Hasan Sabaz

Meşru Müdafaa

30.05.2024 01:00:33 / Hasan Sabaz

İşgalci terör rejimi, yerinden edilmiş sivillere yönelik bombardımanla çadırlarda yangınlara ve yüzlerce çocuk ve kadının ölümüne neden oldu. Buna karşılık dünyada insani tepkiler zirveye çıktı; ama soykırım ortağı Amerika tarafından yapılan resmi açıklamayla “Kırmızıçizgilerin halen aşılmadığı” söylenerek, işgalci teröriste yardım etmeye devam edeceklerini teyit ettiler.

Refah bölgesi yoğun bir şekilde vuruluyor.

Teröristler, devasa güçlerine rağmen karada İslami direnişin kahramanlarından ağır darbeler alıyorlar.

8 aydır “Esirleri kurtarma” bahanesiyle sağlam tek yapı bırakmadan Gazze’yi bombardımana tutan, 3 binden fazla katliama imza atan işgalci teröristler, tek tek ya da topluca gruplar halinde cehenneme yollanıyor. Gazze’ye gıda girişini engelleyen, yardım gönüllülerini vuran Siyonist askerlerden bir kısmı sakat bir kısmı da psikolojisi bozulmuş bir halde cepheyi terk etmek zorunda kalıyorlar.

Ve belki de en önemlisi bu kadar vahşi bombardımana rağmen tanklarla, zırhlı araçlarla Gazze’ye girmeye çalışanların bir kısmı birkaç gün önce esir alındı.

Öte yandan dünyada vicdan sahibi insanlar soykırımı lanetliyor ve hatta yaşananlar karşısında “Yahudi soykırımı” iddiasını sorgulamaya başlıyorlar.

Siyonist terör rejimi için “Holokost efsanesinin çöküşü” dünyadaki Siyonist rejim aleyhtarlığından, Siyonistlere yönelik ambargo çağrılarından çok daha yıkıcı bir şey.

Siyonist güdümlü medya ve siyasetin ısrarla dile getirdiği “meşru müdafaa” argümanı, artık “işgalci için meşru müdafaanın olamayacağı” gerçeği ile sarsılıyor.

Kan içici Netanyahu ve dostları “işgalci rejim” oldukları gerçeği ile mücadele etmek için yeni yollar bulma peşine düşmüş durumdalar.

Kendilerini hedeften çıkarmak için Filistinliler üzerinden “bilim soslu” kirli bilgiler paylaşıyorlar.

Terörist Netanyahu, sosyal medya hesabı üzerinden yayımladığı mesajında ‘tarihte yaşamış Filistinlilerin Avrupa’nın güneyinden geldiğini, şimdiki Filistinlilerin kökeninin ise Arap yarımadasına dayandığını ifade ederek şimdiki Filistinliler ile eskileri arasında hiçbir bağlantının olmadığını’ iddia etti.

Gazze halkının tarihte görülmemiş bir metanetle direnmesi, İslami direniş hareketlerinin “ölümü öldürmüş” şehadet aşıkları ile ortaya koydukları destansı mücadele, teröristlerin kimyasını da akıl sağlığını da bozmuş durumda ve bu Netanyahu gibi diğer teröristlerin sözlerinden de anlaşılıyor.

Kudüs tarihi araştırmacısı Cemal Amr, Netanyahu’nun Filistinlilerin kökenine dair iddiaları için şu ilginç ve dikkate değer tespitte bulunuyor: “Bu iddia israil’in yok olma sebebi olacak. Zira israil’i, şimdiki Yahudilerin kökeni konusunda karanlık bir tünele sokacak.” Cemal Amr, işgal topraklarında bulunan şimdiki Yahudilerin yetmişi aşkın ülkeden geldiklerini söylüyor. Amr, mevcut işgal rejimi vatandaşlarının daha çok Doğu Avrupa, Rusya ve Etiyopya’dan geldiğine işaret ederek, bazılarının Yahudi bile olmadığını ifade ediyor.

Netanyahu, şimdiki Filistinlilerin “Arap olduğunu” söyleyerek, tabiri caizse kendi ayağına sıkıyor. Öyle ya Trump döneminde Jared Kushner tarafından titizlikle yürütülen “Yüzyılın ihaneti” projesi ile Filistinlilerin Filistin’den tümüyle çıkarılması kapsamında adımlar atılıyordu. Bu arada Körfez medyasında “Filistinlilerin Arap olmadığı” işlenerek “Arap sokağının gündemi” olmaktan tümüyle çıkarılması yönünde makaleler neşrediliyordu. Yeni Arap milliyetçilerinin Siyonist rejim ile daha sıkı ilişkiler kurmasının önündeki en önemli engeldi Filistin sorunu.

Gazze’de işlenen soykırım ile Filistin sorunu “insanlık sorunu”, “vicdan sorunu” haline gelirken, yeni Arap milliyetçilerinin tezleri de çöp haline geldi.

Siyonistler işgalcidir ve işgale karşı her türlü direniş meşrudur.

Amerika’nın kırmızıçizgilerinin ise ahlak, vicdan ve insanlık ile hiç alakasının olmadığı daha net ve berrak bir şekilde açığa çıkmış oldu.

 

 

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar