Muhammed Ali Akay

İttihad'ül İslam, Tefrika ve Savaş

27.12.2023 01:00:00 / Muhammed Ali Akay

Devletler arasında ihtilaf yaratma uzmanı olan bir devlet var ki onun siyaseti şudur: "BÖL, PARÇALA VE YÖNET!" Bu devlet İngiltere'dir ve İngiltere Devleti, ihtilaf oluşturma uzmanıdır. Amerika'yı da İngiltere'nin kurduğunu unutmamak gerekiyor. Nitekim günümüzde İngiltere'nin siyasetini devam ettiren Amerika'dır.

İslam toplumlarında tefrika oluşturan etkenlerin başında manevi etkenler gelir. Şirke bulanmış düşünceler insanların parçalara ayrılmasına sebep oluyor. Şirke bulaşmış toplumlarda insanlar arasındaki ilişki; varlık kaynağına, paraya, egemen güce, dünyaya hakimiyet kuran devletlere göre belirlendiğinde doğal ve kaçınılmaz olarak bu toplumda insanlar birbirlerinden ayrı düşerler. İnsanların sınıflandırılması şirke bulaşmış toplumlarda olur.

Müminlerin ve Allah'ın salih kullarının arasında ihtilafın olduğu yerde muhakkak şeytan ve Allah'ın düşmanı vardır. Nerede ihtilaf görürseniz araştırın, zorlanmadan şeytanı orada bulacaksınız veya kendi nefsimizin derinliklerinde olan nefs-i emare dediğimiz marada en tehlikeli olan şeytanı bulacaksınız. Bununla beraber bütün ihtilafların arkasında ya bizim bencilliklerimiz, makam arzularımız ve minnetlerimiz var veya dış düşmanlar yani düşmanın, emperyalist devletlerin, sermaye sahiplerinin şeytani elleri var.

Unutmayalım ki şeytanın işi ihtilaf çıkarmaktır. İslam toplumu dinden uzaklaştırıldığından dolayı cehalet ve yanlış anlayışları çoğaltan bir eğitim sistemi olduğu için insanımız birbirine düşman olabiliyor.

Bu ülkede cehaletin çoğalmasına sebep olan FULBRİGHT sözleşmesi ile Amerika'nın kontrolünde inşa edilen bir eğitim sistemidir. Halktaki ayrılık ve kamplaşmaların sebebi yerli olmayan Amerikancı düşünceye sahip şeytani yapıların inşa ettiği bir eğitim sisteminden dolayıdır.

Eğitim sistemimiz bizi vahdete, birliğe, beraberliğe yaklaştırmıyorsa küresel emperyalizm ve şeytani güçlerin egemenliklerinin güçlenmesine sebep oluyorsa hep birlikte bu gidişata bir ‘Dur!’ demeliyiz.

Gelin öyle bir eğitim sistemi inşa edelim ki İslam ümmetinin siyasi, kültürel haklarını emperyalistlerden geri almamıza vesile olsun. Düşmanın hilelerini tanıyıp düşmana karşı tedbir almamıza vesile olsun.

Amerika, israil ve türevleri para harcayarak ve aralıksız çaba göstererek Müslümanları kendi aralarındaki ihtilaflarla oyalama, yanlış anlamalarla taassuplardan faydalanarak bizi birbirimize düşürmeye çalışmaktadırlar.

PKK milletimizin mazlum evlatlarını katlederken birileri de şeytani güçlerden ilham alarak Türk nasyonalizmini hortlatıyor. Irk, soy ve kanla ilgili yanlış efsanelere ve tasavvurlara insanları yönlendirip insanları ayrılıkçı bir karaktere dönüştürüyorlar. Bu şekilde devamlı zararlı akımları revaçta tutmaya çalışıyorlar.

İslam düşmanları Müslümanları kontrol altında tutabilmek için ırksal sınıflandırmalarla sürekli onların sözbirliğine engel olmaya çalıştılar. Irksal ihtilaflar, İslam düşmanlarının faydasınadır.

2-3 asırdır İslam milletlerini despotça sömürgeci hükümetler aracılığıyla zaaf ve zillet içinde tutuyorlar. Müslümanların izzet ve bilince doğru hareket etmesi vahdetle olur.

Irksal, mezhepsel ve bölgesel ihtilaflar İslam ümmetinin vahdetinin önündeki en büyük engeldir. Özellikle ırka dayalı tefrika, bugünkü zilletimizin sebebidir. İslam ve Müslümanlar tarih boyunca vahdet, tevhid ve adalet nidasıyla yeryüzüne haykırdılar. Vahdeti, tevhidi ve adaleti bıraktığımızdan dolayı kutsal mücadeleyi bırakıp kan savaşına, ırk savaşına bulaştık.

Bölgesel tefrikalarımızı, siyasi tefrikalarımızı, mezhepsel, ırksal tefrikalarımızı bırakıp Türkler, Araplar, Kürtler, Farisiler (İranlılar) el ele verip tekrardan Muhammedî inkılabı gerçekleştirebiliriz. Adalet barış ve huzuru yeryüzünde tekrardan sağlayabiliriz.

Özellikle TRT gibi devlet kanallarında çekilen filmlerde ırki söylemler olmamalıdır. İnsanlarımızı, bir ırkın üstünlüğü için değil İslam'ın üstünlüğü için daha yüce bir dava uğruna mücadele etmeye davet etmeliyiz. Irki söylemlerden vazgeçilmediği müddetçe toplumsal barış olmayacaktır.

Türkleri, Kürtleri, Arapları ve Farsları yeryüzünde kıymetli kılan İslam'dır. Devlet yapan, söz sahibi yapan İslam’dır. Bu Milletler İslam'ı bıraktığı günden beri egemen iken esir olmuş; hakimken mahkum konumuna düşmüştür. Tekrardan milletlerimizi yeryüzüne egemen olmaya, yeryüzünü sevk ve idare etme görevine getirmeye talipsek milletimizi İslam'a davet edelim.

Anayasanın, eğitim müfredatının İslam'ın gölgesinde tekrardan oluşturulması duasıyla…

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar