetikliyor.
Bilim insanlarına göre buz tabakasının erimesi, kayaların sülfür açısından zengin katmanlarını açığa çıkarıyor. Su ve oksijen bu tabakalara sızdığında, sülfürlü mineraller çözülüyor ve sülfürik asit oluşuyor. Bu asit de kayalardan demir, kadmiyum ve alüminyum gibi metalleri çözüp akarsulara taşıyor.
Normalde bu tür kirlenme madencilik faaliyetleriyle ilişkilendirilirdi. Ancak Alaska’da herhangi bir maden yok.
Kaliforniya Üniversitesi’nden biyogeo-kimya uzmanı Prof. Tim Lyons durumu şöyle açıklıyor:
“Bu, tam anlamıyla bir maden asidi drenajı gibi görünüyor. Ama ortada maden yok. Çevrenin kimyasını değiştiren şey, eriyen kalıcı buz tabakası.”
PNAS dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, bu kirliliğin giderek büyüyen tehlikesine işaret ediyor. Çalışma Somon Nehri’ne odaklansa da, onlarca kutup havzasında benzer değişimlerin yaşandığı uyarısı yapılıyor.
Colorado Üniversitesi’nden araştırmacı David Cooper, 1976’dan beri bölgede çalıştığını belirterek bu değişimleri “gerçekten şaşırtıcı” diye niteledi. Alaska Üniversitesi’nden ekolojist Paddy Sullivan ise ilk kez 2019’da bu değişimi fark etmişti. Sullivan’a bölgeden geçen bir pilot, nehrin “kanalizasyon suyu gibi” göründüğünü söylemişti.
Analizler, eriyen buz tabakasının sülfürlü mineralleri oksitleyerek yüksek asitlik ürettiğini ve kadmiyum gibi toksik metalleri açığa çıkardığını doğruladı. Kadmiyum balıkların organlarında birikebiliyor ve besin zinciri aracılığıyla ayılar ve kuşlara kadar ulaşabiliyor.
ABD Çevre Koruma Ajansı’nın belirlediği sınırların üzerinde metal seviyeleri tespit edildi. Ayrıca bulanık sular, güneş ışığının nehir tabanına ulaşmasını engelleyerek böcek larvalarını boğuyor. Bu böcekler, somon gibi balıkların temel besin kaynağı.
Şu an için balık etindeki metal seviyeleri insanlar için tehlikeli değil. Ancak yerli toplulukların temel gıdası olan chum somonu gibi türler üreme sorunlarıyla karşı karşıya. Araştırmacılar, bu sürecin yalnızca Somon Nehri’yle sınırlı olmadığını, Kuzey Kutbu genelinde yayılabileceğini belirtiyor.
Madencilik bölgelerinde kirlilik kontrol altına alınabilirken, bu uzak coğrafyalarda yüzlerce potansiyel kirlilik kaynağı var ve altyapı yetersiz. Prof. Lyons bu süreci şöyle özetliyor:
“Bir kez başladığında geri dönüşü yok. Bu, küresel ısınmanın yönlendirdiği yeni bir çevresel dönüşüm.”





