Beyza Kutulman

Tesettür seferberliğine kadın eli değmeli

15.07.2011 15:42:26 / Beyza Kutulman

Bu sene üniversiteye girme hazırlığında olan bir grup öğrenciyle tesettür ağırlıklı bir görüşme esnasında ortaya çıkan bu diyalog, genç bir kardeşimizle onlarla bir süredir irşad amaçlı programlar yapan arkadaşımız arasında yaşandı. Bu cevaba karşılık kızların şaşkınlıkları ve etkilenmişlikleri üst düzeydeydi. Tavizsizlik ve direniş her zaman olduğu gibi yine sahibini saygıdeğer kılıyordu.

Tesettür meselesi aslında toplumumuzda kesinlikle çağrısı karşılıksız kalmayacak meselelerden bir tanesidir. Sadece adını zikretmek bile bir salon insanı toparlamaya yetecektir kesinlikle. Yeter ki olaya vahiy diliyle yaklaşılsın, doğru ve açık bir üslup kullanılsın.

Denebilir ki,  bu denli hassas olduğu bir meselede halk nasıl bu kadar ciddi zaaf gösteriyor? Ne oluyor da hem hayıflanıp hem de bu kadar rahat örtüyü bırakabiliyorlar? Yoksa siz kendi kendinizi mi kandırıyorsunuz bu avuntularla?

Soru sahiplerinin, bu halkın üzerinde yaşadığı toprakların idarecilerinin ve ordusunun neredeyse bir asırdır başörtüsünü ihtilal sebebi olarak kabul ettiğini, iki asırdır da küfrün topyekûn kadının örtüsüzlüğü üzerinden zafere ulaşma programını ve peyderpey uygulayageldiği planıyla nasıl ilerlediğini incelemekle beraber, son zamanlarda din adamlarının verdikleri fetvaların, kendi ailelerinde veya kurumlarındaki gayr-ı İslami uygulamalarının bu sürece ne derece menfi tesir ettiğini tahlil etmeleri gerekmektedir.

Bu fetvalar ve yer yer teşvikler beraberinde,  namazını kılan, orucunu tutan, sohbetlere iştirak eden, kızlara ablalık yapan ama yeri geldiğinde okulunda, iş yerinde ve hatta gerekiyorsa günlük hayatta başını örtmeyen, onu füruattan bilen Müslüman kadın örneklerini meydana getirdi.

Hem dünya hem ahireti bir arada kazandırabilecek (!)  bu uygulama halkın kanına öyle bir girdi ki, başörtüsünün asıl gayesini de, dokunulmazlık gömleğini de ortadan ikiye bölüverdi.

Tüm bu olan-bitene şahitlik eden Müslümanlar, gün bugündür dedi ve kutlu bir seferberliğin startını verdiler.

Gün, Allah`ın bir emrini, hem de şeairden olan bir ameli yaygınlaştırmanın her mü`minin boynunun borcu olduğunun ilan edildiği gündür.

Tesettür seferberliğinin ilan edildiği gün, aslında Müslüman kadının dik duruşunun, tebliğciliğinin ve hatta teşkilatçılığının da imtihan edildiği gündür.

Başörtüsü mücadelesi veren kızlar, uzun süre erkeklerin kendilerine destek vermediğinden şikâyetçi idiler. Bu alanda yalnız bırakıldıklarını, erkekleri yanlarında bulamadıklarını söylüyorlardı. Tek başlarına bırakılmışlardı.

Şimdi tesettür mücadelesine, üstelik sadece üniversitede değil, ilköğretimden itibaren özgürlük isteyen erkeklerin de ciddi girişimleri ve organizasyonlarıyla motive edilen daha güçlü bir Müslüman kadın topluluğu vardır ortada.

Bu sebeple de gözler; azmi bilenmiş, ne yaptığını bilen, kendi cinsini daha iyi tanıdığı için daha tesirli, denenebilir planlar üretebilen, çalışkan, bilgi seviyesi ve ikna kabiliyeti yüksek hanımlar ve onların seferberlik bayrağını önde taşıyan ellerini gözlemektedir.     

Bir yerlerden talimat gelmesini, kendilerine görevler verilmesini ve görevlendirilecekleri programların tertip edilmesini bekleyen kardeşlerimiz hata ederler. Tertip beklemeyelim, kendimiz tertip edelim.

Hiçbir şeye gücü yetmeyen bile,  konu- komşuyla işe başlayıp sabırla tâ ki muhatabı örtünüp bunu hayat tarzı olarak benimseyene kadar tebliğini sürdürebilse, cehdinin neşv-ü nema bulduğuna, muhataplarının ve yol arkadaşlarının her geçen gün arttığına şahitlik edecektir.

Kaldı ki, cami geleneğinden gelen, başkaları pikniğe/balığa çıkarken haftanın en az üç günü tebliğe çıkmazsa hesap veren bir Müslüman kadın topluluğu vardır ortada. Bu vesilelerle edindiği tecrübesi, sayısız seferberliği muvaffak kılabilecek yeterlilikte olan bacıların, bu denli sessiz kalmalarının mazereti olamaz.

Çalışmada bir eksiklik varsa, bunun en büyük nedeninin, büyüklerimizin başlatacağı bir çalışma içinde görevlendirmeyi beklemekle yaşanan zaman kaybı olduğunu gözlemlediğim için, aynı yazı içinde tekrarı hoş olmayacaksa da yinelemek istiyorum:

Yapabileceklerimizi konuşalım, planlayalım, ihtiyaçlarımızı belirleyip üzerinde çalışalım, bütün detaylarıyla büyüklerimize sunup, danışalım ve zaman kaybetmeden uygulama konusunda da ısrarcı olalım.

Önümüze kuyu konmuş, suyun ağzımıza verilmesini mi bekliyoruz?

Pak kadınlarla pak bir topluma ulaşma duasıyla…         

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar