Mahmut Olğun

HACI STOKÇU

22.11.2021 07:40:02 / Mahmut Olğun

“Ey iman edenler! Hahamlardan ve râhiplerden pek çoğu halkın mallarını haksız yollarla yemekte ve insanları Allah yolundan alıkoymaktadırlar. Rasûlüm! Altın ve gümüşü(Lüks araçlar her türlü mal mülk ve geçim aracı) yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onları elem verici bir azap ile müjdele”(Tevbe, 34)

Stokçuluk; karaborsacılık, istifçilik, vurgunculuk ve tekelcilik anlamında bir terimdir.

Sözlükte “hakkını yemek, kötü davranmak; kıtlaştırmak, tedavülden çekmek, istiflemek, tekeline almak” anlamlarındaki hakr kökünden türeyen ihtikâr, “ticaret malını pahalılaşması gayesiyle istifleyip piyasaya arzını geciktirmek” manasına gelmektedir.

İster adına ihtikar, ister normal stokçu, ister isimlendirip hacı stokçu, ister yeşil stokçu, ister sosyalist, ister komünist, ister liberal, ister demokrat, ister başka bir şey söyleyin. Nasıl isimlendirirseniz isimlendirin. Nasıl söylerseniz söyleyin yeterki onları iyi tanıyın.

Stokçu hangi dine hangi mezhebe hangi millete ve ideolojiye sahip olursa olsun fark etmez. Bütün stokçular kapitalist ruhludur, sömürgecidir. Felaket tellallığında en ön safta yer alır.

Halihazırda her stokçu icra ettiği fiil itibariyle ülkenin temeline dinamit koymuştur. Dinin, insanlığın, halkın, değerlerin, yaşamın temeline mayınlar döşemiş, patlamaya hazır hale getirmiştir. Rüzgar ne yöne eserse, güç nerede ise orada durmaktan geri durmazlar. Menfaatlerinden başka hiç kimseyi düşünmezler.

Mal biriktirip mal yığarlar. Bayilerden lüks arabalar alıp stoklarlar. Kimisi demir alıp stoklar, kimisi bulgur alıp stoklar, kimisi de dolar, Euro alıp stoklar. Kimisi de bilgisini, ilmini stoklar.

Stok üstüne stoklarla dolu bir dünyada, bir ülkede yaşıyoruz...

Nasıl yaşarsak öyle yönetiliriz ya, bir de suçu dolarda hem de yöneticilerde arama adet olmuş bizde. Asıl felaket tellallığını bizler yapıyoruz da haberimiz yokmuş.

Kesin olmamakla beraber ki belki de kesindir. Aldığımız duyumlara göre, herkes bir şeyler stoklamış. Herkes dediğim normal halk değil. Kıyıdan köşeden, sağdan soldan, siyaseten, renkten renge, vatan bayrak sevdası adı altında, vatanseverlik ve din kisvesi adına, bir zamanlar meydanlarda beyaz kefen giyip zor zamanlarda halkın malını çarçur ederek kasalarını dolduranlar...

Tuzdan tutun da ta lüks araçlara varana kadar...

Bu stoku yapanlar ise sermayeyi elinde bulunduran kesim. En ufak bir ekonomik durgunluk ve sıkıntıda stokçuluğun dibine vurmakta. Suçu dolara yükleyip alttan alta sinsice servetlerine servet katan Karun tipli bukalemun yaratıklar. Ağır olacak ama maalesef tablo bunu gösteriyor. Urfa biberini bile dolara Euro’ya endeksleyip ikiye katlamak, salçayı dörde katlamak, unu dörde katlamak nasıl bir şey acaba? Suç dolardan mı yoksa stokçuluk zihniyetinden mi kaynaklanıyor? Biraz bunu da sorgulamakta fayda var diye düşünüyorum. Her türlü malı stoklamak bu topraklarda yaşayan halka ihanettir. Bunun bedeli çok ağır olur. Stokçuluk sinsice gelen bir yangın gibidir. Gün gelir bu ateş halka dokunmakla kalmaz sebep olanlara da dokunacaktır ve herkesi yakacaktır. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

Bir trilyonluk arabaya biniyor feryadı figan edip havar ekonomik kriz var diyorlar. Şimdi bu ne demek oluyor? Bir kriz varsa, o da alt gelir grubuna asgari ücretliye fakir fukaraya garip gurebaya yansıyacak. Vuracaksa mazlumu vuracak.

Sesi en çok gür çıkanlar ise servet sahipleri ve bu servet sahiplerinin icraatlarıyla halka zam olarak yansımasının etkisi var. Bunun derhal denetlenmesi lazım. Devletin denetleme mekanizması yok mu ki harekete geçsin?

Sonuç olarak genelde insanların ihtiyaçlarını stoklama yöntemi ile sömürerek az emekle kolay kazanç sağlama arzusuna dayanan ihtikâr, özellikle zorunlu tüketim maddeleri söz konusu olduğunda ihtiyaç sahiplerinin, neticede de toplumun zarar görmesine sebebiyet vereceği gibi uzun müddet devamı halinde sosyal bunalımlara yol açabilir.

Bu sebeple ihtikârın İslâm’da olduğu gibi önceki dinlerde de yasaklandığı görülmektedir. Meselâ Talmud’da meyve, zeytin ve un gibi temel gıda maddelerinin ihtikârı yasaklanırken kimyon, kara biber vb. baharatlarda böyle bir yasaklamaya ihtiyaç duyulmamıştır. Ayrıca normal şartlarda çiftçinin kendi ürününü satmayıp bekletmesi câiz görülürken bu davranış kıtlık zamanları için yasaklanmıştır. Yokluk dönemlerinde temel gıda maddelerinin stoklanması beraberinde birçok sancıyı da doğurmuştur. Biran önce gerekli tedbirler alınmalıdır.

Üstadın deyimiyle; Helâl dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir.
Harama girmeye hiç lüzum yoktur.
Feraiz-i İlâhiye ise hafiftir, azdır.
Allah’a abd ve asker olmak öyle lezzetli bir şereftir ki, tarif edilmez.

Geliniz Allah’a abd ve asker olunuz. Bu tavırlarınızdan vazgeçiniz. Bakınız gün gelecek toprak sizleri ve bizleri de stoklamadan, varsa stokçuluğunuz derhal terk ediniz.

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar