Şemsihan Mecidi

Muhammedi bahara doğru

25.03.2011 14:10:49 / Şemsihan Mecidi

İslam`ın izzetiyle aziz olmuş kardeşlerim bacılarım!

Bir kısım insanların cahilane yaşantılarını ve güzellikler dini İslam`dan nasıl uzak kaldıklarını, nasıl da ahiretlerini cehenneme çevirdiklerini, zerre miktar ahiret, hak rıza, cennet ve cehennem derdinin olmadığını, savrula savrula her anlarıyla günahlarla hem hal oluşlarını hep beraber görüyoruz.

Şeytanın, adem oğullarından olan bu zümreyi nasıl da yoldan çıkardığını, cennetin dünyadaki bir tezahürü olan güzelim baharı nasıl kirlettiklerini, ateşin üzerinden atlarken Müslüman çocuğu olduklarını unutmuş olmalarını, dinimizde hiçbir yeri olmayan batılca bir inanç içerisine düştüklerini, yaydıkları bu ateşin onları nasıl da her gün tehdit ettiğini görmeyişlerini görüyoruz.

Ve kalben olmasa dahi, dıştan küfür ehline kendilerini benzetip, meydanlarda kızlı erkekli el ele tutuşup, İlahi gayreti tetikleyişlerini ve daha söylenilebilecek birçok şeyden sonra ömürlerinde bir kez olsun ama sadece bir kez olsun, rablerine döndürülmeden önce dönmeyi ve günahlarından tövbe etmeyi düşünmeyişlerini görüyor ve üzülüyoruz, onlara bütün samimiyetimizle acıyoruz.

     Ve işte bütün bunları gördüğümüz için kardeşlerim, yüce Allah`a bizi gafletten kurtardığı ve hak yolda uyanış nasip ettiği için sonsuz hamdu sanalar ediyoruz.

      Her baharda, gelişinin muştusuyla yeryüzünün süslendiği, rengine bürünüp sevgi ve aşk çiçekleri açtığı, seçilmiş olan Mustafa (a.s.v)`a milyonlar salavat ve selam ederiz. Gördüklerimiz karşısında üzülürken sahip olduklarımızın ne kadar kıymet taşıdığını bir kez daha anlayıp idrak ediyoruz. Rabbimizi razı etmek için ne kadar çabalayıp didinsek kafi değildir.

     Biz inananların, Allah tarafından iman nimetiyle lütuf ve ikrama mazhar olanların, batıl için çabalayanlardan daha çok yorulmamız gerekirken, az çalışıp çabalamak ve bu çabayı çok görüp, öldüm bittim feryatlarını koparmak veya anlamsız sebeplerin ardına saklanıp evde oturmayı yeğlemek, her halde bize yakışacak bir durum değildir. Olgun ve tutumlu bir davranış içerisinde hizmetlerimiz günden güne artmalıdır.

Birileri baharı kirletiyorsa, birileri de sulamalı, çiçekleri açtırmalı. Birileri de baharın özünü gösterip, baharda ne için sevinilmesi gerektiğini öğretmelidir.

Geçenlerde işitmiştim, bir yerde bir bacımız şöyle demiş “Tebliğ ve hizmet asıl erkeklerin işidir. Biz bayanlar yapmasak da olur” Bu tür düşüncelere şudur sözümüz  “Asr-ı Saadet gelmedi ki daha.” Hem devamında da soruyoruz. Acaba toplumda en çok tahribata uğrayan kadın değil midir? Fitnelerin ortalığı kavurduğu bir zamanda İslam`ı tebliğ etmek ve bu doğrultuda hizmet etmek noktasında erkek ve kadın ayrımcılığı yapılmaz, yapılmamalıdır.

  “Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridirler” ayeti üzerinde biraz daha düşünmek gerekir veya “ilim kadın ve erkek her Müslümana farzdır” hadisi şerifi hatırlayıp anlamak daha doğru olmaz mı?

En doğrusu, bir an önce kutsi sorumluluklarımıza sahip çıkmamız gerek. Bunun için de ne çocuklarımız, ne ev işlerimiz, ne de başka tür sorumluluklarımız bizim için mazeret sayılabilir. Muhammedi bir sevda ve bize yakışan bir gayret ile yola “revan” vaktidir. Yeni bir Kutlu Doğum ayıyla beraber sevdalılar kervanına en coşkulu bir şekilde katılma vaktidir. Peygamberi sevgi ve muhabbeti anlama ve yayma vaktidir.

Evet kardeşlerim! Söyler misiniz              bizim az bir çabamızla eğer gönüller Allah ve Resulullah`ın aşkıyla aydınlanacaksa biz bunu o insanlardan nasıl esirgeyebiliriz? Daha doğrusu kendimiz böyle bir şeye daha çok vesile olmaktan nasıl mahrum olabiliriz? Allah`ın yardım ve inayetiyle,  gönüllere ilahi nur ve Muhammedi sevgi taşıma dileğiyle Allaha emanet olun.

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar