Gazze’de Çocuk olmak, her gece bomba sesleriyle uyumak, her şafak şehadetle uyanmaktır.
Gazze’de Çocuk olmak, umutların hayallerin yarım kalmasıdır.
Gazze’de Çocuk olmak, küçük yaşta büyük acılar yaşamaktır.
Gazze’de Çocuk olmak, yetimliğini iliklerine kadar yaşamaktır.
Gazze’de Çocuk olmak, tüm dünyaya iman ve teslimiyet dersi vermektir.
“Siyonistler babamı öldürdükleri için çok mutlular. Zaten babam şehit olmak istiyordu ve nasip oldu. Sizlerden korkmuyoruz, çünkü siz korkaksınız. Siz Allah’ın maiyeti ne demek bilemezsiniz.
Bizler daha güçlü olacağız ve sizinle savaşıp, Kudüs’te namazımızı kılacağız”
Evet, kendisi küçük, fakat sözleri, iman ve teslimiyeti büyük bir Mücahide’nin ağzından dökülen tarihi sözler.
İşte Gazze’de ki tüm çocuklar böyle tepeden tırnağa iman kuşanmışlar. Rehavet ve gaflete dalmış şu Ümmet’e adeta iman pompalıyorlar.
Bu sabır ve direniş kahramanları’nın teslimiyet ve tevekkülüne şahit oldukça, Müslümanlığımızı sorgular olduk.
“Çok yorgunuz, acımız büyük fakat umudumuz Allah’tır” diyerek, herdem umudunu canlı tutan Gazzeli çocuklar, enkazda yeşeren Umut oldular, uyuyan alemi İslam’a...
Bizler enkaza dönüşen yüreklerimizin molozlarında inlerken, Gazzeli çocuklar, bir ışık, bir yol bir umut oldular çaresizliğimize...
Pörsümüş imanlarımızı yenilediler iman ve cesaretleriyle...
Küllenmiş, küflenmiş, dünyevileşmiş şehadet aşkımızı harladılar, ölümü ölümsüzleştiren aşk ve sevdalarıyla...
Sabırsız yüreklerimize sabır tohumu serpiştirip, rahmet olup yağdılar üzerimize yeni filizler yeşertmek için...
Evet, Gazzeli çocuklar küçücük muhabbet kuşunu merhametle gömerken, günlerdir masum bebeklerin ölümüne seyirci kalan dünyaya, en güzel merhamet dersini verdiler.
Gazze’de çocuk olmak, doğarken ölüme nişanlanmaktır. Ve bir sabah, şehadetle yeşil kuşun kursağında Rabbin dergahına varmaktır.
Gazze’de Çocuk olmak, serilen sofradan değil, aç olarak gidip, en güzel nimet olan Şehadetle rızıklanmaktır.
Çocuk deyip geçmeyelim, bu kahramanlardan alacağımız çok dersler var.
Selam ve dua ile...