Mirali Yıldırım

Kan ve Gözyaşı Diyarında Beka ve Balayı

15.11.2019 08:01:24 / Mirali Yıldırım

Bu, bizim diyarımızdır; görmesek de, duymasak da konuşmasak da!

Projesiz, çözümsüz atalar dininden milim geri adım atmadan beka arayanların ekseri de diyarda “kurtuluş savaşları ve iktidar” bahşedilmiş devlet ve Beyliklerdir.

Böyle bir keşmekeş içinde balayına çıkanlar da dünyanın hâkimleri; Yahudi Sermayesi ve Haçlılardır.

Şüphesiz, ABD hala Büyük Şeytan ve hala dünyada akmakta olan kan ve gözyaşlarının birinci sebebidir. Peygamber katili İsrail Terör Devletinin rutine bindirerek işlediği cinayetleri de ABD hesabına yazılmalı. ABD’nin cinayetleri de Siyonizm’in hesabına yazılmalı. 

Müslüman ülkelerin, “beka” derdine düşüp Frengistanlara yöneldiği bir ortamda; ABD ve karakolu İsrail; Müslüman halk ve devletlere ayar çekiyor, terbiye ediyor.

ABD; Afganistan’da yine sivilleri hedef aldı; masum canlara kıydı. Şeytan; bu rutin hataları(!) sürekli yapıyor ve nedense hedefi on ikiden vuruyor.

Alışıldık izahları var.  “…üzgünüz; bir daha tekrar etmeyecek; bu hatayı(!) yapanları yargı önüne çıkaracağız…” der. Zaman ve zemine göre; bir masumu, “terörist” olarak ilan ederler.

Terörist ilan ettiklerini, yerli işbirlikçilerinin eliyle cezalandırıyor, müebbetler veriyor; bombardıman ederek tamamen yok ediyor. Mısır’daki İhvan hareketi ve sair tevhidi düşünce mensuplarını, hiçbir dayanağı kalmayan cani ve hırsız Sisi’nin eliyle cezalandırdıkları gibi..

Siyonist Terör devleti de cinayetlerini bir ilan etmediği ama ezberlediğimiz bir hesaba göre yapmakta.

İslami Cihad’ın askeri kanadı, Kudüs Seriyyeleri’nin komutanlarından Ebu’l Ata’yı hain bir bombardımanla şehit etti.

Ayağı az yere basan Müslüman ülkeler; bu aralar mühim işlerle(!) meşguller ki; Kudüs-Aksa cinayetleri, Afganistan ve Doğu Türkistan katliamlarıyla ilgilenecek zaman bulamıyorlar. Dışişlerinden memurların olayı kınaması ile görev icra ediliyor.. Yahudi ve Hamisi’nin ise kural kaidelerden anlamadığı, uluslararası geçerli tüm yasaları çiğnediği bir hakikattir.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın ABD seyahatini izledim. Tramp’ın çabalarına rağmen, açıklamanın yapıldığı salona bir kaç senatör ancak gelebilmiş.. Görüşmelerin ağırlık noktası; -adı koyulmasa da- Kürt ve Kürdistan…

Bu kadim konuda, yerel ve Bölgesel çapta bir çaba sarf etmeden, çözümü ABD’in olmayan insafına kalmaya devam ediyoruz..

Görüşmelerde her şey konuşuluyor ama ABD’yle. Tedbir var, temkin var; teyakkuz ve savaş var ama bin yıldır et ve tırnak gibi kaynaşmış kardeşler arasında çözüm yok.

Haçlılar, şeytan ve terörist ilan ettikleri her yapıyla görüşme masalarına oturuyor. Bizler, bunu başaramıyoruz. Kürt halkının da her halk gibi insani ve İslami hak ve hukukları vardır ki bunlar; terör örgütü ve terörizme göre değil, kardeşlik hukukuna göre değerlendirilmelidir.. Kadim bağlarımız; bir türlü yüzleşemediğimiz sorunlarımızı çözebilecek imkân ve kabiliyete sahiptir. Sayın Cumhurbaşkanı’nın yönetimindeki Türkiye Cumhuriyeti; muhatap alabileceği Kürt bir yapıyı -olmasa dahi- oluşturabilecek güç ve kabiliyettedir.

Kardeşlik, hemen şimdi! Müslüman halklar; devlet ve devlet dışı yapılar için zaman daralıyor. İstikrar ve baka, asabiyetin hemen arkasında! Demek istiyorum ki;

Sorunlarımızın çözümü için dünyayla tabi ki görüşelim ama bir yer de sorun yaşadığımız kardeşlerimize ayıralım.

Tedbir, temkin; teyakkuz hatta savaş halimiz de sürekli olsun amma ayrıca farkları bir araya getirebilecek, buluşturabilecek bir çözüm politikamız da olmalı.

Sürekli tartışıp çatışanlar; istikrarlı düşünmeyi yakalayamaz; muhataba zarar verme, yok etme dışında bir şey üretemez… Üretemeyen de yıpranır, tükenir.

Bölgesel ve yerelde; belirlenen meşru zeminlerde “görüşebilmek, buluşabilmek; tez ve antitez üretebilmek; kararlar almak, müzakereler yapmak; mutabakat ve süreçler üretebilmek” baka ve istikrarımız için hayatidir.

Türkiye’nin istikrarı; Kuveyt veya Körfez Beyliklerinin bulduğu araçlarla(!) sağlanamaz. Türkiye; dünyaya hükmetmiş mirasların varisi olduğundan, mazisine yakışır büyüklükte evrensel düşünmek zorundadır.

İstemesek de kader, bizi, Devler ligine atmıştır; bu ligde, amatör oyun ve oyuncularla sahaya inilmez vesselam.

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar