Yine Şubat ayına girdik, yine şehadet kokusu hissediyoruz; geçmişin şanlı gölgesi altında onurla, gururla.
Her şehidin, her şehadet öyküsünün altında yatan bu onurlu ve izzetli duruşun, bu kahramanlığın ümmete olan övüncü yeter artar bile.
Semboller, hatırlatıcı işaretlerdir; Şubat’ın şehitleri de şehadeti ve manasını/mefhumunu hatırlattığı için içimize sinen dünyanın, fahrın, kibrin, saptırıcı unsurların arınması ve bizi temizlemesi için işaretlerdir.
Her yılın kalpleri aşk ve şevkle dolduran müjdesi, şehadet marşlarının nakaratıdır.
Gençlerimiz “Kan, şehadete bir çağrıdır” sözlerini işitirken gözleri önüne bir Malkom X, bir Hasan el-Benna, bir Şeyh Zeki gelir her daim.
Kiminde mazlumiyet tabloları kiminde gurur, kiminde de kahramanlık canlanır yüreklerde, gönüllerde.
El-Benna’nın destansı mücadelesinin yeryüzünün İslamî hareketlerine kaynaklık ettiğini gördükçe şehidimizle gurur duymamak mümkün mü?
Buna karşın şehit edildiğinde cenazesinin sadece ailesi yani eşi, anne-babası tarafından üç beş kişiyle defnedildiği gerçeğini kaçımız bilir; koca bir çınarın mazlumca mezara konulduğunu…
İskilipli Atıf Hoca’nın meçhul bir mezarda ve yerde yıllarca isimsiz yattığından kaçımızın haberi var; ta ki Mehmet Sılay Hoca’mızın yıllar süren gayretleri sonucu mezarına kavuşmamız nasip oldu.
Hacda iken eşine gerçek İslamî kardeşliği siyahı, beyazı, sarısı ve kırmızısıyla Kabe’nin etrafında beraberce aynı Allah’a inanan kardeşler olarak tavafta bulunduğunu yazan Malkom X, hangi mazlumiyetle kurşunlara hedef edildi?
Erbilli Esat Hoca’nın yürüyemeyen yaşlı bedenindeki kocaman imandan ürken korkakların, kendisini zehirledikleri gerçeğini kim örtebilir?
Ya genç Metin’den korkan, sureti haktan görünenlere ne demeli?
Molla Sadrettin’in yiğit oğlu…
Fatih’in akıncısı ve delikanlısı…
İlmi, takvası ve heybetiyle, attığı her adımda PKK’lı Marksistlerin yüreklerine korku salan Molla Zeki’yi kim unutabilir ki?
Hala onurlu mirasıyla dik duruş sergileyen yolunun yolcuları olarak selam duruyoruz ona ve anamadığımız tüm şehitlere…
Hasılı her şehidin her şehadetin öyküsünden yeni Simurglar doğuverdi ve hala yedi vadinin zorluklarına göğüs geren bir ümmetin mücadeleci/direnişçi mücahitleri beklemektedir, tıpkı Rabbine söz verip sırasını bekleyen nice erler gibi…
Şubat; bu mesajı kanıyla, canıyla ümmete hediye eden yiğitlerin sembolleşen ayıdır.
Her zamanın şehidi kıymetlidir elbette; fakat Şubat, her şehidi hatırlatan en güzel semboldür.
Konuk Yazar
Esma Akbalık
Abdullah Kavan
Kenan Çaplık
Dr. Abdulkadir Turan
Abdullah Aslan
Mehmed Göktaş
