Esra Sivi Türk

Dünden bugüne değişmeyen kareler

20.12.2013 10:12:00 / Esra Sivi Türk

Bu dünya kurulup insanlara yaşanılır bir mekân kılındıktan sonra yaratılan ilk insan Hz. Âdem ve eşinin cennette vermiş oldukları mücadeleyle başlayan bir çekişmenin devamı içerisindeyiz. Atamız Hz. Âdemin kavgası kendisinden sonra kıyamete kadarki nesline en büyük düşmanlık edecek, şeytan aleyhillane ile olmuştur. Bu aldatma ve hainlik birebir şeytan tarafından yapılmış ve Hz. Âdem ve eşinin cennetten kovulmasına sebebiyet vermiştir. İkincisi ve bundan sonra şeytanın insanoğlu üzerinden sürdüreceği bir taktik olan Habil ve Kabil arasındaki savaştır ki; şeytanın kendisi “görünmeden bilfiil insanoğluna yaptırdığı tatbikattır.  Bu iki savaşın ardından, günümüze kadar bu mücadelenin ardı arkası kesilmemiş. İlk kanı dökülen Hz. Habil`den sonra sürekli kan kaybeden Müslüman, mazlum ve güçsüz halk olmuştur. Şeytanın taraftarları şeytanı aratmaz hale gelip karşılarında bulunan mümin ve muvahhitlerin ibadetlerine getirilen yasaklar şöyle dursun,  bu yola sevk eden inançlarına bile tahammül edemez hale gelmişlerdir.

Bugün, tıkalı kulaklarımızı açıp dünyanın dört bir tarafında çığlık atan kardeşlerimizin haline bakmamız anlatmak istediklerimizi objektif olarak ortaya koyacaktır.  Bunu söylemek gerçekten çok acı ki; bütün bu olanlardan habersiz aval aval dolaşan, izlediği TV kanallarında ancak kendisine ve çoluk çocuğuna magazin ahlakını edinmeye çalışan insanlar var.

Bu insanlar bir yana, her gün sıcağı sıcağına gündemden haberdar olup, yaşanan dehşet görüntülerine şahit olup duyarsız kalanlar…

Bizler anlatmaktan, yazmaktan yorulup farklı gündemlere yönelelim, Müslüman kardeşlerimiz ise davamızın, inancımızın gereği olarak mücadeleye devam etsinler..!

Mısır`da, genç kızlar parmaklıklar arasında yaşam haklarından eğitim haklarından mahrum edilsinler…

Suriye`de bebekler donarak can versin, anneler ve ablalar iffetlerinden, namuslarından olsunlar… 

Biz ise kılımız kıpırdamadan, vicdanımız sızlamadan, onları dualarımızın gündeminden dahi düşürelim…

Geçenlerde Suriye`de süren katliamlarda hayatını kaybeden çocuklar, yaşlılar ve kadınların rakamlarını açıklayan bir araştırmayı okudum. Konu, mazlum ve Müslümanlara karşı yapılan bir vahşet olunca çok sıradan bir haber olarak karşılanıyor maalesef..!  Ancak,  bu araştırmanın ardından kayıtlara geçen bir sonuç daha vardı ki; tüyler ürperten cinstendi. Son iki yıl içerisinde ülkede yetmiş bin kadının namusu kirletilmiş..! Bunları okuyunca; “Rabbim! Bilinmeyen, duyulmayan nice Müslüman kadın bu durumdadır da Müslümanlardan etkin bir tepki ortaya koyulmamakla birlikte, acıları paylaşılmıyor bile... Olur da şu anda Müslüman bir kadın, ellerini kaldırıp bu mazlum ve mağdur haliyle uyuyan Müslümanlar aleyhine bir serzenişte bulunursa, bu ah hepimizi yakalamaz mı.?”

Rusya`da Çin`de Myanmar`da, Arakan ve Bangladeş`te tablo hep aynı! Ve hiç değişmeyen kareler… Ellerindeki güç ve kuvvetlerini, gövde gösterisi yapar gibi ülkelerindeki Müslüman halklar üzerinde sergileyen Allah ve din düşmanları…

Bir yandan da; kulluk görevinde kendilerinden önceki peygamberleri, nebileri onların izinden gelen diğer dava erleri gibi, işkencenin her çeşidine maruz kalan, şeref ve izzetleriyle isimlerini ebedi kılıp, şahadetle yücelen ölümsüz erler…

“ Eğer Allah kanunu ile mahkûm edilmişsem ben Hakk`ın hükmüne razıyım. Eğer batıl kanunlarla mahkûm olmuşsam ondan çok daha üstün bir düşünceye sahip olduğum için batıldan ve münafıklardan merhamet dilemem. Allah`a şükürler olsun ki on beş sene cihat ettikten sonra bu mertebeye ulaştım. Ben Allah yolunda yaptığım iş için asla özür dilemem. Namazda Allah`ın birliğine şahadet eden parmağım asla bir tağutun hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır.” Sözleriyle ölüme meydan okuyan Seyyid Kutub misali ; ‘Suçum Allah`tan başkasına kulluk etmemekti, bize kulluk et dediler, ben de asın dedim” diyen şehid âlim Abdulkadir Molla...

Rabbim şahadetlerini kabul, ceht ve gayretle sürdürdükleri davalarını hâkim kılsın. Onlar bu cesaret ve kahramanlık ruhunu;  “zillet bizden uzaktır” sedasıyla, “İslam için öleceksem ey kılıçlar alın canımı” diyen cedleri Hz. Hüseyin`den almışlardır. Zalimler hesap gününün kendilerini yakalamayacağının aldanışıyla zulümlerini işleye dursunlar. Allah-u Teâlâ mazlumların feryatlarıyla iki dünyada da, onların yüzlerini kara çıkaracaktır ve ebedi huzur ve zafer inananların olacaktır.

VESSELAM…

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar