Selahaddin Yıldırım

Suriye konusunda değişen bir şey yok

01.11.2013 09:49:00 / Selahaddin Yıldırım

Suriye sorununun çözümü sadedinde şimdiye kadar ciddi bir girişim olmadı. Egemen güçler ve onların bölgedeki uyduları, bu ülkeyi bölgedeki egemenliklerini pekiştirmenin arenası yaparak onca cinayetlerin işlenmesine ve güzelim ülkenin baştanbaşa harabeye çevrilmesine sebep oldular. Sahi şu muhalefeti silahlandırıp Baas rejimine bir kaç ay ömür biçenler şimdi neredeler? Suriye`nin dostları adıyla toplanan 150 kadar ülkeden geriye kaç tanesi kaldı?

Şu bir hakikattir ki Suriye`de Baas rejimi devam ettiği sürece Suriye rahat yüzü görmeyecektir. Çünkü bunca yıkım ve kıyımın baş sorumlusu bu acımasız rejimdir. Baas yönetimi, son Rus-ABD ittifakı sonucunda kendini garantiye almış gibi görünüyor. Beşar, hiç bir şey olmamış gibi rahat görünüyor ve önümüzdeki yıl yapılacak seçimlerde tekrar aday olacağını bile söylüyor.

Rusya, Çin, İran ve Hizbullah baştan beri bu yönetimi son derece kararlı bir şekilde desteklediler. Bu gaddar rejimi ayakta tutan da bu destekten başkası değildir. Muhalefeti destekler görünen Batı dünyası ise ikiyüzlü davrandı; hem kendisine umut bağlayan muhalif güçleri hem de bölgedeki müttefiklerini hayal kırıklığına uğrattı. ABD, Suriye`de rejimin devrilmesi durumunda onun yerine koyacak birilerini bulmaktan umudunu kesince Suriye politikasında tam bir U dönüşü yaptı; rejime karşı silahlı mücadeleyi yürüten İslami gurupları önlemek için Rusya ile beraber Beşar`ın iktidarını korumada karar kıldı. ABD`nin bu U dönüşü ve müttefiklerini orta yerde bırakması, kimi bölge ülkelerinde ciddi rahatsızlık ve kaygılara neden oldu.

Suudi yönetimi bu nedenle son günlerde çok zor anlar yaşıyor. ABD`nin Suriye`ye askeri bir müdahalede bulunması için bütün masrafları üstlenme gibi bir cömertlik ortaya koymasına rağmen Obama yönetimini buna ikna edemedi. ABD-İran yakınlaşması ise Suudi yönetiminin şeflerinde tam bir şok etkisi yaptı. İran-ABD ilişkilerinde olumlu seyreden gelişmeler Suudilerin uykularını kaçırmışa benziyor. Hele Mısır`da askeri cuntaya karşı kararlı bir şekilde devam eden direniş ve Arap Baharı ateşinin kendilerini de yakabileceği ihtimali Suudi diktatörlüğüne kâbuslar yaşatıyor.

ABD`nin Suriye`ye askeri müdahale konusunda geri adım atması ve İran ile yakınlaşması bölgede köklü bazı değişiklikler ve yeni ittifak arayışlarının habercisi olarak görülüyor. Suudiler başta olmak üzere zengin körfez ülkelerindeki monarşilerin İran`a karşı israil`e yaklaşacakları ifade ediliyor. Şimdiye kadar zaten bu yönetimlerin israil ile bir sorunları olmadı. Suudi Arabistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin de bu süreçte daha iyiye doğru yol alacağı ve her iki ülkenin Çin`e yaklaşmaya çalışacakları tahmin ediliyor.

Cenevre 2 konusu ise bir muammaya dönüşmüş durumda. Yapılıp yapılmayacağı, yapılacak ise ne zaman yapılacağı henüz kesinleşmiş değil. Amerikan yönetiminde Cenevre 2`nin iptali veya ileri bir tarihe ertelenmesi yönünde bir tavrın öne çıktığı, ancak Dışişleri Bakanı John Kerry`nin buna karşı çıktığı haberleri geliyor. Suriye muhalefeti Cenevre görüşmelerine katılmama kararlılığını sürdürürken Birleşmiş Milletler Suriye temsilcisi Ahdar İbrahimi bölge ülkelerine yaptığı ziyaretler ile muhalefet üzerinde baskı kurup katılmalarını sağlamaya çalışıyor, ama başarı sağlaması hayli zor görünüyor. Hâsılı, Suriye`de kan üç yıldan beri akmaya devam ediyor ve bunun duracağına dair iyimser olmayı gerektiren bir gelişme de maalesef yok.

Baas rejimi muhalifler üzerine ateş yağdırmaya devam ederken ülkede insani dram en kötü safhaya ulaşmış durumda. Yokluk ve pahalılık her tarafta kol geziyor. Özellikle muhaliflerin denetimindeki bölgelerde durumun çok vahim olduğu ifade ediliyor. Şam`ın göbeğinde on lira olan domates, Guta`da yüz elli lira. Üç kilo etin fiyatı bir memurun maaşına denk bir seviyeye tırmanmış. Nüfusun çoğu fakirlik sınırının altında bir yaşam sürerken bazı bölgelerde açlıktan bebeklerin öldüğü haberleri geliyor. Bir yıldan beri süren muhasara nedeniyle Şam`ın güneyindeki Guta`da insanların kedi köpek etlerini yemek için din bilginlerinden fetva aldıkları ifade ediliyor. Rejim, muhalifleri bu şekilde cezalandırırken dünya ve İslam âlemi de bu drama seyirci kalmaya devam ediyor.

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar