Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 7.7 ve 7.6 şiddetindeki iki depremle sarsılan Adıyaman Palanlı köyünde ikamet eden kadınlar, deprem günü dağlardan kopan kocaman kayaların köyün üzerine geldiğini ifade etti.
Deprem sonrası köylerini terk etmek zorunda kaldıklarını dile getiren kadınlar, yetkililerden kendilerine yapılacak evler için hızlı hareket etmelerini istedi.
"Çaresiz bir şekilde köyden çıktık"
Zeliha Çil
Köy sakinlerinden Zeliha Çil durumlarının içler acısı olduğuna değinerek, "Palanlı köyünde ikamet ediyorduk. 6 Şubat günü meydana gelen depremin ardından evlerimiz yıkıldı. Komşularımız öldü. Çaresiz bir şekilde köyden çıktık. Hayvanlarımız enkazda kaldı. Bir tanıdığın evi sağlam kaldı, biz de oraya sığındık. İlk günler elimize çadır da geçmedi. Bir hafta sonra çadırlara yerleştik orada da çok sıkıntı çektik. Daha sonra bu konteynerlere yerleştik. Bu konteynerin yanında da taş ocağı var. Biz konut istiyoruz. Bir sene oldu halen belli bir şey yok. Burada bir salgın var, hasta oluyoruz. Şiddetli rüzgar geliyor konteynerler devriliyor, kapılar sökülüyor, elektrikler gidiyor. Elektrikler gittiği zaman konteynerler buz gibi oluyor. Hayvanlar için yerlerimiz olmadığından dağdan gelen kurtlar hayvanlarımıza saldırabiliyor. Komşumuzun yeni doğmuş kuzularını ve koyunlarını kurtlar götürdü. Çadırda kalan hayvanların da rüzgara karşı koruması yok ,hayvanların topuklarında yaralar çıkmış, bir yıl oldu sesimizin duyulmasını istiyoruz." dedi.
"Bir yıldır bir rahatlık görmedik"
Hatice Çil
Depremden bu yana sıkıntı yaşadıklarını dile getiren Hatice Çil, "Depremden bu yana ortalarda rezil oluyoruz. Yanımızda taş ocağı var. sürekli toz oluyor. Çocuklarımız ortalarda kalmış, sıkıntılar çekiyoruz. Hepimiz bir göz konteynerde kalıyoruz. Çocuklar duş alacakları zaman su yetmiyor. Elektrik faturaları yüklü geliyor, ödemede sıkıntı yaşıyoruz. Deprem sırasında dağdan gelen büyük kayalarla köyümüz hep yıkıldı. Hayvanlarımız enkazda kaldı. Ortalıkta rezil olduk. Deprem sonrası birkaç gün köyün alt tarafında sağlam kalan evlerde misafir olduk. Çocuklar okula servisle gidiyor, o konuda çok ciddi bir sıkıntı yok ama okula giderken yıkılan köyden, tehlikeli yerden geçiyorlar. Hayvanlarımız çadırlarda kalıyor. Yağmur yağdığında suyu giriyor oralara. Kurtların saldırması tehlikesine karşı sürekli kontrol etmek zorundayız. Bir yıldır bir rahatlık görmedik." ifadelerini kullandı.
"Bu konteynerlerde perişan olmuş durumdayız"
Gül Hanım Çil
Köylerinin yıkılmasının ardından sıkıntı yaşadıklarını dile getiren Gül Hanım Çil, "Deprem olduğu zaman ben hastanedeydim. Dizlerimden beş defa ameliyat oldum. Haber aldım köyümüz ve memleketimiz hepsi yıkılmış, evlatlarımız ölmüş. Bu konteynerlerde perişan olmuş durumdayız. Bizim umudumuz bize yapılacak bir göz evdir. Bizim şu an ihtiyacımız evdir. Ortada kalmışız. Her deprem olduğunda korkudan ödümüz patlıyor. Elektrik gittiğinde ısınma sorunu yaşıyoruz. Soba kuramadığımız gibi elektrik parasını da ödemede sorun yaşıyoruz. Kar çok yağmıyor ama şiddetli rüzgarlar geliyor. Rüzgar çatıyı alıp götürdü. Dağlarda kurt çok olduğundan köylüler hayvanlarını korumak için nöbet tutuyor. Bizim sesimizi duysunlar, bizler çok sıkıntı yaşıyoruz. Devlet vatandaşlarına baksın istiyorum." şeklinde konuştu.
"Rüzgar geldiği zaman uyuyamıyoruz"
Zeliha Çil
Elektrik faturalarının yüksek geldiğine değinen Zeliha Çil, "Palanlı köyünde oturuyorduk. Depremin ardından köyümüz yıkılınca buraya gedik. Burada konteynerlerde rahat edemiyoruz. Yanımızda taş ocağı var bizi rahatsız ediyor. Konteynerlere sürekli su giriyor. Çocuklar duş almakta zorlanıyor. Hayvanlarımıza bakamadığımız içi satmak zorunda kaldık. Rüzgar geldiği zaman uyuyamıyoruz. Bundan dolayı evlerimizin yapılmasını istiyoruz. Konteynerlerimizin bulunduğu alanın sahibi buradan çıkmamızı istiyor. Burada kurt var. Kış günleri rahat yatamıyoruz. Elektrik gittiği zaman ısınma sorunu yaşıyoruz. Aynı zamanda faturalar yüksek geliyor. Ödeme de sıkıntı yaşıyoruz. Bizler zengin insanlar değiliz." dedi. (İLKHA)