Su gibi aziz ol cengaver ol

“Adamın biri hayatın zorlukları ve sıkıntıları karşısında durabilmeyi ve mücadele ruhunu bazı insanlara göstermek için onları mutfağa, pişirme yerine götürür.

Ocağın üstüne eşit büyüklüklerde üç tane kap yerleştirir.

Üçüne de eşit miktarda su koyar. Ve her üç kabın altını da aynı anda yakar.

Birinci kaba bir tane patates,

İkinci kaba bir tane yumurta,

Üçüncü kaba da bir kaşık kahve koyar.

Her üçünü de tam 30 dakika kaynatır. 

Sonra da her üçünün de ateşini kapatıp, kapları ocaktan alır.

Masanın üzerine iki tabak ile bir tane bardak koyar.

Haşlanmış patatesi birinci tabağa,

Haşlanmış yumurtayı ikinci tabağa,

Kahveli suyu da bardağa boşaltır.

İnsanlara hitaben;

-“Ne görüyorsunuz?” der.

İnsanlar:

-“Patates, yumurta ve kahve görüyoruz.” derler.

Adam insanların elinden tutar ve masaya yaklaştırır. Sonra:

-Haşlanıp çok yumuşayan ve dağılan patatese,

-Haşlanıp da sertleşen yumurtaya dokunmasını,

-Suda kaynayan ve suyla bütünleşen, suya kokusunu veren kahveyi ise koklamalarını ister.

İnsanlar, adamın kendisinden istediklerini yapar.

Adam tekrar insanlara:

 -“Ne görüyorsunuz?” diye sorar.

İnsanlar:

-Haşlanıp yumuşayan patates,

-Haşlanıp sertleşen yumurta,

-Ve bir bardak güzel kokan kahve görüyoruz” derler.

Ama, Adama;

-‘Peki bunları niçin bize soruyorsun ki? demeyi de ihmal etmezler.

Adam bunun üzerine: 

-“Bakınız ey insanlar!  Bunların hepsi aynı ateşte, aynı sürede ve aynı miktar suda, aynı derece ısıda kaynayıp, piştiler.

Fakat her biri bu olaya (etkiye) farklı tepki verdiler.

-Patates ilk başta sertti, güçlüydü. Ama kaynayınca yumuşayıp dağıldı.

-Yumurta çok kırılgandı, kaynatılınca sertleşti.

-Bir kaşık kahve de sertti, kendine özel az biraz kokusu vardı. Ama kaynatılınca gevşedi, suyun içine dağıldı. Kaynatıldıkça dağıldı, dağıldıkça da suya kokusunu ve tadını verdi. Ve neredeyse bütün mutfağı güzel kokusuyla doldurdu” der.

Ve şunu da ilave eder.

Ey insanlar şimdi siz söyleyin:

-“Siz bunlardan  hangisisiniz?”

Peki; şimdi

-“Ben hangisiyim?!”

Peki ya şimdi 

-“Biz hangisiyiz?”

Patates gibi, önce sert olup problemler yaşadıkça yumuşayan, dağılıp giden mi?

Yumurta gibi, önce çok yumuşak iken problemler yaşadıkça sertleşip güçlenen mi?

Kahve gibi, problemler yaşadıkça yumuşayan, etrafına güzel kokular ve tatlar yayan biri mi?...

Yoksa fokur fokur kaynayan, eşyaya ve madene şeklini veren onlardaki cevheri ortaya çıkaran su mu?

İnsan-ı kamil ve ideal toplum yetiştirme ise derdin? Modern çağa inat su gibi aziz ol, toplumlara ruh ver, kan ver.

Adın cengaver, bütün çaba ve gayretin ise canver olsun.