Oyun, entrika, iftira, yalan, seviyesizlik, hoyratlık, saldırganlık, kavga, gürültü, patırtı… Siyaset buysa o zaman sahiden bu iş şeytan işi! Ama gerçek manada siyaset bu değil; bu, şaklabanlık, bu, densizlik!
Ülkedeki siyasi atmosferin içinde bulunduğu içler acısı duruma bakar mısınız?! Siyasi geçinenlerin öne çıkan meziyetleri; halkı kin ve nefrete teşvik etmek, küfür etmek, hakaret etmek, karalamak, yalan söylemek, iftira atmak, saldırmak, vurmak, kırmak olarak kendini gösteriyor! Bu nasıl bir siyaset ya, gerçekten insan merak ediyor!
Oysaki bunlar, medeni insanların pek ihtiyaç duymayacağı densizlikler. Siyasete giren birinin savaşa giriyor gibi bir intiba bırakması, kötü siyasetin oluşturduğu algının açık göstergesi olsa gerek.
Hele gücü muhatabına yetmeyenin, tarihteki şahsiyetlere galiz küfürlerle yüklenerek ortalıkta dolanması ise ayrı bir rezalet, ayrı bir çirkeflik ve -af buyurun- ayrı bir itlik!
Şunu da ifade edeyim ki; değerler üzerine yapılan tartışmalar hayra alamet değildir. İmamlar, alimler, önderler, rehberler, medreseler bu milletin bağlılığını, birliğini sağlayan adeta çimento görevini gören unsurlarıdır.
Ne idüğü belirsiz kişilerin Müslüman şahsiyetler ile ilgili yaptıkları hakaretamiz açıklamaların yenilir yutulur tarafı yoktur, olamaz!
Bunlar hep hakaret edecek ve Türkiye eli-dili bağlı seyr mi edecek?! Olacak şey değil yahu! Oy uğruna her melaneti işleyenlerin Türkiye siyasetinde yeri olmamalıdır. Aksi halde tüm siyasetin bundan sorumlu tutulması kaçınılmazdır!
Şu bir gerçektir ki, vatandaşın gözü kulağı siyasette ve siyaset adamındadır. Ne yazık ki bugün toplumdaki ayrışmanın, vatandaştaki gerilmenin müsebbibi her zaman olduğu gibi yine şu siyasetçi diye geçinen boşboğazlardır!
Kin ve nefret dolu sözlerin neticesinde dövülen insanlar var. Allah aşkına böyle siyaset mi olur?!
Burada işin kötü tarafı, ahalinin böylesi pervasızlıkları artık neredeyse ‘siyasetin ruhuna uygun’ görmeye başlaması noktasına geldiği gibi görünmesidir. Oysaki siyaset bu değil, bu olsa olsa şeytanın avaneliğidir, yardakçılığıdır!
Siyaset; bu milletin dininden, makul geleneğinden ve doğru örfünden gelen değerleri yukarıya/üste taşıma faaliyetidir. Temiz siyaset; insanlara hakkettikleri değeri verme anlayışıdır. Doğru siyaset; geleceği inşa etme adına geçmişin asli köklerinden kopmadan günümüz imkanlarını insanlığın hizmetine sunma ameliyesidir.
Bu konuda HÜDA PAR’ın siyasete kattığı değeri göz ardı etmek insaflıca olmaz. HÜDA PAR’ın siyaset tarzının umut verici olarak karşımızda durduğu inkar edilemez bir gerçektir.
HÜDA PAR’ın siyaset yaparken kullandığı dil, ortaya koyduğu mutedil tavır -günümüz siyasete uyarlamaya çalışıldığında- yanlış yorumlamalara dahi sebebiyet verebiliyor.
HÜDA PAR’ın siyaset yaparken revaçta olana mugayir şekilde kullandığı mutedil dil, manipüle edilen kesimler tarafından, HÜDA PAR’ın “siyaset yapmadığı” eleştirisiyle dahi karşılaşabiliyor.
HÜDA PAR Genel Başkanı Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu’nun siyasi ahlakla ilgili vurguladığı hususlar siyasetin olmazsa olmazı olmalıdır. Yapıcıoğlu: “Ahlakı ayak bağı gören makyavelist siyaset pratiğinden ve mevcut siyasi üsluptan müştekiyiz. Seküler ahlak temelsiz bina gibidir. Din ile siyaset arasına kalın duvarlar örenler, siyaseti ahlaktan mahrum bıraktıklarının farkına varmalıdır. Dini siyasetin emrine verenler de insanları dinden soğuttuklarını görmelidir. İnanıyoruz ki siyaset ahlaklıysa insanidir, insana hizmet eder. Ahlaktan soyutlanmış siyasetin insana ve topluma hizmet etmesi mümkün değildir" diyor.
Bu siyasettir şeytan ve avanelerinin uykusunu kaçıran, onları zıvanadan çıkaran! Bu siyasettir ahlaktan yoksun siyaset yürütenleri temelden vuran!
Siyasette ahlak vurgusu çok önemlidir. Siyaset ahlaklıysa insanidir, insana hizmet eder. Gerçekten ahlaktan soyutlanmış bir siyasetin insana ve topluma hizmet etmesi mümkün değildir.
Son olarak demem o ki; bugün özellikle HÜDA PAR’ın ilke edindiği ‘Dürüst siyaset, gerçek adalet’ anlayışına ihtiyaç vardır. Hep birlikte, ‘Memleketin HÜDA PAR’a ihtiyacı var’ diyerek bu sesi, bu muhalefet anlayışını yetkiye taşımanın gayreti içerisinde olmalıyız. Siyaseti kötüden kurtarma çabası çok değerli bir çabadır.
Bir şey daha söyleyeyim: Kirli siyasetleriyle taraftar bulmanın gayreti içerisinde olanlar bilsinler ki bu arada ahlak, onur ve şahsiyetlerini kaybediyorlar, kaybedecekler. Bizden söylemesi!
Selamette kalın!