Hayırlı bir ameli yapıncaya kadar şeytan ve nefis bizimle uğraşır ve o hayırlı ameli yapmamamız için her türlü vesveseyi verirler. Hayırlı amel esnasında aynı vesveseleri vermeye devam ederler. Vesveselerden kurtulup hayırlı amel selâmetle yapıldıktan sonra yapılanın boşa çıkması ve heba olması için çaba sarf etmeye devam ederler.
Şeytan ve nefsin vesvese verip hayırlı ameli boşa çıkarması çeşitli yollarla olur. Bunlardan kimisi hayırlı ameli tamamen boşa çıkarırken, kimisi kısmen boşa çıkarır. Ma‘azallâh küfür, amellerin tamamını boşa çıkarır.
Hayırlı ameli boşa çıkaran unsurlardan birisi ihlâsın olmayışıdır. Hayırlı bir amelin Allah’ın rızası dışında yapılması, o hayırlı amele bir sevap kazandırmaz. Bu sebeple hayırlı bir amel yapılırken öncelikli olarak niyetin yoklanması ve tamamen Allah’ın rızası dâhilinde yapılması gerekir.
Hayırlı bir amel Allah’ın rızası dâhilinde yapıldıktan sonra boşa çıkıp heba olmaması için pişmanlıktan sakınmak gerekir. Hayırlı ameli yapma esnasında karşılaşılan çeşitli zorluk ve sıkıntılar sebebiyle kişi bunalıp “ah keşke ben bu işi yapmasaydım”, “nereden bu işe bulaştım” gibi düşünce, söz ve hareketlerin içerisine girmesi o hayırlı amelin kısmen veya tamamen boşa çıkmasına sebebiyet verebilir.
Yapılan hayırlı amel esnasında veya sonrasında eza ve minnet etmek de o ameli boşa çıkarabilir. Çünkü bu konuda Allah (c.c.): “Ey iman edenler! Sadakalarınızı eza ve minnet ederek boşa çıkarmayın”(Bakara, 2/264) buyuruyor. Her hayırlı amel aynı zamanda bir sadaka hükmündedir. Bu sebeple hayırlı amelden sonra minnet edip başa kakma, bir kayanın üzerindeki torağa isabet eden ve toprağı tamamen götürüp kayayı çıplak bırakan şiddetli bir yağmur gibi ameli silip süpürebilir.
Hayırlı ameli heba edip boşa çıkaran unsurlardan biri de amele riyakârlık ve gösterişin karışmasıdır. “Kim beni beğenecek”, “kim bana aferin diyecek” veya “kim beni alkışlayacak” diye yapılan ameller riyakârlık ve gösterişin karıştığı amellerdir. İnsanlar için yapılan amellerin karşılığı anacak insanlardan alınabilir. Bu konuda Allah (c.c.): “Mallarını insanlara gösteriş için harcayan kişiler gibi sadakalarınızı boşa çıkarmayın” buyuruyor. Riyakârlık gösteriştir, ilerisi küçük şirktir. Bu sebeple hayırlı amelin boşa çıkmaması için gösterişten şiddetle sakınmak gerekir.
Amele ucb ve kibrin karışması da ameli heba eden unsurlardan biridir. Kişinin kendini beğenmesi, benden başka bu amelleri yapan yok, bu konuda kimse benden iyi değil, ben kurtuldum, herkes helâk oldu gibi söz ve düşünceler hayırlı amelleri heba edip boşa çıkaran unsurlardandır. Âlimin biri, her gece, gece namazına kalkıp kılıyor. Bir gün oğlu da kendisiyle beraber kalkıyor. Oğlu şöyle etrafına bakıp diğer evlerden kimsenin çırasının yanmadığını görünce, babasına: “ Baba bizden başka kalkan hiç kimse yok” diyor. Baba: “Evladım keşke sen de kalkmasaydın ve bu sözü söylemeseydin” diye cevap veriyor.
Hayırlı ameli boşa çıkaran unsurlardan biri de gıybet ve dedikodudur. Eleştirinin dozajı aşılınca, artık gıybete dönüşür. Gıybet de hayırlı amellerin başkasının defterine taşınmasına sebeptir. Hayırlı amellerimiz ne kadar çoktur ki başkasının günahını alıp hayırlı amellerimizin onlara gitmesine sebebiyet verelim. Eleştirilen bazen bir şahıs bazen de bir topluluk olabilir. Siyoniste karşı savaşın verildiği şu günlerde haksız ve yersiz eleştiriler, hayırlı amellerimizin heba ve boşa gitmesine sebebiyet verebilir diyor ve siz değerli okuyucularımı Allah’a emanet ediyorum.