Uluslararası Adalet Divanı beklenen bir açıklama yaptı. UAD, bazılarına göre tarihe not düştü: “Tüm Devletler, israil'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki varlığını hukuki olarak tanımama, yardım veya destek sağlamamakla yükümlüdür."
Bırakın işgal ve ilhak politikalarını, mevcut soykırım için bile birçok ülke ses çıkarmazken, hatta soykırımcıya siyasi, diplomatik ve askeri destek verirken UAD’ın işgal ile ilgili görüş belirtmesi elbette önemlidir.
Hatta HAMAS’tan bile şöyle bir açıklama geldi: "UAD'nin Siyonist işgalin hukuka aykırılığını ve buna son verilmesinin gerekliliğini teyit ettiği, faşist yerleşim sistemini teşhir ettiği, sona ermesini talep ettiği ve işgalci hükümetlerin halkımıza ve Filistin topraklarımıza karşı işlediği yaygın uluslararası hukuk ihlallerinin ortaya çıkarılmasına işaret ettiği hukuki mütalaayı memnuniyetle karşılıyoruz."
Tabii UAD’ın açıklaması yukarıdaki cümle ile sınırlı değil.
Açıklamada net bir durum tespiti yaptığı kısımlar da var: “israil, Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da işgalcidir.”
İnsanın aklına ilk anda şöyle bir şey geliyor: Peki ya diğer Filistin toprakları?..
Günümüzde “israil” adını kullanan terörist yapılanma ilan edilmeden önce Filistin topraklarında ne kadar Yahudi vardı?
Elimizdeki rakamlar Siyonist proje doğrultusunda Yahudilerin Filistin topraklarına gönderildiğini ortaya koyuyor.
Veriler, İkinci Dünya Savaşı öncesi Avrupa’da 9 milyon civarında Yahudi varken günümüzde bunun 1,4 milyon kadar olduğunu ortaya koyuyor.
Rakamlar abartılsa da bunda holokostun etkisi elbette vardır. Ancak 1960’larda 3,5 milyon civarındaki Yahudi nüfusunun günümüzdeki rakamlara düşmesinin baskı ya da ayırımcılıkla izah edilemeyeceği açıktır.
“Yerleşimci” adı verilen teröristlerin tümünün Avrupa, Rusya ve Ukrayna’dan gelen Yahudilerden oluştuğu biliniyor.
Günümüzde Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te inşa edilen “yerleşimlerde” ikamet eden Yahudi sayısı 750 bin civarıdır ki bu Siyonist devletin toplam nüfusunun yüzde 10’udur.
Hatta biraz geriye gidelim..
Tel Aviv kenti Avrupa’dan gelen Yahudi terörist yerleşimciler için inşa edildi ve ilk başta Yafa kentinin sadece bir banliyösüydü. Ancak buranın bir şehre dönüştürülmesi için bölgeden Filistinlilerin çıkarılması gerekiyordu.
“Büyük felaket” anlamına gelen ve Nekbe adı verilen büyük bir sürgün gerçekleştirildi. Tam 750 bin Filistinli yaşadıkları topraklardan çıkarıldı ve o topraklar Yahudi yerleşimleri için hazır hale getirildi.
Olayın yaşandığı tarihin 1948 olduğunu göz önünde bulundurarak rakamın ne kadar büyük olduğunu anlayabilirsiniz.
Hatta şöyle söyleyelim: 12 milyon 700 bin Filistinlinin 8 milyon 260 bini dünyanın çeşitli yerlerinde mülteci olarak yaşıyor. Bir kısmı artık gittiği yerin vatandaşı olmuş durumda ama 5 milyon 400 bin Filistinli halen mülteci statüsünde…
Yani şunu demek istiyoruz:
Siyonist terör çetesinin “israil” adını verdiği ve küresel emperyalist cephenin destek verdiği devlet meşru değildir. Çünkü teröristler başka yerlerden toplanmış ve Filistin topraklarına yerleştirilmiştir. “İsrail” adı verilen devletin tüm vatandaşları işgalci ve teröristtir.
O yüzden UAD’ın işgalci Siyonist rejimi “işgalci” olarak tanımlaması doğrudur ve önemlidir; ama sadece Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ü işgal altında kabul etmesi yanlıştır ve diğer topraklardaki işgali meşru kabul etmesi demektir.