Fikret Gültekin

Acılarımız ümit ışığıyla doludur

12.08.2011 12:11:07 / Fikret Gültekin

Duanın ilkbaharındayız. İlkbahar yağmurlarının bereketi ne ise bu rahmet ayının dua bereketi de o...

Dua iki türlüdür: Fiili, kavli

Esas olan ikisinin birden olmasıdır.

Gündüz ayaklar, eller, akıllar Rahman`a secde edecek, gece ise kalpler, alınlar...

Gündüz; ayakların, ellerin, aklın hakkı ne ise onu vermek...

Gece; alınların, kalplerin hakkı da ne ise onu vermek...

Birinde çalışmak diğerinde atıl kalmak dengeyi bozar. Mekanizmayı yavaşlatır, Allah`ın yardımını geciktirir.

Sadece fiili dua, sanki alnın secdeden kazanacağı yardıma ihtiyaç yok anlamı doğurur.

Sadece kavli dua ise bir zorunluluk   yoksa kolayı seçmek atalete boğulmak anlamı taşır.

Bizim buralarda her zaman gece olur. Diriler kabrinde...

Ayaklar, eller zincirli... Kapılar kapalı... Fiili duadan yoksunluk tüm hücrelerimizi kuşatmış elli metrekarelik hücrelerimizde.

Ellerimiz; ayaklarımız / kardeşlerimiz geceden kazandıklarını gündüz harcama bahtiyarlığına sahip. Aman ha kazancınızı basit dünyalıklarla bulandırmayın... Biliriz, bilinsin ki Allah Resulü (sav)`nün buyruğuyla “Şüphesiz Allah (cc) hayâ sahibi ve kerimdir. Bir adam ellerini kendisine açtığında, onları boş çevirmekten hayâ eder.

Yine Allah Resulü`nün (sav) beyanıyla duaların kabulü helalinden yemek, içmek, giyinmek şartlarına bağlanmıştır.

Dua, Müminin silahı...

Dua, Allah ile arasında hiç bir perdenin olmadığı mazlumun ahı...

Dua, kul olmanın, boyun eğmenin, mütevazi olmanın alameti…

Dua, Rabbin kuluna değer verişinin adı...

Dua, semanın bahar kokusunu hissediştir... Dua, kalbin içten yakarışının sesi...

Ve Dua, bu mekândan uçsuz bucaksız coğrafyalara açılan kapı…

Yüreği paramparça kardeşin; mümin, günahkâr, asi kardeşi için yaktığı ağıttır dua. Ve Dua Filistinli, Afrikalı, Suriyeli, Afganistanlı, Libyalı, Çeçenyalı kardeşin üzerimizdeki hakkı...

Müminin derdi derdim... Coğrafyalar gözümde bir hiç...

Ve şimdi alınlarımız secdelerde… Sıkıntımız büyük, çaremiz de büyük makamdan gelmeli. Ve biz ona şimdi en yakınız...

Rabbim, İlahım, Mabudum, Allah`ım!

Duamın da bir ibadet olduğunun bilincindeyim. Duanız olmasaydı ne ehemmiyetiniz olurdu? Buyurmakla duayı bizim için gerekli kıldın.

Ya Rab! Bir bedevinin kendini Resul-i Ekrem`in kabrinin üzerine attığı aşk ile biz de kendimizi dergahına atıyoruz. O bedevi: “ İşte ben nefsime zulmettim! Sana geldim! Dahilek ya Resulallah! Günahımdan dolayı Allah`dan mağfiret istiyorum! Sen de benim için Rabbinden bağışlanma dile!” diye yalvardı. Nihayet Resul-i Ekrem (sav)`in kabrinden nida buyuruldu: “Ey kişi! Sana mağfiret edildi.”

Biz de için için yalvararak diyoruz ki ya Rab! Dualarımızın kabulüne engel tüm günahlarımızı affet. Bizi kıyamet gününde hesaba çekeceğin tüm günahlarımızdan temizle.

