Mirali Yıldırım

Mekke’de Daru’n Nedve

24.05.2019 08:49:49 / Mirali Yıldırım

Cahiliye döneminde Daru’n Nedve; komplo, şer ve şirkin merkeziydi. Peygamber (a)’a suikast planı da oranın işiydi.

Tuzak kuruyorlardı; biri boşa çıkınca daha kötüsünü kuruyorlardı.

O zamanın koca dünyasında Nûr’u temsil eden bir avuç muvahhitti. Güçler dengesi orantısız ama pul-perestlerin hesaba katmadıkları bir hakikat vardı.

 “Tuzak kuranların en hayırlısı” vardı.

Hâsılı kelam, çekilmez sancıların dozu arttı; zulüm ve şirk “çöllere dayandı.”

..ve Hakk’ın Hakimiyeti için,  Cebrail (a) bu kez farklı ama kat’i emirle, “terk-i diyar” (hicret) fermanıyla geldi.

“..ve Hak geldi, Batıl zail oldu; esasen batıl zail olmaya da mahkumdu.”

*Hakikatin önünde, Pers ve Bizans’tan ziyade Hicaz’ın şirk ve zulmü vardı.

Hamisi Haçlıların maddi ve manevi desteğini alan Suud ve avanesi; bu gün aynısını, belki de beterini yapıyor! Kerbela’ya dönmüş İslam Coğrafyalarının çoğunda imzaları var.

Akif’in “Acem Şahı’na” dediğinin beterini yapıyor.

“Ta Rusya’dan Kazak celbeyleyip Sadât’ı çiğnettin!

Yezid’in ruhu şad olsun. Eminim, çünkü şâd ettin!”

1982’de Fransız komandolarla Kâbe’de katliam yaptı. Müslümanları sorgulama ve işkencelerde CIA ve MOSSAD ajanlarını, tecrübe ve teçhizatlarını kullanıyor.

İslami Cihad Cepheleri, bu azgın zihniyetten ağır hatta ölümcül yaralar aldı, alıyor. O, bir ucûbe!

 “Nesin sen ben de bilmem kız mısın oğlan mısın hain(!?)” (Nedim).

Kendileri Lale Devrini yaşarken, ümmete fetret yaşatanların muhafızlığına oynuyor. Rabbimiz, kutlu Bedirlerle ıslah edecek!

ABD -gereğince hizaya getiremediği- İran ve Türkiye’yle hesaplaşmak istiyor; israil ve kıt kaynakların kontrolü için..

Türkiye’yi; kontrolü zor “kriz, sosyal medya ve terörle” sarsarak “renkli darbeler” kategorisine almış. Bunu Gürcistan, Ukrayna, Sırbistan ve Kırgızistan’da denemiş ve başarmıştı.

İran’ın işi daha da zor. İsrail’in emniyetini önemseyen ABD; mümkün mertebe, Suud ve BAE sermayesiyle koordine ettiği körfez Beyliklerini İran’la savaştırma peşinde.

Varlığını Haçlıya borçlu olan beyliklerin itiraz edebilme şansları, imkân ve kabiliyetleri de yoktur. Cemal Kaşıkçı cinayeti bile Şeyhimleri ve Pire-nsleri(?) teslim almaya yeter, artar bile. Alayının bir cinayetlik(!) canları var.

Suud ve avenesi; ABD ve Haçlı dayatmalarına kutsallık kazandırmak; hiç olmazsa cinayetlerini Şii-/Sünni kılığına büründürmek için Mekke’de sırıtan toplantılar yapıyor, yapacaklar.

Her şey ortada. ABD; “kusur ve ciddi hatalarına rağmen Türkiye ve İran’ın şahsında Haçlının hesaplarını bozan Yerlilerin son kalelerinden, meşru halk iradelerinden teslimiyet ister.

Bunun için de orantısız gücünün yanında muasır selülleri, yezidanı; Dar’un Nedveleri, Dırar Mescitlerini kullanmakta hem de Vahyin Kalbi’nde!

Peygamberimizin, Dırar Mescidini yıktırmasının ehemmiyetini tekrar tefsir eden Rabbimizin şanı yücedir!

Ümmet olarak, fetret döneminin zifiri karanlığındayız. İlmel yakin, Hakkel yakin ve aynel yakin olarak bildiğimiz ise Kutlu Şafağın da yanı başımızda olduğudur.

Rabbimiz, o Şafağın yolu ve yolcularından eylesin vesselam! (Amin)

 

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar