Hayatta insanın başına her şey gelebiliyor. Umulmadık yer ve zamanda öyle bir sorunla karşılaşıyor ki insan bir anda umudunu tüketebiliyor. Kimine göre basit olan bir şey, bir başkası için aşılamaz bir dağ mesabesinde olabiliyor.
Herkesin derdi, sıkıntısı ya da yoksunluğu kendi çapında büyük ya da küçüktür. Ama sorunları, dertleri büyük kılan, onların baskıları ya da götürdükleri değil bilakis insanların ona karşı çözüm aramamalarıdır.
Derdi veren dermanı da verir elbet. Yeter ki dermanı arayalım. Bir de iman etmişiz ki; Allah, hiç kimseye çekemeyeceğinden fazlasını yüklemez. O yüzden çözüm aramak sadece yakınmaktan çok daha faydalı ve mantıklı bir yol olacaktır.
Bazen basit düşünmek, dolambaçlı ya da masraflı yollara sapmamak da gerekebiliyor. Çok zor görünen kimi meselelerin çok basit çözümleri de olabilmektedir.
Şu hikâyeye bir kulak verelim;
Adamın biri psikolog randevusundadır. Başlar anlatmaya; Doktor bey ben geceleri hiç uyuyamıyorum. Yatağın üstünde uyurken bana sanki yatağın altında biri varmış da bana zarar verecekmiş gibi geliyor. Kalkıp yatağın altına gidiyorum. Bu sefer de sanki yatağın üzerinde biri var da gelip beni yatağın altındayken boğacakmış gibi hissediyorum. Bu böyle sabaha kadar devam ediyor. Bir yatağın üstüne bir de altına gidip geliyorum. Bir çare bulun lütfen.
Doktor dikkatle dinler, Hımm mesele vahim, diye lafa girer ve adamın anlamadığı bir sürü terim kullanarak adama hastalığını anlattıktan sonra sadede gelir.
Bu hastalığınızı çözerim. Ama bu o kadar da kolay olmayacaktır. Yolumuz uzun, 6 ay boyunca sizi tedavi edeceğim. Haftada 2 kez seans yapacağız. Seans ücreti de 200 liradır, der.
Adam kafasında hemen bir hesap yapar ve doktora o parayı vermesi durumunda iyileşse bile bu kez de o paranın derdinden yatamayacağını düşünerek, tamam doktor bey ben bir bakayım, der ve çıkıp gider.
Aradan uzun zaman geçer ama o doktorun kapısının önünden bile geçmez. Aylar sonra sokakta karşılaşırlar. Doktor sorar, neden gelmediniz. Nasılsınız?
Adam, hocam sizin tarifenize göre 9.600 lira ödemem gerekiyordu. Ama ben sorunumu 10 liraya hallettim, der.
Doktor, nasıl, diye sorunca adam başlar anlatmaya.
Bürodan çıktıktan sonra bir şeyler yemek için büfeye uğradım. Siparişi verirken çalışan arkadaş, hayırdır çok kötü görünüyorsun, bir derdin mi var? Diye sorunca ona her şeyi anlatınca, abi dert ettiğin şey bu mu ya? Bunun çok kolay bir çözümü var, dedi.
Merakla ne olduğunu sordum.
Abi çok kolay, yatağın ayaklarını kes yatağın altı kapansın böylelikle kimse altına giremez, dedi.
Ben de eve gidip yatağın ayaklarını kesince sorun halloldu. Yatak yerde olduğu için kimsenin altında olmadığından emin olarak çok rahat uyuyorum artık.
Bazen sorunların çözümü bu kadar kolay olabiliyor. Yeter ki çözümü ve vesileyi arayalım…