Yıllardır örtülü bacılarımızın çekmiş olduğu acıları en iyi bilen ve birçok platformda dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’den gelen tarihi fırsatı kaçırmaması gerekir. Zira yıllardır başörtüyle mücadele eden CHP’nin ilk defa kamuda başörtüsünün güvence altına alınması için kanun teklifinde bulundu. Bu teklif hangi niyetle yapılmışsa önemli değildir. İster “helalleşme” manevrası olsun, ister dindar kesimin oylarına yönelik olsun hiç önemli değildir. Önemli olan, bunu fırsata çevirmek ve yıllardır halkın istediği pozisyonu yakalamaktır. Ne olursa olsun ve hangi saiklerle olursa olsun başörtüsüyle ilgili doğan fırsatı Cumhurbaşkanı Erdoğan değerlendirmeli ve bu konuda adım atmalıdır.
Kılıçdaroğlu’nun bu çağrısına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yeni bir Anayasa” çağrısıyla karşılık vermesi ikna edici bir çağrı olarak görmedim. Çünkü Anayasanın değişmesi için TBMM üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun oyu gerekiyor. AK Parti ve MHP’nin Mecliste 334 sandalye sayısı herhangi bir Anayasa maddesinin değişimine yetmez ve muhalefetin desteğine ihtiyacı var. Tam bu noktada başörtüyle ilgili maddenin değişmesi için CHP’den teklif gelmiştir.
Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, CHP’nin bu teklifine karşılık başörtünün güvenceye alınmasını “Yeni bir Anayasaya bağlaması” siyaseten zayıf buldum. Çünkü böyle bir atmosferde yeni bir Anayasa maddeleri için mutabakatın sağlanması neredeyse imkânsızdır. Ve Meclis daha önce bu tecrübeye sahiptir. Ancak CHP’nin talebi doğrultusunda başörtüyle ilgili madde değiştirilebilir. Ve sadece hükümet değil, tüm siyasi partiler bu teklifin kimden geldiğine bakmaksızın buna destek vermek ve bunu bir fırsat olarak görmeliler. Bu fırsatı en iyi okuması gereken Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır.
Unutulmasın ki bugün başörtünün yasallaşması için teklif verenlerin farklı hesapları vardır. Başörtüsüyle ilgili mevcut hükümet tarafından bir adım atılmazsa ve yarın malum düşünceye sahip siyasi oluşum iktidara geldiğinde 28 Şubat dönemi ve öncesi hadiseler ile karşılaşmamız büyük bir ihtimaldir. Mevcut hükümet bugün var yarın yok. 20 yıldır başörtüsünün yasal olarak güvence altına alınmaması dindar kesimin başörtüye yönelik kaygısını hep artırmıştır. Ve dindar kesim her platformda hükümetten bunu istemiştir. Bunun içindir ki mevcut hükümet, Kılıçdaroğlu’nun bu teklifini acele bir şekilde başörtüsüne “yasal statü” verilmesi için Meclis’in oylamasına sunarak fırsata çevirmelidir.
Sonuç olarak; şimdiye kadar başörtüsünün anayasal güvence altına alınmaması ve bununla ilgili yasal boşluk bırakılması eleştirilmiştir. Bu eleştirilere karşı hükümetin verdiği cevap; kendi Meclis sandalye sayısının yetersizliğini göstermiş. Ancak CHP’nin bu teklifiyle mazeret ortadan kalkmıştır. Kılıçdaroğlu’nun başörtüye yönelik “yasal güvence” teklifine karşı, Hükümet ve Erdoğan’a düşen şey; bunu fırsata çevirmesidir. Eğer bu fırsat, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yeni bir Anayasa” söylemine kurban verilirse, siyaseten bedelini çok ağır ödeyeceklerini söyleyebilirim.