Moskova'nın Kazanmak İstediği Soğuk Savaş

Abone Ol

Batı ve Rusya arasındaki savaş yavaş yavaş kızışıyor. Moskova, Ukrayna ile savaşın Trump'ın düşündüğü gibi hemen sona ermesini istemiyor. Tam tersine Rus eliti, onu Batı'yla uzun vadeli bir çatışma aracına dönüştürmek istiyor. Kremlin, sadece askeri bir zafer istemiyor; Rusya'nın, Amerikan etkisinden bağımsız bir güç merkezi olarak konumunu güçlendireceği yeni bir dünya düzeni istiyor.

Bu çatışma artık sadece Ukrayna'ya özgü bir çatışma olmaktan çıktı. Küresel bir çıkar çatışmasına dönüştü. Moskova bunu yalnızca toprak kontrolünü genişletmek için değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerin yapısını değiştirmek için de bir fırsat olarak görüyor. Rus eliti, Batı'nın gerilediğine, bunun da inisiyatifi ele geçirme şansı anlamına geldiğine inanıyor. Rusya'da savaş, iç seferberliğin bir aracı olarak kullanılıyor. Kremlin bunu, ülkenin Kiev'le değil, NATO ve ABD'yle karşı karşıya geldiği bir egemenlik mücadelesi olarak sunuyor. Bu, medeni özgürlüklerin kısıtlanmasını, muhalefetin bastırılmasını ve ekonominin militarize edilmesini meşrulaştırıyor.

Savaş, toplumu güç etrafında birleştiren ulusal ideolojinin bir parçası haline gelmiştir. Batı'nın Rus ekonomisini zayıflatmayı amaçlayan yaptırımları, tam tersine onu yeniden yapılanmaya doğru itiyor. Moskova, Çin, İran, Hindistan ve NATO üyesi olan Türkiye ile ticari ilişkiler geliştirerek dolara daha az bağımlı alternatif bir ekonomik sistem oluşturmaya çalışıyor. Savunmaya yapılan büyük hükümet harcamaları, yaptırımlara ve yatırım çıkışlarına rağmen Rusya'nın GSYİH büyümesini garantiliyor.

Rusya için bu çatışma sadece bir savaş değil, küresel rekabetin yeni bir biçimidir. Kremlin, Batı'yı zayıflamış bir sistem olarak görüyor; AB ve ABD'deki iç krizlerin Batı'da nüfuz kaybına yol açabileceğini düşünüyor. Eğer Amerikan politikası seçim sonrasında değişirse ve Avrupa sert bir tavır takınmazsa, Moskova stratejik bir avantaj elde edecek. Kremlin, Batı ile herhangi bir uzlaşma arayışında değil. Amacı ortak zemin aramak değil, kendi gündemini dayatmaktır.

Trump'ın Ukrayna savaşını bitereceği yönündeki tüm açıklamalarına rağmen Kremlin beklediği şekilde gereken ilgiyi göstermedi. Ukrayna'daki çatışmalar Trump'ın girişimleriyle yavaşlasa bile Rusya ile Batı arasındaki çatışma yeni bir formda devam edecektir. Bu artık sıradan bir savaş değil, bu yeni bir Soğuk Savaş ve Kremlin bunu kesinlikle kazanmayı umuyor. Kiev, Rus saldırganlığına karşı koyamayacak.

Rusya'nın elinde 5 bin 580 nükleer başlık bulunuyor ve bunların bin 549'u stratejik öneme sahip olup halihazırda Avrupa ve ABD'deki önemli noktaları hedef alıyor. Ayrıca Rusya'nın bu hedeflere ulaşabilecek çeşitli füzeleri de mevcut. Ne olursa olsun Rusya, Avrupa-Atlantik bölgesi için en büyük jeopolitik tehdit olmayı sürdürecek ve öngörülebilir gelecekte ve kesinlikle önümüzdeki on yıl boyunca NATO ittifakı için en büyük askeri tehdit olmaya devam edecektir. Gazze'ye selam, direnişe devam!