PKK kendi ideolojik emelleri uğruna ve kendi güvenliği için bölge ekonomisini baltalıyor. Baraj inşaatlarına saldırılar düzenleniyor. İş araçları yakılıyor. İşçiler kaçırılıyor. Baraj inşaatına yük taşıyan kamyon ve TIR`lara saldırılar düzenleniyor. Sadece barajlara yük taşıyan kamyon ve TIR`lara değil, nakliye yapan tüm TIR ve kamyonlara saldırılar düzenleniyor. Saldırılara baktığımızda belli bir hedef yok. Sebze-meyve taşıyan, gıda taşıyan, inşaat malzemesi veya yol yapım malzemesi taşıyan herhangi bir TIR veya kamyon yakılabiliyor. Bu sebeple nakliyeciler nakliye almak istemiyor. Tır ve kamyon sahiplerinin TIR veya kamyonları gözleri önünde küle çevriliyor. Bu araçların sahipleri bölge insanı ve büyük bir çoğunluğu Kürt. Kürt veya başka bir milliyetten olmanın benim açımdan hiç bir farkı olmamakla beraber, Kürt`lerin hak savunuculuğuna soyunanlar bu işi yapınca, doğrusu çok garip oluyor.
TIR veya kamyon sahiplerinin çoğu bu araçları taksitle almış ve hala taksitleri devam ediyor. Bir TIR`ın maliyeti 150 ile 250 bin TL arasında değişiyor. Doğu veya Güneydoğuya, özellikle araçların yakıldığı güzergâhlara hiç bir nakliyeci veya nakliye şirketi yük almak istemiyor. Çözüm sürecinde bile yol kesmeler devam ediyordu. Ancak Suruç olayından sonra araç yakmalar doruğa çıktı. Araç yakmalarla güzergâhlardaki binlerce esnaf zarar görüyor.
PKK`nin bölge ekonomisine zararı sadece baraj inşaatlarına veya nakliyecilere yönelik değil elbette.
Taş ocağı şantiyeleri tehdit ediliyor. Çalışmalarına engel olunuyor. Çoğu şantiye şu anda durmuş vaziyette. Bu şantiyelerin çoğunda yirmiden fazla işçi çalışıyor. Bu şantiyelere bağlı kimi kireç, boru veya çimento fabrikası da faaliyetlerine devam edemiyor. Şu an bu işçiler çalışmasa da ücretleri ödendiğinden iş sahibine maliyeti çok yüklü oluyor ve böyle devam etmesi imkânsız. Bu şantiye, fabrika sahipleri ve işçileri hep bölge insanı ve çoğu HDP`ye oy vermiş kişilerdir.
Bölge halkının kullandığı yol bombayla patlatılıyor. Köprü havaya uçuruluyor. Bu yollardan kimisi günlerce kapalı kalabiliyor. Bu yörede yaşayan halk bırakın satması gereken bir ürünü çarşı pazara ulaştırmayı, unu bitse un alamayacak. Hastası olsa hastaneye ulaştıramayacak.
Yatırımcılar tedirgin oluyor. Bölgeye yatırım yapmak istemiyorlar. Fırsatını bulan kaçmak istiyor. Haziran-temmuz arasında Doğu`da 54 milyon liralık 13 proje iptal edildi. Ayrıca Diyarbakır`da yapılması planlanan 3 HES projesi müteahhit firmaların vazgeçmesi sonrası askıya alındı. Bölge esnafı da yaşanan terör saldırılarından oldukça şikâyetçi. Diyarbakır, Hakkari, Şırnak gibi illerde çalışan bölge esnafı terör nedeniyle aylardır iş yapamaz hale geldi. Esnaf sinek avlıyor dense yeridir.
Saldırılardan dolayı turizm sektörü de yara aldı. Gelen turist sayısı hızla düşerken, Doğu bölgelerine tur düzenleyen şirketler programlarını iptal etti. Tur şirketleri yetkilileri bölgeye düzenlenen turların tamamının iptal edildiğini söyledi.
Yapılan saldırılarla bölgenin sınır ticareti de baltalanıyor. Suriye sınırındaki sekiz kapı Suriye savaşı sebebiyle işlevsiz halde. Irak sınırındaki sınır kapısı kapasitesinin çok altında iş yapıyor. İran sınırında bulunan üç kapıda sınır ticaret merkezleri kurulmuş ve binlerce esnaf bu sınır ticaret merkezlerine kayıtlı; bu esnaflar en az iki yıldır o ilde ikamet eden kişilerden oluşuyor. Bir ülkeden 100 milyon dolarlık ticaret yapılabiliyor ve bu miktar o ülkeye sınır olan iller arasında nüfuslarına göre paylaşılıyor. Ancak nakliye araçlarına yapılan saldırılar bu ticareti de baltalıyor.
Çoğu eylemin bir hedefi yok. Gaye ses çıkarmak ve sürekli gündemde kalmaktır. Bu yolla Apo`nun “eylem yine eylem” taktiği kullanılarak gündemde kalınıyor.
Uzun yıllar devam eden terör olayları nedeniyle köyünden göç etmek zorunda kalan köylülerden her köy için altı yedi hane köye dönüş yaptı. Bu rakam belki çok düşük kalır. Çünkü bu rakam yetmiş hanelik bir köyün ancak yüzde onuna tekabül ediyor. Köye dönenler yıllardır ekemedikleri bağ ve bahçelerini ekmeye başladılar. Yakıp yıkılan köylerini imara başladılar. Bu köylerin yeniden imarı çok uzun yılları alsa da olumlu girişimde bulunan az sayıdaki bu köylü şu anda tedirgin. Saldırılar devam etse, yaptıklarını yarıda bırakıp kaçabilirler.
Türkiye`nin toplam 14,6 milyon hektar mera varlığının yaklaşık yarısına yakınının yer aldığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 3 milyon 500 bin hektarlık mera, yaylak ve kışlak alan kısım kısım kullanıma açıldı. Hayvanlar yeşil meralarla buluşmuşken saldırılar başladı ve şu anda yayladakiler çok tedirgin.
Geceleri hayvanlarını sulak ve yeşil arazilerde yatırıp geceleyen çobanlar, sıcakların doruğa çıktığı şu günlerde, sıcaklar hayvana çok büyük zararlar verdiği halde, hayvanlarını eve getirdiler.
Bölgenin ekonomisini baltalayanlar saldırılarından vazgeçsin ve elini şu mazlum halkın yakasından çeksin. Artık yeter, diyoruz.