Dün yazımı gazeteye vermeden önce internet ortamında bir araştırma yapmak istedim. Adı lazım değil, en çok okunan haber sitelerinden beşine baktım. Birinde hiç, birinde bir, birinde iki Gazze haberi vardı. İşgalcinin gece boyunca yaptığı bombalama ve 80 şehitle sonuçlanan katliam vardı.
Hızımı alamadan başka bir sitedeki manşetlere yani birinci sayfalara baktım. Mevcut otuz bir gazetenin içinde Gazze, bizim gazetemiz dışında iki gazete hariç ne manşetlerde ne de sürmanşetlerde hatta manşet yanı veya altında bile yoktu.
Yetinmedim en çok okunan 30 köşe yazarlarının başlıklarına da baktım. Biri hariç Gazze’den/soykırımdan bahseden yine de yoktu.
Anlaşılan Gazze, Türkiye gündeminden tamamen düşmüş. Basında gündeme gelmeyen, sözü edilmeyen, önemsenmeyen ve unutulup giden bir işgal ve katliam oldu Gazze. Gündem seçim, gündem Irakla yapılan anlaşma ve gündem CHP’nin yasal olmadığı iddiasıyla sayılan paraları olmuş.
Peki, bir soykırımı görmezden gelmekle, onu yok saymakla üstünü örtebiliyor muyuz? Elbette hayır. Hala soykırımcı İsrail her gün yüzlerce çocuk ve kadını öldürmeye, yardım konvoylarını takip ederek aç ve biilaç kalabalıkları bombalamaya devam ediyor. Zamanın Ramazan olup olmadığı gibi bir derdi yok. Öldürmek için her gün soykırımcıya aynı olmuş.
Gerçekte ise üyesi olduğum ve FİMED sözcüsü tarafından günlük olarak verilen haberlere göre basınımızın görmezden geldiği soykırımın 161. gününün verileri, gelişmelerin susulacak cinsten olmadığını gösteriyor: “Soykırımcı İsrail son 24 saat içinde ailelere yönelik 13 katliam gerçekleştirdi. 149 şehit verildi, 300 insan yaralandı.”
Enkaz altında kalanlardan ve ulaşılmayanlardan ise bahsetmiyorum bile.
İçinde olduğumuz bu hayırlı günlerde ulusal basın ve yazarların gündemi ile halkın gündemi aynı değil. Bu Müslüman halk, kardeşleri için semaya yükselen değil adeta akan bir dua kanalı açmış bu mübarek günlerde.
Bu memleketin sözde aydınları ve iş adamları, devletin suskunluk orucunun desteğiyle gündemi değiştirmiş, Gazze’yi konuşulmaz kılmıştır. Bir yöneticiye soykırımı sormak adeta ortamı germek gibi anlaşılıyor olmuş. Kimse katliam ve soykırımı gündem etmek istemiyor.
Gündemde tutanlar da sosyal medyada hala içlerindeki sönmeyen ateşi dindirmeye yönelik ya gençlerin ya da duyarlılığı olanların bir yerlere ulaşılmayan seslerin sahipleridir.
Bu kadar çaresiz ortama şahit olmamıştık. Dünya, vicdani bir uyanış yaşarken bu gaflet neden? Güneşi inkâr, göz kapamakla olmaz. Göz kapamakla sadece kendimize karanlık yaparız.