Son zamanlarda Türkiye’nin dış politikada makas değiştirmek istediğini görüyoruz. Uzun zamandır Suriye, Mısır, BAE, Suudi Arabistan ve İsrail’le sürdürmüş olduğu “gergin” politikadan dönmeye çalışıyor. Bu makas değiştirme, stratejik ve sıkışmışlık olarak her iki paydada değerlendirilebilir. Söz konusu devletlerle makas değiştirmek isteyen Türkiye’nin son hamleleri Suriye ve Mısır’da daha çok belirginleşmektedir. Söz konusu ülkeler arasında Suriye ve Mısır’ı özele alırsak:
Suriye’de değişen dengeler ve Türkiye’nin sınır dibinde PKK/YPG adıyla ABD güdümünde bir devletin kurulma isteği Türkiye’yi ciddi manada rahatsız etmektedir. Bu dengeyi bozmak için hem siyasi hem de askeri bazı girişimler yapmaktadır. Suriye denkleminde Türkiye ve Rusya ilişkileri Türkiye’nin istediği tabloyu doğurabilir. Her ne kadar Suriye rejimi meseleye ihtiyatlı yaklaşsa da Rusya’nın ikna edilmesi, Esed’e seçme şansını tanımayacaktır. Ancak Suriye’de anlaşmayı zorlaştıracak üç husus vardır.
Birincisi; PKK/YPG’nin temizlenmesidir. Çünkü Suriye rejimi, PKK/ YPG’ye alan açarken Türkiye’nin Suriye’deki etkinliğini engelleme hesaplarıydı. Fakat PKK/YPG’nin tamamıyla ABD’nin kontrolüne geçmesi ve petrol bölgelerini ele geçirmesi Suriye rejiminin hesabına da gelmiyor. Aynı şekilde Rusya da bu durumdan rahatsızdır. Dolayısıyla Türkiye bu konuda Rusya ve Suriye rejimiyle anlaşabilecek bir kapı bulabilir.
İkincisi; Türkiye’de bulunan Suriye göçmenleridir. Bu konuda Suriye rejimiyle anlaşması ve bunların güvenliğini sağlamak en büyük problemlerdendir. Zira Suriye rejimi, göç eden kişilere hain gözüyle bakmaktadır. Bu gözlüğü kırmak ve onlara güvenli bir dönüş sağlamak iki devletin anlaşma konusunda sorun oluşturacak noktalardandır.
Üçüncüsü; Şimdiye kadar Türkiye desteğiyle Suriye rejimine karşı savaşan muhaliflerdir. Bunların statüsü ne olacak? Suriye’nin muhtemel bir mutabakatta Türkiye’den ilk istediği bunların tamamıyla silah bırakması ve teslim olmalarıdır. Türkiye’nin buna zemin hazırlaması kolay olmayacak. Çünkü muhalifler böyle bir durumda sonlarının ölüm olduğunu bilmekteler… Türkiye’nin bu denklemde Suriye politikasında makas değiştirmesinin kolay olmadığını hep beraber göreceğiz.
Mısır’a gelince: Türkiye’nin, Mısır siyasetinde makas değiştirmesi sadece görüntüdedir diyebilirim. Ciddi bir zeminin olduğunu düşünmüyorum. Çünkü Türkiye’nin, Mısırla anlaşmadığı üç temel nokta vardır.
Birincisi; Libya’daki anlaşmazlıktır. Türkiye’nin, Libya’yla hem ticari hem de siyasi bazı anlaşmaları Mısır yönetimini ciddi manada rahatsız etmektedir. Zira Mısır, ticaret olarak Libya’nın en stratejik sınır komşusudur.
İkincisi; Akdeniz’deki petrol ve gaz hâkimiyetidir. Türkiye’nin buradaki çalışmaları ve gaz hattının Yunanistan üzerinden geçmesine karşı çıkması Mısır’ı karşı cephede konumlandırıyor.
Üçüncüsü ve en önemlisi ise “İhvan” meselesidir. Cunta yönetimine karşı Türkiye’nin İhvanı desteklemesi darbeci Sisi’nin kırmızıçizgisidir. Bu konuda da ikisinin “güvene dayalı” bir anlaşma sağlaması zor gözüküyor. Dolayısıyla Mısır’daki yakınlaşma, Suriye’deki yakınlaşma denklemlerden çok uzak ve sadece görüntülerde kalacak bazı sembolik girişimlerdir diyebiliriz.
Sonuç olarak; Türkiye’nin dış politikada makas değiştirmesi ve 2010 yıllarında olduğu gibi yeniden komşularla “sıfır problem” zeminini yakalaması kolay olmayacaktır.