Abdullah Kavan

Acımız ortak…

11.02.2023 07:00:59 / Abdullah Kavan

Türkiye tarihinde en geniş alanda olan depremin sonuçları çok büyük bir felaket bırakmış durumda. Yaraların sarılması ayları bulacak ama yaşanan ıstırabın gönüllerde bıraktığı izlerin silinmesi yılları bulacak.   On ilimizde gerçekleşen ve tarihte az rastlanacak bir yıkımla karşı karşıyayız. Ölü sayısının çok daha artacağı korkusunu yaşıyoruz. Zira şu anda sağ olanları kurtarma hesapları yapılarak kepçeler fazla kullanılmıyor. Çünkü tekniksiz bir şekilde kepçeler kullanılırsa bina altlarında sağ kalan kişilerde ölebilir. Bu nedenle de ilk günlerde kepçeler çok kullanılmıyor. Fakat insanların kurtulma umudu kalmadığında kepçeler daha serbest kullanılacaktır. Buda bina altında kalan ceset sayısını gün yüzüne çıkmasına ve bu sayının çok fazla olma ihtimalini doğuruyor. Dilerim rabbimden bu sayı fazlalaşmaz.  

Diğer taraftan on ilimizi etkileyen depremin yanında ciddi şekilde sarsılan ama yıkılma olmayan tüm illerde de vatandaşların depremle ilgili şok edici bir anısı vardır. Yani deprem sarsıntısını yaşayan herkesin ölümü ensesinde hissettiği bir gözlüğü vardır.  Deprem esnasında bir anlık sonunun geldiğini düşünen ve ne yapacağını bilmeyen bir haleti ruhiye taşıyor. Bundan dolayıdır ki bu duyguyu yaşayan herkesin gözlerinde uzaklara çok uzaklara dalan bir iz bıraktığını söyleyebiliriz.  Herkes bu duyguyu yaşarken vefat eden kardeşlerinin arkasında kalan depremzedelere bir şeyler yapmak istiyor.  Onlara bir şekilde el uzatmak istiyor.   

Tam bu noktada halk olarak müthiş bir dayanışmanın olduğunu gördük. Bu yaraya bir nebze merhem olmak için herkesin seferber olduğunu gördük.  Deprem bölgesine resmi kurumların yanında sivil kurumların müthiş organizasyonunu gördük.  Bu kurumları besleyen vatandaşların tüm imkânlarıyla seferber olduklarına şahit olduk.  Ancak bunu sürdürmek ve sonraki aylara taşımakta bir o kadar önemlidir.  Bizzat afet bölgelerinde bulunan ekip arkadaşların söylediklerine göre; şu an sayısız tırların geldiği ve yardım konusunda büyük bir duyarlılık olduğunu aktardılar. Ancak bu yardımların ihtiyaca göre ayarlanması ve sonraki zamanlarda bu döngüyü sağlamak gerekmektedir. 

Şu an depremden kurtulan vatandaşların çoğu şehir dışına çıkmış durumdadır. Sonradan bu şahıslar bir şekilde geri gelecek ve yardımlara muhtaç konumda olacaklar.  Evet, yardımlar afetlerin ilk günlerinde çok fazla akmakta, sonraki günlerde azalmakta ve belirli bir süreden sonra tamamıyla kesilmektedir. Bu noktada yardım kuruluşları gelen yardımları belirli bir zamana yayarak ve belirli bir düzende deprem bölgelerine aktarmakla mükelleftir. Müthiş dayanışmanın getirdiği yardım kolilerini zamana yayarak depremzede vatandaşlarımıza ulaştırmak o işi yapan kuruluşların işidir.  Tabi bu kuruluşların güçlü bir şekilde bunu sağlaması içinde halk olarak yardımlarımızı kesmememiz ve bunu sürdürmemiz gerekmektedir.

Bu duygularla ellerimizi kaldırarak diyoruz ki: Yüce Rabbim, hayatını kaybedenlere rahmet eylesin. Yaralılarımıza acil şifa versin. Geride kalanlara bu acıyı bir daha yaşatmasın.  Yardıma koşan herkesin yaptıklarını ahirete azık yapsın.

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar