Şu bir gerçek ki yalan karakteri zaman içerisinde oluşan bir davranıştır. Yalan söylemek, beynin bu davranışı bir meleke haline getirdiği ve zamanla alıştığı kabul ediliyor. Normal bir insan beyni, yalan söylendiğinde bunun etik bir davranış olmadığını bilir ve ciddi bir huzursuzluk yaşar. Ancak bazı karakterler kendi menfaatleri için yalan söylemeyi o kadar ahlak haline getirmiş ki bundan hiç huzursuzluk duymaz hatta bir marifet olarak kabul eder.
Birkaç gün önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu canlı yayında Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtlarken bu karakter gözümde canlandı. Ortalama 10 sorudan beşini yalanla cevapladığını söyleyebilirim. Verilen bazı cevaplarda, moderatörlük yapan Fatih Altaylı da şaşırıyordu. Örneğin İBB tarafından ücretsiz dağıtılan test kitaplarında “fotoğrafınız var mıydı?” sorusuna “hayır” cevabını verdi. Fatih Altaylı bir taraftan şaşırmış bir taraftan da kitabın üzerinde boy boy fotoğraflarının olduğunu biliyordu. Bununla birlikte Fatih Altaylı can alıcı sorular sormuyordu. Can alıcı sorular daha çok sosyal medya üzerinden vatandaşlardan geliyordu. Vatandaşın sorduğu sorular; “Belediye başkanı olduğunda kaç kişiyi işten atıp kendi yandaşlarını aldığı” sorusu… Yine seçimi kazandığı ilk günlerinde belediyedeki fazla araçlarla ilgili çarşaf çarşaf haber yapan kendisiydi. Sonradan kendisi “Neden daha fazla araç almak için ihale yaptı” soruları dikkat çekiciydi.
Fakat benim dikkatimi çeken, Ekrem İmamoğlu’nun “unutturmayacağım” dediği ve tehdit edildiği iddiasıydı. Ve bu tehdidin Hizbullah tarafından olduğunu söylemesiydi. Kendisinin bu tehdit olayını İçişleri Bakanlığına bildirdiği ve böyle bir kaydın olmadığını ona aktardığını iddia ediyordu. Sonradan söz konusu sözde Hizbullah mensubu şahıs yakalanıyormuş ve verdiği ifadede, “Eğer bu konu basına düşmeseydi bu işten vaz geçmeyeceklerini” aktarmış. Yani kendisini öldüreceklermiş. Burada İmamoğlu hiç olmayan bir mesele üzerinden devlet ve Hizbullah’ın birlikte iş tuttuğunu ima ediyor. Allah aşkına böyle bir yalanı kim yutar? Sen kimlere mesaj veriyorsun?
Görünen o ki İmamoğlu bu tehdit açıklamasıyla PKK’lilere göz kırpıyor. Onu belediye başkanlığına taşıyan HDP tabanına göz kırpıyor. Sadece yereldeki işbirlikçileri değil onların akıl babaları olanlara da mesaj veriyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu üzerinde sosyalist bir gelecek hesapları yapanlara da göz kırpıyor. Ve bu göz kırpmaları kendi şahsının tehdit edilmesiyle ete kemiğe büründürmeye çalışıyor.
Sonuç olarak; yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Yalan hemen kendini ele verir. Test kitabında resmim yoktur diyecek kadar aleni yalan söyleyen bir kişi her türlü yalanı atmaktan çekinmez. Halk o kitapların resmini gözüne soka soka sosyal medyada paylaştılar. Hizbullah hakkındaki tehdit yalanı da o denli ve daha aşikâr bir yalandır. Ve bu milletin karnı bu yalanlara toktur. Bu halka kül yutturamazsınız, başka çöplüklerde otlanınız.