Dualarımıza İsm-i Azamın hürmetine en güzeliyle karşılık vereceğinden şüphe etmek olacak şey değildir.

Ya Rab! Bugünde, şu saatte seni zikreden, sana şükreden, senden başka kimsesi olmayanlar bugün sana dünden daha muhtaç.

Ya Rabbi!  Ya Rabbi! Ya Rabbi! İmanımızı ziyadeleştir, kalplerimizi nurlandır. Öyle ki şeytanın gireceği bir menfez kalmasın.

Allah`ım! Coğrafyamızın halkına şuur ver, bilinç ver, adım adım yokluğa sürüklenmelerine müsade etme. Halkımıza İslam`ı, Kur`an`ı sevdir. Bizi ve onları Abdullah b. Mes`ud gibi Kur`an aşığı kıl.

Ey sadece kendisi için olan yaşamın bir anlam kazandığı Allah`ım!

Bizim için Namus-u Ekber olan İslam`ın sancağını en yüksekte tutanların zindan, muhaceret hayatlarını hayır üzere vuslat ile neticelendir.

Ya Rabbi! Belki bükülü ihtiyarlarımız ve çocuklarımız olmasaydı üzerimize bela yağdıracağına inanıyoruz. İşte ya Rab! Somali`de ve Afrika`da çocuklar, yaşlılar, kadınlar her an açlıktan, susuzluktan can veriyorlar. Azabından sana sığınıyoruz ya Rab! Aramızdan çocukları ve ihtiyarları aldıktan sonra bizi helak edeceğinin endişesini ruhumuzda hissediyoruz Ya Rab!

Taşkınlıklarımızı, vurdumduymazlığımızı, israfımızı affet ya Rab! O ciğerleri susuzluzktan parçalanan yavrular bizim yavrularımız, bizden bir parçalar. Ölen Anneler bizim annelerimiz, babalar bizim kardeşlerimiz. Ya Rab! Onlara katından bir rahmetle göklerden yağmurları boşalt. Bizi de onlara hem fiili hem de kavli dualarla destek çıkanlardan eyle!

Ya Rab! Suriye`de zalimler kardeşlerimin kanını yanıbaşımızda akıtıyorlar. Hangi fetvayla, hangi maslahatla olduğu meçhul güçler de ona engel olmuyorlar Ya Rab! Zalimler hiç mi ders almamakta, sonlarının nasıl olacağını hiç mi kestirememekte Ya Rab!

Allah`ım ancak sen müstekbirleri, zalimleri, kâfirleri zelil etme gücüne sahipsin. Ve Sen Ya Rab! müminlerin eliyle zalimlerden intikam almayı daha çok seviyorsun. O halde sünnetini icra edeceğin güne kadar bizi sabreden, sabırda yarışan daima uyanık olan ve senin emirlerine hakkıyla boyun eğenlerden eyle. (âmin)

Son olarak Şehid Mustafa Çamran`ın şu satırlarıyla yazımızı noktalayalım:

“...Ama birdenbire karanlık gökler yarıldı. Ümitsizlik ve keder bulutlarının arasından, ümit ve mutluluk ışığı her tarafı kapladı. Her yerden güzel haberler geldi. Her tarafta rahmet yağmurları yağdı... O an gözlerimden yaşlar süzüldü, hassas ruhum dalgalandı. Allah`ın Cemal ve Celalini kalbimde hissettim. Ruhum semalara kanat açıp şad oldu. Herkesin güldüğünü gördüm. Herkes mutluydu. Herkes sanki uçuyordu. Herkes umut doluydu ve hayatı tam da yaşanılası bir kıvamda görüyordu...

İlahi! Sana hamd ediyorum ki; kederi, acıyı ve ümitsizliği yarattın ve içini ümit ışığıyla doldurdun...”

Ya Rab! Bizi ve tüm sevdiklerimizi   herkesin mutlu olduğu diyara, şehadete        ulaştır. (Âmin)

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar