Önümüzdeki Pazartesi gününden itibaren camiler çocuklarla şenlenecek ve ihya olacak. Her yaştaki çocuklar elif ba ve Kur’an’larını alıp cami ve mescitlere koşacak. Kimisi, cami ve mescidin içini ilk kez görecek. Şadırvan, mihrap, minber ve vaaz kürsüsünü tanıyacak. Seviye ve kategorisine göre Kur’an eğitimi alacak. Beraberinde akâid, ibadet, siyer ve ahlak dersleri alacak.
Çocuklar, akâid derslerinde imanın esaslarını öğrenecek. Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlere, ahiret gününe, kaza ve kadere iman etmenin ne olduğunu, her hayrın Allah’tan olduğunu öğrenecek. Kendisini kimin yarattığını, rızıklandırdığını, hayat verdiğini ve ni’metlendirdiğini öğrenecek. İslam’ın esaslarını ve bu esasların ilki olan kelimeyi şehâdeti öğrenecek. Bu kelimenin manasını ve bu kelimeyle ne kast edildiğini öğrenecek.
Dinin direği olan namazın şartlarını ve rükünlerini öğrenecek. Hadesten ve necasetten tahâretin ne olduğunu, hadesten taharetten boy abdestini ve abdest almayı, abdest almanın önemini ve faydasını öğrenecek. Abdest alacak, iki rekât namazın pratiği ile namaza başlayacak. Namazın içinde okuyacağı dua, zikir ve tesbihleri öğrenecek. İslam’ın diğer esaslarının henüz mükellefi olmasa da mahiyetlerini okuyacak ve öğrenecek.
Siyer dersleri ile Hz. Peygamber’in kim olduğunu, doğumunu, çocukluğun, gençliğini, evliliğini, peygamberliğin gelişi, ilk inananları, Mekke dönemindeki tebliğ davet ve işkenceyi, hicreti, muhacir ve ensarı, aralarındaki kardeşliği, cihad ve şehâdetin ne olduğunu hocaların heyecanlı anlatımlarıyla öğrenecek.
Ahlak dersleri ile Hz. Peygamber’in örnek ahlakını, yeme, içme, uyuma ve mescit adabını, anne babaya, büyüklere, öğretmen ve hocalarına karşı saygıyı öğrenecek.
Çocukların camiye gelmesinin sadece altı haftalık yaz kurslarına sıkıştırılması elbette ki yanlıştır. Fakat bu çocukların tamamen camiye kazandırılması, yıl boyu cami ve mescidin bir müdavimi olması, hocaların sevgi, sempati ve ilgisine bağlıdır. Çocuktur koşacak, oynayacak, hoplayacak ve zıplayacak, kimi zaman yaramazlık edecek ve kimi zaman arkadaşlarıyla ufak tefek kavgalar edecek. Tüm hallerine hikmet ile yaklaşmak, cami ve mescitten soğutacak davranışlardan kaçınmak yine cami hocalarının üzerine düşen önemli bir vazifedir.
Çocuktur bir şekerle sevinir, bir şekere koşar ve bir şeker almak için camiye gelir. Bu sebeple ufak tefek ikramlarda bulunmak çocukların devamlılığını pekiştirir onların daha çok aşk ve sevgiyle gelmesine vesile olur.
Çocukların camiye gelip gelmediğini, camide bir şey öğrenip öğrenmediğini, cami bahanesiyle evden çıkıp sokakta oyun ve farklı şeylere dalıp dalmadığını takip etmek cami hocalarıyla beraber velilerin işidir. “Hocam eti de senin kemiği de senin” deyip işin içinden çıkmak, sorumluluğu tamamen hocanın üstüne atmak elbet doğru değildir. Cami ve mescide devam etmek ve kursun sonuna kadar en iyi eğitimle kursu bitirmek ve sonrasında devam etme konusunda velilere büyük görev düşmektedir.
Yaz kursları altı haftadan oluştuğundan kimi öğrenci tam Kur’an’a geçerken kurs bitmekte ve her sene sıfırdan Kur’an’a başlamak gibi durumlar yaşanmaktadır. Verilen eğitimin yarım kalmaması adına yaz kurslarının bitiminden sonra cami dersleri adı altında verilen kurslara devam edilmesi ve bu eğitimin sürekli hale getirilmesi verilen emeğin boşa gitmemesi adına önemlidir diyor ve sizi Allah’a emanet ediyorum.