Kestiğimiz kurbanlarımızı Allah kabul buyursun… Güzel bir bayram geçirdik… Allah’a şükrümüzü artırmamız lazım… Buruk bir bayram ama yine Bayramdır! İslam ümmetinin gerçek bayramları ne zaman olacak acaba, gerçekten merak ediyorum… Özellikle savaş olmayan ülkelerdeki Müslümanların şükrü daha da artırması gerekiyor… Çünkü, Gazze bir kıyma makinesine ve Gazzeliler ise kendileri kurban olurken bizler rahat bir şekilde kurbanlarımızı kesiyoruz ve çocuklarımıza Bayram yaşatıyoruz…
Bayrama sevinmeyelim asla demiyorum… Her şeye rağmen hayat devam etmeli ve düşmanlarımıza rağmen moralimizi bozmadan, ibadetlerimizi yerine getirmeliyiz. Fakat samimi olmalıyız… Samimi… Lebbeyk derken samimi olmalıyız. Allah (C.C.) bizi biliyor, O’ndan hiçbir şey gizleyemeyiz… Ne yapalım ‘kaderimiz’ deyip geçmemeliyiz… Şimdi, bir düşünün arefe günü vakfede iki milyondan fazla Müslüman ‘Lebbeyk’ telbiyesini okudu… İşte ondan bahsediyorum… Ne muhteşem bir kalabalık değil mi? Temaşa ederken bile tüylerini diken diken ediyor…
Telbiye ne anlama gelir biliyor musunuz? Sözlükte “çağrıda bulunana cevap vermek, bir davete icabet etmek” anlamındaki telbiye fıkıh terimi olarak hac veya umre niyetiyle ihrama giren kimsenin şu sözleri söylemesini ifade eder: “Lebbeyk, Allāhümme lebbeyk. Lebbeyk, lâ şerîke leke lebbeyk. İnne’l-hamde ve’n-ni‘mete leke ve’l-mülk, lâ şerîke lek”. Anlamı ise (Rabbim! Davetine sözüm ve özümle tekrar tekrar icabet ettim, emrine boyun eğdim. Rabbim! Senin davetine icabet boynumun borcudur. Senin eşin ve ortağın yoktur. Rabbim! Bütün varlığımla sana yöneldim; hamd senin, nimet senin, mülk senindir. Senin eşin ve ortağın yoktur) demektir.
İşte bu samimiyetten bahsediyorum! Hacca gidenler bilirler ya da kendileri bile yapmışlardır… Maalesef çoğumuz bu telbiyenin ne anlama geldiğini bile bilmeyiz… Her hacı kafilenin başında biri olur o tavaf ederken ve diğer haccılar ibadetin fârizalarını eda ederken hacıların önünde durur ve dualarını tek tek okur, hacılar ise aynısını tekrarlar. Hece hece ya da kelime kelime söyler çünkü biliyor ki hacılar bu duaları ezber bilmez. Çünkü ilk defa gelmişlerdir… Çoğu hacı adayları da duaların Arapça okunması gerektiğini düşünür. Ana dilde okunsaydı ya da sadece telbiyenin anlamını onlara gerektiği gibi anlatmış olsaydık ne güzel olurdu… Sadece tek bir ‘Telbiye’ tesbihatı Müslümanları harekete geçirmek için yeterlidir…
Allah aşkına şu sözleri tekrar tedebbür ederek bir okuyun, Rabbim! Davetine sözüm ve özümle tekrar tekrar icabet ettim, emrine boyun eğdim. Rabbim! Senin davetine icabet boynumun borcudur. Senin eşin ve ortağın yoktur. Rabbim! Bütün varlığımla sana yöneldim; hamd Senin, nimet Senin, mülk Senindir. Senin eşin ve ortağın yoktur!
Şimdi… Her gün Gazze’de kurban edilen bebek, çocuk, kadın, yaşlı amcaları ve nineleri düşünerek bu telbiyeyi anlamaya çalışın. Hz. İsmail’i bir koçla adeta Hz. İbrahim’in elinden kurtaran Allah bize ne demek istemiş bir düşünün…
Biz samimi olsak tek bir Telbiye bize yeterdi… Kurban - Yüce Allah’a teslimiyetin İbrahimce ifadesidir Kurban - Allah’a itaat ve tevekkülün İsmail’ce örneğidir. Kurban –Allah ile kulun arasına giren her şeyden vazgeçmektir Kurban– en sevgili uğruna varlığını feda etmektir. Hac tüm bunların zirvesidir, Allah’ım ben geldim ve Senin tüm buyruklarını yerine getirdim, demektir. Kurbanınız bayram olsun. Gazze’ye selam olsun!