Her gün yeni bir skandal yaşıyor, yeni bir skandala şahit oluyoruz maalesef...
ABD Kongresinde bebek katili Netanyahu’yu dakikalarca ayakta alkışlayan vahşet ve barbarlığın ortaklarına yazıklar olsun!
Zulme ve zalime alkış tutanlara yazıklar olsun!
Tek kelimeyle küfür cephesini bu denli cüretkar kılan Dünya Müslümanlarına da yazıklar olsun diyoruz!
Evet kıymetli okurlar!
Kâfirleri bu denli cüretkar kılan tek neden, Müslümanların; pısırıklığı, korkaklığı ve suskunluğu değil de nedir?
Nesilden nesile Müslümanların kanıyla beslenen bu vampir soykırımcılara alkış tutan eller kırılsın, destek olan sessiz kalan, diller lal olsun, vicdanları ölmüş yürekleri kurusun diyoruz.
Sözde mimsiz Medeniyet’ten dem vuran bu Kâfirlerin yaptığı ne insani ne de vicdanidir. Hadi kalplerinizde iman yok onu anladık, peki sokak köpeklerine dahi acıyan o vicdanlı yürekleriniz öldü mü? (!)
Neden körpe bebekler için vicdansız yürekleriniz harekete geçmiyor.
Ne yapsın Kafir, kendine yakışanı yapıyor. Peki söyler misiniz Allah aşkına ey Müslümanlar! Sizin uyuyan vicdanlarınız ne zaman uyanacak?
Ne zaman yek vücut olup, kafirleri kardeşliğimizin ittifakında boğacak ve bozacağız?
Ne zaman mazlumların hamiliğini üstlenip, zalimlerin cesaretini kıracağız?
Ne zaman bu zilletten kurtulup, izzetle Yezitlere karşı Hüseyin’ce kıyama kalkacağız?
Ne zaman bizi bizden alan, şu atalet ve tembellikten kurtulacağız?
Kalkın ey Müslümanlar!
Kalkın ey Alemi İslam!
Kalkın ey Müslüman liderler!
İzzetimiz, şerefimiz ayaklar altında çiğnenirken, bu sessizlik neden?
Ümmetin onuru, Gazze’de analarımızın, bacılarımızın namusu talan oldu, yok mu şerefli bir Selahaddin, Ümmetin namusuna sahip çıkacak?
Yok mu, anne karnında parçalanan bebeklerin hesabını soracak şerefli bir lider?
Yok mu kâfirlerin ayakları altında çiğnenen kutsalımız, Miracın Şahidi, ümmetin ilk kıblesi olan Kudüs’ü azad edecek bir yiğit?
Ne oldu bize ne oldu böyle?
Yoksa Allah Resulü’nün buyurduğu gibi “Su yüzünde çer çöp gibi olacaksınız”
Yani sayınız çoğalacak, fakat ağırlığınız kalmayacak, Allah sizin korkunuzu kâfirlerin kalbinden söküp alacak.
Evet, bugün sayımız çok, fakat ağırlığımız da heybetimiz de dünyanın şaşaasında kaybolup gittiğinden, kâfirler bizden çekinip korkmuyorlar.
Dünyanın akışına kapılıp, sağa sola savruldukça döküldü değerlerimiz, döküldükçe, ağırlığımız kaybolup gitti...
Öyle ki, zulme alkış tutan zalim ve kâfirlerin mimsiz Medeniyetlerinin içinde bulduk kendimizi...
Hem öyle birilerinin zoruyla değil, gönüllü köleleri olduk bu zalim sistemin.
Ağaç gövdesi misali korusaydık ağırlığımızı, belki yeniden yeşerecek dal budak salacak meyveye duracaktı dallarımız, lakin dünyanın akışı savurdu bizleri...
Savurdu bizleri dünya sevdasının nahoş yelleri..
İşte bundandır güçsüzlüğümüz, zayıflığımız zalimlere karşı acizliğimiz...
2 Milyar Müslüman, 2 Milyon mazluma sahip çıkamıyorsa bu acizlik, korkaklık, pısırıklık değil de nedir peki?
Güçse güç, teçhizatsa teçhizat, askerse asker, sadece bu zalimlere karşı durabilecek Selahaddin Yürekli bir komutana ihtiyacımız var.
Ey Rabbim Ümmetin izzetini kurtaracak Hüseyn’ler, Selâhaddinler, Ömer’ler nasip eyle bize!!!