Herkesin bildiği gibi konuşan bir ağaç kütüğü kukla ustası olan Geppetto’nun eline geçer. Garip olan ve konuşan bu ağaç kütüğünü yontarak tahta bir kukla şeklini verir. Zamanla kukla hareket eder ve sahibinin elinden kaçar. Fakat canlanan kuklanın kötü bir alışkanlığı var. Sürekli yalan söylüyor. Yalan söyledikçe de burnu uzuyor. Burnunun uzaması ona büyük bir mahcubiyet ve eziyet verir.
Bugünlerde sosyal medya üzerinden dolaşan yalan haberler ve algı operasyonlarına baktıkça Pinokyo’nun uzayan burnu aklıma geliyor. Keşke bunlarda yalan söyledikçe onların burnu da uzasaydı. Böyle bir durumda uzayan burunlarına bakıp belki utanırlardı. Özellikle bu seçimin en çok tartışılan partisi HÜDA PAR hakkında söylenilen yalanlar hep dikkatimi çekti. Malum çevreler, HÜDA PAR’ın, Cumhur İttifakı’nı destekleyeceğini duydukları andan itibaren karalama kampanyası başlattılar. Burunları uzamadığı içinde her geçen gün yalan dozajını artırdılar. Öncelikle CHP sözcüsü Özgür Özel’le başlayan, daha sonra malum gazete ve kalemşörlerle devam ederken Fatih Altaylı bile habercilik ilkelerini hiçe sayarak yalan furyasına katıldı. İşi o kadar çığırından çıkardılar ki sokak röportajıyla para karşılığında HDP’li bir meczubu HÜDA PAR’lı gösterip algı oluşturma çabasına girdiler. Bu tezgâh üzerinden Cumhuriyet Savcılarını göreve çağıracak kadar alçaldılar. Yalanı uydurup uydurdukları yalan üzerinden savcıları göreve çağırmak gibi bir karaktersizlikten söz ediyorum. Fakat çok kısa bir zamanda oynadıkları oyun deşifre oldu ve savcılar HÜDA PAR adına konuşan HDP’ li şahsı iftira atmaktan dolayı tutukladı.
Evet, bunların derdi belli. Ve heybelerinde yalandan başka bir sermayeleri yok. HÜDA PAR’ın dindar siyasi kimliği, ilkeli duruşu ve Cumhur İttifakına sunacakları ciddi katkı onları telaşlandırmıştır. Bu telaşla dezenformasyon ve yalan düğmesine basmışlar. Millet İttifakı paydaşları ve onları temsil eden gazeteciler, sosyal medya hesapları devreye girerek HÜDA PAR’ı terörize etmeye çalışarak kendi kirli çamaşırlarını saklamaya çalışıyorlar. Sırtını PKK’ye dayayan, Öcalan’ın heykelini dikmeyi vaat eden HDP’yi meşru görerek “Bakanlık” pazarlıkları yapanlar hiçbir şekilde şiddeti tasvip etmeyen HÜDA PAR’ı terörize etmeye gayret ediyor. Fakat attıkları her adımda çamura batıyorlar ve HÜDA PAR’ın parlayan yıldızını engelleyemiyorlar.
HÜDA PAR’a bu kadar saldırmalarının nedenlerinden bir tanesi de, alnı secdeli Kürt seçmenin HÜDA PAR’ı gittikçe daha yakından tanımasıdır. Aynı şekilde HÜDA PAR’ın gittikçe HDP/PKK’nin bölge insanı üzerinde nüfuz oluşturma tahakkümlerine set çekmesidir. Bunun içindir ki en üst perdeden PKK’nin üst yöneticileri HÜDA PAR’la ilgili iftiralarda bulunuyorlar. Bu konuda Duran Kalkan, örgüt kanallarında “HÜDA PAR geçmişinin temiz olmadığını” vurgulayarak ona olan teveccühü azaltmaya çalışıyor. Fakat güneş balçıkla kapatılmayacağını bilmiyor zavallı. Bu örgütün siyasi kanadı HDP’de her fırsatta HÜDA PAR’ı hedef alıyor. Çünkü kendileri de biliyor ki HÜDA PAR’ın Cumhur İttifakında yer etmesi, genelde tüm Türkiye’de özelde bölgede ciddi bir sinerji oluşturacağıdır. Başta CHP ve bileşenleri olmak üzere altılı koalisyonun asıl korkusu budur. Bundan dolayıdır ki altılı koalisyon ve bileşenleri tüm enstrümanlarıyla HÜDA PAR’ı karalama ve denklemin dışında tutmaya çalışıyorlar.
Sonuç olarak; yalandan medet bekleyenler kendi yalanlarında boğulacaklardır. Ve bunlar Pinokyon’un uzayan burnuna kurban olsunlar. Çünkü Pinokyo, kendi burnunun uzamasından rahatsızlık duyuyordu. Bunlar ise tüm erdemlerden nasiplerini almadıkları için kendi yalanlarından rahatsızlık bile duymuyorlar. Bunların bu dünyada burnu uzamayacak ama ahiret gününde “ Yalan ve iftirayı meslek haline getiren kişilerin vay haline” (Casiye/7) ayetinin tecellisini yaşayacaklardır.