Selahaddin Yıldırım

IŞİD ve Hizmet Hareketi’nin emirlik ilanı

10.01.2014 10:23:00 / Selahaddin Yıldırım

Bölgemiz şimdiye kadar görülmemiş gelişmelere sahne oluyor. Suriye`de üç yılını dolduran kanlı çatışmalar, muhalif güçler arasında bir savaşa dönüşerek yeni bir veçheye büründü. Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) adlı örgüt, rejime karşı savaşan diğer muhalif örgütlere savaş ilan etti. IŞİD, bir yandan Suriye`nin kuzey bölgelerinde diğer İslamî guruplarla şiddetli çatışmalarını sürdürürken, diğer taraftan Irak`ın Felluce ve Enbar kentlerinde emirlik ilan etti.

Ebubekir Bağdadî tarafından 2006`da kurulan örgüt, geçen yılın haziran ayında El Kaide`den ayrıldı. Suriye`nin sınır kapıları ve petrol bölgelerinde etkinliğini gösteren örgüt, rejim güçleriyle savaşmak yerine muhalif gurupların elindeki bölgelere göz dikti. Muhalif guruplardan adam kaçırma gibi kışkırtıcı eylemlere imza atan örgüt, en son Dr. Hüseyin Süleyman`ı kaçırıp katledince ipler tamamen koptu. Türk Gazeteci Bünyamin Aygün`ü de bu örgüt kaçırdı. Muhalif gurupları sindirme ve kendisine tabi kılma, bunu kabul etmeyenleri tekfir edip kanını helal sayma gibi aşırılıklarıyla dikkat çeken örgütün, muhalif güçlerle giriştiği bu savaş ile neyi amaçladığı ve kimlere hizmet etiği konusunda ciddi kuşkular var.

Muhalifleri birbirine karşı kullanarak bitirme konusunda önemli bir deneyime ve geçmişe sahip Suriye rejiminin bu olayın arkasındaki güç olduğu kuvvetle dile getiriliyor. Suriye üzerinde hesapları olan uluslararası güçlerin istediği de buydu. Muhalif savaşçılar birbirini bitirsin ve Suriye sorunu bu şekilde sona ersin istiyorlar. Bu ayın sonunda yapılacak Cenevre2 konferansının gündemi de bu olacak zaten.

Suriye muhalefeti iç çatışmalarını durduramazsa kısa bir zamanda kendi sonunu kedisi getirmiş olacaktır. Şimdiye kadar güçlü bir ittifak kuramamış bir muhalefetin bundan sonra bunu başarabileceğini söylemek ise çok zor.

Suriye ve Irak`ta iç savaş vahşice sürerken Türkiye`de de bir darbe süreci yaşanıyor. İktidardaki Ak Parti`yi devirmeyi planlayan güçler bir kez daha düğmeye bastılar. Ortalık henüz sakinleşmiş değil. İsrail, ABD ve Batılı bazı devletlerin AK Parti`yi istemedikleri sır değil. Nurcu bir gelenekten gelen Gülen hareketinin, bir cemaat sınırını aşan gücü ve faaliyetleri devreye konularak girişilen darbe hareketi başarılı olur mu? Ak Parti iktidara geldiği günden beri darbe girişimlerini defetme konusunda hayli tecrübe kazandı. Bu defaki darbe girişiminin figüranları farklı olsa da, sonucun değişmeyeceğini ve iktidarın bu tehlikeyi de savuşturacağı anlaşılıyor.

Hizmet veya Gülen Hareketi hakkında en az konuşan camia bizim camiadır desem doğrudur. İslam kardeşliği hukuku ile ahlaki sorumluluk bizi başkaları hakkında konuşmaktan men eder. İç ihtilafların sadece düşmana yarayacağı hakikatini unutmamak gerekir. Her ne kadar onlar bizim için bu ölçülere uymamış olsalar bile…

Ancak gelinen noktada her kesin çıkarması gereken dersler olduğunu düşünmek lazım. Nurcu bir gelenekten bir hareketin siyasete bu derece yakın durması gerçekten şaşırtıyor. Siyasete ve ticarete gereğinden fazla bulaşan bir yapının ‘hizmet` iddiası tartışılabilir. Kendi dışındaki İslami cemaat ve hareketlere karşıki tavrı da eleştirilen Gülen hareketinin bir muhasebe içine girerek kendisini gözden geçirip geçirmeyeceği merak ediliyor. Dileriz ellerindeki maddi güç onları diğer Müslümanlar hakkında zalim davranmaya sevk etmesin. Üzülerek belirtmek gerekir ki bu hareket İslam âleminin değişik sorunları konusunda yeterince duyarlı olamamıştır. Bu harekete sadece ilahi rıza uğruna emek veren kardeşlerimizin de bu sebepten rahatsızlık duyduklarını biliyorum.

Hareketin mevcut medyası iyi bir sınav veremedi. Kendilerini besleyip palazlandıran bir iktidara karşı, o iktidarın amansız iç ve dış hasımlarıyla aynı safta yer alma yanlışını inatla sürdürmeye devam ediyorlar.

 İhlas, uhuvvet ve İttihad-ı İslam mesleğini hayatının baş gündemi olarak belirlemiş olan Hz. Üstad`ın takipçilerinin düşürülmüş oldukları bu vaziyet hayra alamet görünmüyor. Irak ve Suriye`deki IŞİD ile benzer konuma düşen bu hareketin İslamî kardeşlik hukuku gereği uyarılması ve düştüğü hatadan kurtulması için yardım edilmesi gerekir.

Her iki tarafın bu kavgadan vazgeçip sulh etmelerini ve kendilerini bu noktaya getiren maddi ve manevi hatalarını görerek durumlarını düzeltmelerini diliyoruz.

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar