Ekrem İmamoğlu’na verilen cezayla birlikte siyasi kulislerde hareketlilik artı. 6’lı masada aktörlerin rollerinin değişebileceği bir karar oldu. İBB’de ise bir bayram havası var. Cezaya üzüleceklerine tam tersi nerdeyse kutlamaya çevirdiler. Ekrem İmamoğlu ve onu destekleyenlerdeki sevinci otobüs üzerinde görmeliydiniz. Saraçhane meydanına taşınan bu sevinç şaşırtıcıydı. Üzülmek yerine ayaklarına gelen bu fırsatın ve desteğin sevincini yaşadılar/yaşıyorlar. Zira bu destek, ta Avrupalıların gündemine girebilecek kadar bir destekti. İmamoğlu için seferber olan Avrupa Birliği, “Türkiye’de demokrasi adına büyük bir gerileme” diyerek kendi tarafını belli ediyordu.
Evet, Ekrem İmamoğlu’nun 6’lı masa tarafından tasfiye edilebileceği bir dönemde bu karar onun için can simidi oldu. Tabi onu destekleyen Meral Akşener’de de aynı sevinci görebiliyoruz. Ve birlikte kazandıkları bir zaferi kutlar gibi birbirilerine sarıldılar. Kılıçdaroğlu ise aynı karelerde kara kara düşünüyor. Altılı masa adaylığında kesin gözüyle kendisine bakarken, beklenmedik bu gelişme onun canını hayli sıkmışa benziyor. Özellikle “Bu omuzlar her yükü kaldırır” diyen İmamoğlu’na çok kızan ve onu tasfiye etmeye çalışırken kendisine verilen cezayla ona sahiplenmek zorunda kalmıştır.
Diğer taraftan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın canı da bu karara sıkılmış gözüküyor. Kendisinin de çok yakından bildiği “mağduriyet algısı” kişinin popülaritesini artırır. Kendisi bir şiir okudu diye siyasi yasak alan ve cezaevine girmesi, bugüne gelmesinde en önemli etkenlerdendir. Şimdi ise İmamoğlu hakkında verilen karar, kendisine mal edilmeye çalışılıyor. Ve bu algıyı da oluşturmada başarılı olduklarını söyleyebilirim. Erdoğan bu algının altında kalacağını düşünmüyorum. Bu mağduriyet algısını değiştirmek için ilk yapacağı iş, “Tüm siyasi yasaklara karşıyım” diyerek bu ortamdan kurtulmaya çalışacaktır. Bu sinyali vererek, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Bu nihai karar değildir” diyerek zemin hazırlamıştır. Ardından AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Yargı kararlarını eleştirmek elbette siyasetçilerin ve herkesin demokratik hakkıdır” diyerek bu kararın değişebileceğini ima etmiştir. Görünen o ki İmamoğlu ne hapis yatacak ne de görevinden olacak. Fakat bu mahkeme kararı ona taze bir imaj kazandırdığı ve ona bir fırsat olduğu aşikârdır.
Sonuç olarak; Mahkeme kararı, altılı masanın işini de zorlaştırdı. Özellikle Kemal Kılaçdaroğlu için zorlu bir süreç başladığını söyleyebiliriz. Fakat genel anlamda bu karar, iktidara karşı muhalefetin ya da altılı masanın hanesine artı olarak yazılmıştır. AK Parti ise bu kararın etkisiyle kaybettikleri puanları geri alma hesapları yapacaktır. Diyebiliriz ki bu karar muhalefetin işine yaramış ve seçim puanı olarak hanesine artı yazılmıştır. İktidar ise ciddi bir hamle yapmazsa ve mahkeme kararı onaylanırsa seçim hanesine eksi olarak yazılacaktır. Bunun içindir ki mahkeme kararı, muhalefette sevinç, iktidarda üzüntü yaratmıştır… Bu denklemde tekrar soralım: İmamoğlu’na verilen cezada kim karlı çıktı?