Bismihi Teala!
Yeni eğitim, öğretim yılının, gökyüzünün öğrencileri, yeryüzünün öğretmenleri olmayı başarabilen tüm eğitimcilere ve öğrencilerimize hayırlara vesile olmasını temenni ederiz.
Her ne kadar eğitim ve öğretim noktasında eksiklerimiz olsa da veli ve öğrenciler olarak heyecanlı bir döneme girdik Elhamdülillah...
Çoğu velilerimiz “Çok şükür okullar açıldı kafamız biraz rahatladı” derken, evlatlarının istiklal ve istikbalini düşünen veliler için durum çok daha farklı.
Zira sadece evladının akademik başarısını değil, bir de akide, iman ve ahlak başarısını dert edinen velilerde tedirginlik had safhada...
Neden mi? Çünkü başta karma eğitimde yaşanan ahlaki yozlaşmadan tutun da eğitimdeki müfredat sıkıntısı, okul kayıt parası, servis ücretlerinin pahalılığı ve ekonomik krizler, aileleri adeta çaresiz bir duruma düşürüyor.
Peki, ne olacak bu mağdur milletin hali?
Yok mu bir çaresi?
Öyle bir hale geldik ki, artık sadece refah seviyesi yüksek aileler çocuklarını okutabilecek seviyelere geldi.
Bir taraftan okul kayıt parası, bir taraftan test parası, bir taraftan servis ve yemek parası liste böyle uzayıp gidiyor.
Düşünün ki, asgari ücretle çalışan bir baba tüm bu isteklere nasıl yetiştirsin...
Eğitim konusunda, özellikle asgari ücretle geçinen tüm ailelere eğitim desteği ve bir öğün yemek verilmeli bu destek kısmi olarak verilse de çoğu aile bu destekten faydalanamıyor.
Bu halkın oylarıyla iktidara gelen tüm yetkili ve etkililere sesleniyoruz!
Lütfen artık bu mazlum, mağdur milletin sesini duyun! Bir taraftan ekonomik krizler, bir taraftan ailelerdeki şiddetli geçimsizlik krizleri, diğer taraftan ahlaki yozlaşma ve eğitimdeki sorun ve sıkıntılar…
Eğer bu millet sizi seçtiyse, siz de bu milletin kanayan yaralarını sarmak durumundasınız. Aksi takdirde Allah’a karşı çok ağır vebale gireceğinizi bir kez daha hatırlatırız. Hiç bir şey çaresiz değildir. Zira çare siz olmalısınız. Bu millet bir umutla bir kez daha mevcut iktidarı destekleyerek umudunu onlara bağladı.
Fakat bugün gelinen noktaya baktığımızda birçok konuda hala ciddi adımlar atılmış değildir.
Başta aileleri tarumar eden, şu İstanbul sözleşmesi olan, 6284 nolu kanun, hala tazeliğini korumakta. Her gün bir kadın cinayete kurban giderken, cinnet geçiren erkekler ya hapishaneye ya da tımarhaneye giderek onlarca çocuk yetim kalıp bir ömür bunun ceremesini çekiyor.
Yine 20 yıldan fazladır iktidar olan mevcut hükümet, başörtüsüne hala anayasal güvence getiremedi. Bu güvenceyi vermediği için öz yurdumuzda garipliği hala yaşıyor, her gün bir kuduzun saldırısına uğruyoruz.
Bu kuduzlara gereken ceza ya da bizlere anayasal güvence verilseydi bugün bu durumda olmazdık.
Artık yeter diyoruz, defalarca gündem olup sonra gündemden düşürülen başörtüsüne anayasal güvence getirilsin.
Sağda solda, otobüste, metrobüste, hastanede, postanede Müslümanlara yapılan bu saldırıların önü alınarak, bu kuduzlara gereken yaptırımlar, cezai müeyyideler uygulansın.
Yüzde %99’ı Müslüman olan bu ülkede böyle bir hadsizliğe asla izin verilmemeli, gerekirse en ağır caydırıcı cezalar uygulanmalıdır.
Ey Rabbimiz bizleri kendini bilmezlerin şerrinden muhafaza eyle!
Vesselam ve Dua...