‑Batı dünyasının sınır tanımayan hegemonik hırsı bölgesel ve küresel birçok sorunun esas nedeni olmuştur. Bölgemizin de temel sorunlarının nedenleri arasında dış müdahale ilk sırada yer alır. Hali hazırdaki kaos ortamının oluşmasında iç sebepler önemli olmakla beraber bölgemizi bu hale düşüren en önemli sebep, dışarıdan yapılan müdahalelerdir.
Osmanlı devletinin ortadan kaldırılmasından sonra bölge, dönemin İngiltere ve Fransa`sı tarafından mevcut harita dahilinde parçalandı. O günden beri bölgemiz rahat yüzü bulmadı. Bugünkü acıların nereden kaynaklandığını doğru tespit edebilmek için geçmişi çok iyi bilmek ve anlamak gerekir.
Yüz yıllardan beri tek bir ümmet olarak yaşayan Müslüman halklar, küçük devletler şeklinde birbirinden koparıldı. Bölge haritasını masa üzerinde cetvelle çizen egemen güçler, bölgeyi gelecekteki çıkarlarını koruma ve devam ettirme ilkesi doğrultusunda şekillendirdiler. Her bir devletin komşu olduğu diğer devletlerle sorun yaşayabileceği niza mıntıkaları bu harita içerisine uzaktan kumandalı patlayıcı gibi yerleştirildi.
Bölgenin eskiden olduğu gibi bir birlik oluşturma imkânı yakalamaması, egemen gücün çıkarlarının tehlikeye düşmemesi için ne gerekiyorsa yapıldı. Bu amaçla kendileri için sabit üs olarak görev yapacak Siyonist bir devlet kurdular. Bu siyonist korsan yapı, batılıların planlamasıyla belli bir amaç dâhilinde kuruldu ve hâlen bunun için korunmakta ve desteklenmektedir.
Bölgede bugün olup bitenler, yüz yıl önce yapılmış olanları devam ettirmenin çabasıdır. Korsan siyonist yapıyı tehdit edebilecek her türlü gücü dağıtmak, kendi çıkarlarını tehdit edebilecek muhtemel oluşumların hedefe varmalarını engellemek maksadıyla ABD öncülüğündeki haçlı dünyası, işgal ve yok etme savaşını yıllardan beri sürdürüyor.
Afganistan ve Irak`a direk müdahale ile egemenliğini pekiştirme çabası gösteren Batı, kendi hesapları doğrultusunda bölgeyi yeniden şekillendirmenin planını uyguluyor. Mevcut sınırların değiştirilerek, ırk ve mezhep eksenli yeni devletçiklerin oluşturulması, çıkarların korunması için en makul yol olarak görülüyor.
Siyonist yapının güvenliğini sağlamak için Irak yok edildi. Peşinden sırayı Suriye aldı. Libya ve Yemen`i de aynı kadere mahkûm ettiler.
Peki şimdi ‘sıra kimde` demeyi gerektirecek meçhul bir şey kaldı mı? Hayır, elbette kalmadı. Görünen köy kılavuz istemez. Yıllardır kendi tarihi, ictimai ve ahlâki hakikatine sırt çevirmiş olan bizler, korkulan akibetle karşılaşmaktan kurtulamayacağız. Allah Tealla, bir zalime diğer bir zalimi musallat ederek cezasını verir. Bu ilahi kanun hükmünü icra ediyor. Müslümanların zalimden kurtuluşu, birbirlerine reva gördükleri zulmü terk etmeleriyle mümkün olacaktır.
Türkiye`deki son sıkıntılı süreç ile beraber, Suudi Arabistan ve İran arasında oluşan gerginliğin de bir plan dahilinde olmadığını söylemek gerçeğe sırt çevirmektir. ABD elli yıldır sömürdüğü Türkiye ve Suudi Arabistan gibi klasik müttefiklerini açıktan tehdit ediyor. Suriye meselesinde teamüllere uymamanın cezasını göreceksiniz diyor. ABD Suriye konusunda bölgedeki müttefiklerini yalnız bırakmıştır.
Hatırlayalım Suudi Arabistan başta olmak kaydıyla hemen hemen bütün bölge ülkeleri Irak`ın işgalini destekledi. Bu ülkelerin desteğiyle Irak` a giren ABD vahşi savaş makinası, Irak`ta taş üstünde taş bırakmadı. İki milyona yakın Müslüman katledildi. Bölgenin en güçlü ülkelerinden biri olan Irak bütün kurumlarıyla darmadağın edildi.
ABD`nin Irak`a girmesi bir felaket, çıkması başka bir felaket doğurdu. Irak`ta oluşturulan yeni yapı Suudi ve körfezin diğer rejimlerini son derece rahatsız etti. Bölgede artan İran nüfuzunu kendileri için bir tehdit olarak görmeye başladılar. Artık en büyük tehdit Irak ve Afganistan`ı işgal eden ABD ve Kudüs işgalcisi İsrail değil, İran`dı.
ABD, İran ile vardığı nükleer anlaşmayla körfezdeki Arap müttefiklerine şok yaşatırken, Suriye`de de, hem Suudi`ye hem de Türkiye`ye acı sürprizler yaşatmaya devam ediyor. Suriye sahasında Türkiye, Katar, Suudi ittifakı çok zor durumda. ABD`nin seyirci kalmasıyla Suriye`ye direk müdahale eden Rusya dengeleri hepten değiştirdi. ABD Türkiye`nin düşman gördüğü PYD`yi açıktan destekliyor.
AB`ye güvenenler şimdi ağlıyorlar. Ağlasınlar; çünkü ağlamayı hak etmişlerdi. Büyük Şeytan`ın büyük kazık olduğunu anlasalar bari.