Aslında bu konu bizim mahallenin çok da ilgilendiği bir konu değil, biliyorum. Ama ister istemez bu düşünceyi savunanlarla karşılaştığımızdan kısaca kanaatimizi sunalım dedik..
İddia şu, Kur`an yeter. Ardından mademki Kur`an yeter o halde hadislere gerek yoktur.
Bunlar; mealciler, Kur`ancılar! Hadis düşmanları gibi vasıflandırılırlar.
Hepsi aynı düzeyde hadis düşmanı değildir. Bütün hadisleri kökten reddeden hatta hızını almayıp Allah(cc) ve Muhammed(sas)`i yan yana telaffuz edenlere tesniye yaptığından bahisle müşrik diyenler olduğu gibi bizim sahih hadislere bir diyeceğimiz yok ama biz uydurma hadislere karşıyız diyenlere kadar. Diyeceksiniz ki uydurma hadise bütün Müslümanlar karşı değil mi? Fark şurada; Hadis-i Şerifin sıhhatini ravi zincirine, Buhari ve Müslimde bulunmasına göre kabul edenler ile Kur`an`a arz ederek uyumlu olup olmadığına göre tespit edenler.
Kur`an yetmez mi sorusuna dönecek olursak, kuşkusuz Kur`an yeter. Kur`an eksiksizdir, açıktır, anlaşılır ve mükemmeldir. Haşa eksik değildir ki hadislerle eksikliği giderilsin. Yani biz de lafızda Kur`an yeter diyenler gibi evet Kur`an yeter diyoruz.
Bizim onlardan ayrıldığımız nokta onların aslında Kur`an FAZLA demelerinden kaynaklanıyor. Biz Kur`an eksiksizdir derken onlar açıkça ve lafzen demeseler de mealen Kur`an FAZLA diyorlar. Bu fazla dedikleri kısmı yok saymak istiyorlar. Bu da Kur`an-ı Kerimin bir kısım ayetlerini inkâr anlamına gelmektedir.
Bizim Hadis-i Şeriflere müracaat etme nedenimiz, onları kaynak olarak kabul etmemiz, Kur`an-ı Kerim`den kaynaklanmaktadır. Kur`an`da birçok yerde Peygamberimize itaat edilmesi, uyulması, getirdiklerinin alınması, örnek alınması gibi ayetler olduğunu biliyoruz. Bu ayetlere uymak zorunda olduğumuz için Peygamberimizin bize ne dediğini, neyi nasıl yaptığını araştırıyor tespit ediyor ve uyuyoruz.
Faraza Kur`an-ı Kerim`de Allah`a(cc) ve Peygambere itaat edin emri olmasaydı biz kendiliğimizden Peygambere uymuş olsaydık karşı taraf haklı sayılabilirdi. Hâlbuki şimdi bir Müslüman sadece Allah`a uyarım Peygambere uymam derse Allah`a (cc) uymamış olur. Çünkü Allah(cc) açıkça Peygambere de uyun diye emretmiştir. Bu durumda Peygambere uymamak Allah`a(cc) açıkça itaatsizliktir ve ayetin bir kısmını inkâr etmektir.
Bu iddia sahipleri “Peygamber farklı bir şey söyleyebilir mi? Zaten Allah`a uymakla Peygambere de uymuş oluyoruz. Başka bir ifade ile Peygamber elçi olduğundan O`na uymak zaten O`nun getirdiği ayetlere uymaktan ibarettir. O`nun Kur`an dışındaki sözleri bizi bağlamaz” Diyorlar.
Bu iddia dil bilimi kurallarına ve mantık ilmine aykırıdır. Şöyle ki “etiullah VE etiurresule” emrinde aradaki VE bağlacı bunların farklı olduğunu gösterir. Her birine ayrı ayrı uymayı mantıken zorunlu kılar. Yani biz “kapıyı ve pencereyi kapat” dersek anlamlı bir cümle kurmuş oluruz. Onların iddiasını doğru kabul edecek olursak “Kapıyı ve Kapıyı kapat” dememiz gerekir ki bu anlamlı bir ifade olamaz.
Bu ve benzeri ayeti kerimeler bize açıkça Peygambere de itaati emretmektedir. Hadisleri inkâr edenler, açıkça Kur`an`ın bir kısım ayetlerini yok sayıyor bir bakıma inkâr etmiş oluyorlar.
Bu mantık şeytanın “ben Adem`e(as) secde etmem” demesi gibidir. Bu iddia sahiplerinin mantığı ile hareket edecek olursak şeytana da hak vermek lazım! Şeytanın sözleri şöyle yorumlanırsa “ben Allah`tan başkasına secde etmem sadece Allah`a secde ederim Ondan başkasına asla”. Bunların mantığına uygun bir yorumda bulunulmuş olur.
Oysa müminler “işittik ve itaat ettik” demekle mükelleftirler. Şeytan gibi mantık yürütmekle değil.