Zülküf Er

Ateşin Ekolojik Odunları!

12.10.2020 02:30:36 / Zülküf Er

Savaşlar tarih boyunca olagelmiş ve milyarlarca insan bu savaşlardan etkilenmiştir. Ama muhteviyat olarak başlı başına ölüm ifade eden Savaş kavramı hiç bu kadar rezil ve kirli bir surete bürünmemişti.

Dünyanın dört bir yanında sol, ırk ve mezhep tandanslı savaşların, mücadelelerin tamamı yaşanılan coğrafyanın halkına, halkının inanç değerlerine, geçmişine, halkın refahına, maddi ve manevi varlıklarına karşı yapılmıştır.

Bu tür hareketlerle; önce kendi halklarını katlederek bir korku atmosferi içerisinde o halka egemen olmayı hedeflemişlerdir. Kürdistan coğrafyasında on yıllardır süregelen savaş ve katliamlar buna şahitlik için takvim yapraklarında ağlamaktadırlar.

Bu tür hareketler halklarla beraber hakikatleri de katlederek kendi kirli savaşlarına meze yapmayı amaçlarlar. Her Barış dediklerinde daha kelime ağızlarında nihayete ermeden mazlumların feryadı erişir arşa. Her Bratî/kardeşlik dediklerinde Brakujî/Kardeş katli devreye girer ve bedenler toprağa düşer.

Kadın hakları dedikleri zaman ya Kadın istismarını örtecek bir perdeye ihtiyaçları vardır ya da katlettikleri kadınların feryadını bastıracak bir mugalataya.  Çocuk işçi dediklerinde daha ergenlik çağına gelmeden kaçırılıp ellerine silah verilen çocuklar belirir isimsiz, sahipsiz kabirlerin mezar taşlarında. Katledilen bebekler, ana kuzusu Yasinler dökülür gözlerden birer birer...

İnsan hakları dediklerinde mangalda kül bırakmayan ilkel yobazlar kendilerinden başka herkesi, ya bana uy ya da öl, seçeneğiyle baş başa bırakırlar. Katliamlar, yağmalar, kaçırmalar, ırza geçmeler hep onların elleriyle, onların çıktığı coğrafyada gerçekleşir.

Ekoloji ve çevre diyerekten edebiyat parçalayanlar ormanları içindeki canlılarla beraber yakmak suretiyle halklarına ve insanlığa karşı en büyük suçlardan birini işlemiş olurlar.

Ne terörle mücadele adına ne de ona karşıt olarak hiç kimsenin insanlığın ortak değerleri olan ormanlara, Allah Azze ve Celle’nin sıfatlarının mazharı olan tabiata zarar verme hakkı yoktur.

Son günlerde art arda patlak veren ve söndürülmesi güç olan yangınları çıkaranlar asla ve asla Kürtlerin temsilcisi olamazlar. Hatta belki onlara Kürt ya da insan demek Kürtlüğe ve insanlığa hakaret olacaktır.

Bu tür anlamsız eylemleri ya kimi rant çevrelerinin taşeronu olarak yapıyorlar ya da yenilgilerinin bir neticesi olarak bu kadar alçakça bir eyleme imza atıyorlar. Bu da yetmezmiş gibi bir de çıkıp ben yaptım, diye üstleniyorlar.

Kime karşı, neye karşı bu savaş? Bu Donkişotluğun Kürtlere ne getirisi var? Malum Türkiye’de yel değirmenleri pek de revaçta değil onun yerine ağaçlara mı sardı bu etekli taife acaba? 

Ne diyelim, Rabbim bu zalimleri Ekolojik Cehenneminde, ekolojik odun taşıyan hammallar olarak istihdam etsin inşaallah.

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar