“Şehadetin direniş tohumları serpecek dört bir yanına dünyanın.
Bil ki toprak, bir coşkun cezbenin gülümseyişinde, sana selam duruyor.
Selam olsun, Selam olsun
Sana ve tüm şehitlere!”
Selam olsun sana ey çağın Aziz İsmail’i!
Selam olsun sana ey Ümmetin onuru!
Selam olsun sana ey mazlumların umudu!
Selam olsun sana ey zalimlerin korkulu rüyası!
Ne mutlu sana ve tüm şehitlere ki, İzzet’le direnip, şerefle Şehadete erdiniz!
Vallahi siz kazandınız!
Malıyla, canıyla, evlâd’u iyaliyle bedel ödeyen Azizler kazandı!
Vallahi direniş kazandı!
Vallahi Cihat ve Şehadet kazandı!
Zira saadeti Şehadette bilen bir toplum asla kaybetmez!
Liderleri Şehit olan bir dava asla kaybetmez!
Zira kan, gözyaşı ve ter bu davanın can suyudur.
Direnen aziz olandır, diyerek
Sizler direndiniz, direndikçe bilendiniz, bilendikçe iman ve teslimiyetinizle güçlendiniz.
Siz güçlendikçe, vehn içerisinde uyuyan Ümmete, iman pompaladınız.
Ancak her kişi bu muazzam iman takviyesine yüreğini açamadı...
Zira açılsaydı yürekler, uyanırdı gaflet içerisinde uyuyan o mahmur gözler. Cihat aşkıyla yanardı yürekler.
Allah için çarpışır silah tutar, kalem tutar eller, nöbet tutardı gözler.
Yani sizler Allah yolunda can verdikçe, Ümmet her gün biraz daha ölüyor.
Sizler ölümlerle dirilirken, Ümmet dünyanın girdabında ölmeye yüz tutmuş.
Şehit İsmail Heniyye için salalar okundu ülkenin dört bir yanında...
Yüreklerimizi yakan bu hazin sala, Şehit için değil, ümmetin zulme karşı sessizliğine, duyarsızlığına, ölmüşlüğüne okunuyormuş meğer.
Ey salası okunan Ümmet-i Muhammed! Ne zaman uyanacaksınız?
Ne zaman kalkıp zalimlere karşı izzetle durup, mazlumların hamiliğini üstleneceksiniz?
Ne zaman küllerimizden yeniden doğacağız!
Yetmedi mi, bu zillet?
Yetmedi mi, dökülen kanlar, ciğerleri pare pare yanmış analar?
Yetmedi mi, kutsallarımızın, siyonist köpeklerin postalları altında ezildiği?
Yetmedi mi, ümmetin onurunu omuzlarında taşıyan çocukların parçalanmış bedenleri?
Yoksa Kufe halkı gibi,
“Ey Hüseyn vallahi kalbimiz seninle, seni seviyoruz” diyerek kılıçları ile Yezid’in safında yer alan dönek Kûfe halkı gibi, sadece kalbimizde acı hissediyoruz fakat dünya ve dünyalık menfaatlerimiz için Yezid’lerin safında mı yer aldık.
Maalesef Ümmetin ahvali ortada..
Zira iki yol vardır. Ya mazlumun yanında ya da zalimin karşısında duracaksın.
Yani safımızı karınca misali belirtmemiz gerekiyor.
Ya izzet’le yaşayıp, İzzet’le
Şehit olacağız.
Ya da, zillet içerisinde korkakça meyyit olacağız.
Rabbimize sonsuz Hamd’u senalar olsun ki,
Bizi Aziz Şehitlerin yoluna ve davasına revan eyledi...
Rabbim bizleri bu azizlerin yolundan ayırmasın inşallah!
Bu vesileyle, Siyonist barbarlar tarafından hunharca ve haince şehit edilen, ümmetin onuru, şerefi, izzeti olan aziz Şehit İsmail Heniyye’ye Allah’tan Rahmet, başta ailesi ve tüm alem-i İslam’a baş sağlığı ve sabırlar dileriz.
Şehadetin mübarek olsun Ey aziz Şehit!
Vuslatın mübarek olsun!
Peygambere ve Şehitlere selam söyle bizden!