M.Zeki Ergin

Kişinin tavrı kişiliğini yansıtır

24.12.2011 14:30:41 / M.Zeki Ergin
İslam ahlak üzerinde bir başka durur. Hz. Resulullah`ın “İsa, şeriatı; Ben ise güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” Hadisi bu ehemmiyetin kaynağını ifade ediyor. Zira İslam kâmil insan yetiştirme, kâmil aile yetiştirme ve bu bağlamda kâmil toplum yetiştirme hedefindedir.

Fertler, aile kurumu ve toplum, ahlaki değerlerden yoksun ise o toplum hangi kanunla veya sistemle yönetilirse yönetilsin pek fazla bir fark olmayacaktır. Nitekim Haccac gibi zalimler İslam şeriatını ellerinde bir hançer gibi mazlum halka karşı kullanıyorlardı.

Bu bağlamda nemime de mahiyeti itibariyle erdemlilik ve güzel ahlakla bağdaşmadığı için haram kılınmıştır. Zira toplumda fitne fesat tohumlarını eken kalbi bir hastalıktır. Bazı insanlar var; sırf insanlar arasını bozmak veya var olan bozukluğu körüklemek maksadıyla kinleri körüklerler.

Taraflardan birinin yanına gider diğerinin herhangi bir halet-i ruhiye ile ağzından kaçırdığı bir sözü edebiyatın ve fitneciliğin bütün sanatlarını kullanarak karşı tarafa sunar, düşmanlığı katmerleştirirler. Diğerinin yanına giderek aynı şeyi bunun yanında yapar. Sonra düşmanlık öyle bir hal alır ki belki samimi bir Müslüman`ın araya girmesi ile çözülecek meseleleri büyük adamları bile aşacak seviyeye taşır.

Bu tür nemime hiçbir Müslüman`da bulunmaması gereken bir hastalıktır. Tahribatlarından dolayı İslam, kalbi günahların kebairlerinden saymıştır.

Diğer bir türü de vardır ki; bu, sahibinin karaktersizliğini, kişiliksizliğini gösterir. Şöyle ki, kalbinde herhangi bir art niyet taşımayan bir Müslüman, arası iyi olmayan iki Müslüman`dan birinin yanına gider; o Müslüman`ın, hasmı hakkındaki sözlerinin havasına kapılır ve onun karakterine bürünür. O Müslüman`ın hasmı hakkındaki sözlerine kendisi de arayı bozacak eklemelerde bulunur.

Diğerinin yanına gider onun havasına kapılır ve aynı şekilde diğeri hakkında söylediklerine ilavelerde bulunur ve bu durum da fitneci birinin yaptığı tahribatı yapar. Aslında kötü niyetli değildir. Ama kendisinin bir kişilik sahibi olmadığını, kendisinin ahlakında bir kişiliği oturtmadığını ortaya koyar. Bu da diğeri gibi kalbi günahların kebairlerindendir, zira bir Müslüman`ın bir kişilik oluşturmaması kabul edilir bir şey değildir.

Bildiğiniz gibi bu aralar basın bundan on bir yıl önce gerçekleştirilmiş olan “Hayata Dönüş operasyonlarını” işliyor.
Yapılan operasyonun “bir insanlık suçu” olduğunu söyleyenler, “kimyasal silahlar kullanıldı” diyerek olayı lanetleyenler ve daha birçok kınayıcı manşet.

O gazetelerin ve diğer basın kuruluşlarının bundan on bir yıl önce kullandıkları manşetlere, yaptıkları haberlere baktım. “Güler misin, ağlar mısın?” Diyorlar ya işte öyle bir hal… Zamanın başbakanı Ecevit`in; “Biz teröristleri terörlerinden kurtarıyoruz” sözünü destekler mahiyette manşete taşıyanlar… “Bayrampaşa`dan bilmem nereye ölüm emri” başlığındaki haberlerle solcu mahkumları taşa tutanlar ve benzeri daha nice manşet veya haberler…

“Değişen ne?” yani hangi gerçek ortaya çıktı ki bu şekilde tavır değişikliği oldu dediğimizde aslında “hava”dan başka değişen bir şey yok. O zamanlar rüzgâr o taraftan esiyordu, bugün bu taraftan esiyor. Tıpkı bundan birkaç ay öncesine kadar neredeyse PKK`yi özgürlük mücahitleri ilan edenlerin bugün onları şeytan taşlama sütunlarına bağladıkları gibi… Aslında değişen hiçbir şey yok. Herkes daha önce nerede duruyorsa bugün de aynı konumunu koruyor, ama rüzgâr işte…

Herhangi diyebileceğimiz basının böyle davranmasından, yani menfaat olgusu ile olaylara yaklaşmasından ve ona göre tavır değiştirmesinden daha doğal bir şey yok. Ama İslami diye tabir edilen basının bu değişikliği açıkçası en azından karaktersizliğin, kişilik oluşturamamanın göstergesidir. Aksi halde aynı olayla ilgili olarak iki zıt tutum başka bir şeyle ifade edilemez.

Müslüman bu kadar kolay savrulmamalı… Müslüman`ın ağırlığı ve kütlesi olmalıdır. Çerçöp değil ki rüzgâr hangi yönden eserse o yöne savrulsun. Tam aksine ilkeleri hatta birçok konuda değişmez ilkeleri olandır Müslüman…
 

 
Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar