Milliyetçilik, ırkçılık, ulusçuluk hangi isimle isimlendirilirse isimlendirilsin fark etmez. Bulaşıcı bir hastalıktır ve bir fitne sebebidir. Bir milliyete mensup olmak ile milliyetçiliği birbirinden ayırmak gerekir. İkisi aynı şey değildir.
Bir milliyete veya bir ırka mensup olmak ilahi takdirdir. Herkes doğarken bir ırka veya milliyete mensup olarak doğar. O milliyete mensup olmak kişinin iradesine bağlı değildir. İrade sahibi olmadığı bir husus üstünlük ya da ayrıcalık sebebi de değildir. İrade sahibi olunmayan bir meselede kişi sorumluluk sahibi de değildir.
Herkes insan olarak eşittir. Birinin diğerine üstünlüğü yoktur. Ancak üstünlük takva iledir. Hiç bir kimse kendi milliyetinden olmayana üstünlük taslayamaz. Zulmedemez. Bir milliyete mensup olanları dışlaması, hor görmesi veya zulmetmesi, diğer milliyete mensup olanların da karşı koymasına tavır takınmasına sebep olur. Karşılıklı kışkırtmalar olaylara sebep olur. Karşılıklı kutuplaşmalara, saldırılara sebep olur. Hatta yaralamalara, öldürmelere sebep olur. Türkiye`deki çatışmayı iki milliyetin çatışması olarak görmemek gerekir. PKK`nin Kürt milliyetini, kimi çevrelerinde Türk milliyetini kullanması olarak görmek gerekir.
Milliyetlerin arasındaki uçurumları ortadan kaldıran, insanları birbirleriyle kardeş yapan İslâm`dır. İslâm milliyetçiliğin sebep olduğu çatışmayı ortadan kaldırır. Evs ve Hazreç arasında yirmi yıl süren çatışma İslâm kardeşliği ile son bulmuştur. Allah onların kalplerini kaynaştırmış ve onları ateş çukurunun kenarından kurtarmıştır. Aynı kardeşlik Ensar ve Muhacir arasında da gerçekleşmiş, manevi kardeşlik ile beraber ekonomik bir kardeşlik de kurulmuştur. Ensar malını Muhacir kardeşi ile paylaşmıştır.
Emperyalizm bir toplumu sömürebilmek için o toplumu parçalar. O toplumu birbirine düşürmek için ya milliyet ya da mezhep faktörüne sarılır. Türkiye`de de şu anda milliyetçilik faktörü devrededir. Mesele Kürt`lere kimi hakları kazandırmak değildir. Sadece rant ve oy avcılığıdır. Karşı tarafta da aynı şekilde Türk milliyetçiliği kışkırtılmakta ve birileri Türk milliyetçiliği üzerinden oy devşirmektedir. Bunu bitirecek ve sona erdirecek tek faktör ise İslâm kardeşliğidir.
İslâm kardeşliği sayesinde toplumlar, milliyetler kaynaşacak ve kardeş olacaktır. Aradaki ayrılıklar kalkacak, güçlü maddi ve manevi ortaklıklar kurulacaktır.
Yıllardır bir çatışma var. İki yıl gibi bir süre silahlar sustu. Ancak silahların susması birilerinin taht ve saltanatına zarar verdi. Bu yüzden tekrar olayları kışkırttılar. Çatışmalar tekrar başladı. Yüzlerce canın yanında milyar dolarlara varan maddi zararlar yaşandı. Bunun en büyük mağduru Kürt halkı oldu. Son olaylar da mevsimlik işçilere saldırılar oluyor. Kimileri sırf Kürt olduğu için batı illerinde saldırıya uğruyor. Batı illerinde yıllardır işyerleri kuranlar, çalışanlar, yerleşenler var. Şu anda bu insanlar tedirgin.
Doğu ve Güneydoğu`da çatışmalar kimi il ve ilçelerin içine taşınmış durumda, bu sebeple Cizre gibi kimi ilçelerde altı gündür sokağa çıkma yasağı var. Buradaki halk en zaruri ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Karşılıklı suçlamaların hiç bir faydası yok. Zararı halk görüyor. Eminim ki halkın yüzde doksanı HDP`ye oy vermiş olsa da yüzde doksanı sokağına hendek kazılmasını, bomba döşenmesini, sokağının bir çatışma alanına dönüşmesini istemiyor. Halk bunlar yaşanmasın diye oy verdi. Ama gelinen nokta da mesajın yanlış algılandığı, alınan oyun bir güçlü olma göstergesi olarak görüldüğü anlaşılıyor. “Madem yüzde doksan oy aldık, öyleyse istediğimizi yaparız” şeklinde yorumlandığı görülüyor.
Halk iki ateş arasında kalmış ve ne yapacağını şaşırmış durumda. İnsanlar sosyalist bir anlayışın uğruna sağa sola savruluyor. Bu savrulmadan kurtulmanın tek yolu İslâm`a sarılmaktır.
Olaylarda hükümetin rolü yok mu? Elbette var, hükümet halkı bu sosyalist örgütün eline teslim etti. Sadece onları muhatap alarak güçlendirdi. İyi niyetli uyarıları dikkate almadı. PKK`nin silah stoklaması ve şehirlerde silahlı örgütlenmesini görmedi. Belki de gördü ama karışmadı.
Gelinen nokta da halk çatışma, silah sesleri, sokaklarda hendeklerin kazılmasını istemiyor. Ama birileri bildiğini okuyor.