Asrın felaketinde Şanlıurfa'da 180 cami etkilendi

6 Şubat’ta meydana gelen depremlerle beraber Şanlıurfa'daki camilerin son durumu hakkında açıklamada bulunan Şanlıurfa İl Müftü Yardımcısı İbrahim Halil Aslan, hasarlardan dolayı kapalı olan camilerin bulunduğunu ifade ederek depremde 180 caminin etkilendiğini söyledi.

Ekleme: 02.02.2024 17:30:10 / Güncelleme: 02.02.2024 17:49:43 / Röportaj / Şanlıurfa Haberleri
Destek için 

6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli iki depremde, bina ve işyerlerinin yanı sıra camiler de etkilendi.

6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli iki yıkıcı depremin ardından Şanlıurfa'da başta tarihi Dergâh Camii, Ulu Camii ve Rızvaniye Camii olmak üzere birçok camii etkilendi.

İLKHA muhabirine açıklamalarda bulunan Şanlıurfa İl Müftü Yardımcısı İbrahim Halil Aslan, asrın felaketi olarak nitelendirilen depremlerde Şanlıurfa'da 180 caminin etkilendiğini belirtti.

"Halihazırda kapalı olan camilerimiz mevcuttur"

Şanlıurfa İl Müftü Yardımcısı İbrahim Halil Aslan

Şanlıurfa'da 180 caminin etkilendiğini ve kapalı haldeki 126 camide de onarımın sürdüğünü aktaran Aslan, "2023 yılı 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerde her yer etkilendiği gibi camiler de bu depremden etkilenmiştir. Özellikle bazı tarihi eser camilerimiz veya zemini sağlam olmayan bazı camilerimizde maddi hasar meydana gelmiştir. Halihazırda da kapalı olan camilerimiz mevcuttur. Şöyle kabataslak baktığımız zaman 6 Şubat depreminden etkilenen ağır hasarlı, orta hasarlı ve yıkık toplamda 180 camimiz etkilenmiştir. Az hasarlı camileri söylemiyoruz, ağır hasarlı, orta hasarlı ve yıkık olmak üzere toplam 180 cami bu depremden etkilenmiştir. Halihazırda gerek devletimizin imkanları, belediyelerin imkanları ve cemaatimizin imkanları doğrultusunda imkân ölçüsünde camilerin tadilatı, onarımı devam etmektedir. Halihazırda Urfa’da inşaatı devam eden, onarımı devam eden, il geneli için söylüyorum toplamda 126 camimiz kapalı olup ama onarım ve tadilatı devam etmektedir." dedi.

"Özellikle taş yapılı minarelerin depremde alem kısmının yıkıldığı görülmüştür"

Betonarme olarak yapılan minarelere herhangi bir zararın gelmediğini ifade eden Aslan, "Yıkılan tek camimiz var, yani külliye. Tam yıkılan cami, Hilvan'daki bir köyümüzün camisidir. Onun dışında kısmi hasarlar vardır veya tavandaki çatlamalar, minarelerin yıkık olması özellikle taş yapılı minarelerin depremde aşırı sarsıntıya uğrama neticesinde alem kısmının yıkıldığı görülmüştür. Bazı minarelerin 1. şerafe ve 2. şerafeye kadar yıkıldığı görülmüş ama betonarme olarak yapılan minarelere herhangi bir zararın gelmediği tespit edilmiştir. Genel olarak betondan yapılan minarelerimizde bir problem yok ama onun dışında yığma taş yapılan minarelerimiz maalesef alem kısmı özellikle üst tarafta çatlaklara sebebiyet vermiştir." diye konuştu.

"Bazı camilerimiz hem deprem hem selden etkilenmiştir"

Hasan Paşa Camii

Tarihi camilerin onarımı hakkında bilgi veren Aslan, "O camiler, Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmalar devam ediyor. Bazı camilerimiz sadece depremden bazı camilerimiz de Hasan Paşa Camii gibi hem deprem hem selden etkilenmiştir. Onların daha halihazırda çalışmaları devam etmektedir. İhaleye verilmiş, yüklenici firma tarafından onarımı devam etmektedir." şeklinde konuştu.

"En kısa sürede açmayı planlıyoruz"

11 Nisan Kurtuluş Camii

Şehrin merkezindeki 11 Nisan Kurtuluş Camii’nin yakın zamanda açılacağının müjdesini veren Aslan, "İnşallah yakın zamanda açmayı planlıyoruz. Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla dış tarafının inşaatı bitmiş, sadece iç taraftaki bazı taşların çatlakları var. Onlar da inşallah giderildiği zaman en kısa sürede açmayı planlıyoruz." ifadelerini kullandı.

"Önemli olan yığın taşlar veya betonarme yapılar değildir, cemaatin kendisidir"

Camilere tekrardan kavuşacak cemaate seslenen Aslan, "Camilerin süsü cemaattir. Bizim için önemli olan yığın taşlar veya betonarme yapılar değildir, cemaatin kendisidir. Peygamber Efendimiz Aleyhissalatü Vesselam'ın mescidini düşündüğümüz zaman, Mescid-i Nebevi, o günün şartlarında böyle bugünkü gibi lüks şatafat falan yoktu ama cemaat vardı. Bizler de sizin aracılığınızla cemaatimize çağrımızdır; özellikle cemaatimizi gençleştirelim. Gelen vatandaşlarımız camiye çocuklarıyla beraber, torunlarıyla beraber camiye gelsinler. Dede torun el ele hep beraber camiye sloganıyla hepimiz beraberce bu camileri hem maddi hem de manevi olarak ihya etmeye çalışalım. Çünkü Kur’an-ı Kerim'de Allah‘ın mescitlerini ancak Allah’a iman eden insanların imar edeceğinden bahsediliyor. Bizlerin de maddi ve manevi olarak elimizden gelen imkanları seferber etmemiz gerekir diye düşünüyoruz." şeklinde konuştu.

"Camii İslam medeniyetinin ortak buluşma alanıdır"

Son olarak caminin Müslümanlar açısından önemine değinen Aslan, şunları aktardı:

"Cami zaten kelime manası itibarıyla toparlayıcı olması, insanları bir araya getirmesi gerekir. Farklı ırklar veya farklı düşüncelere sahip olan insanlar için cami İslam medeniyetinin ortak buluşma alanıdır. Dertlerin derman bulduğu yerdir. Peygamber Aleyhisselam’ın ilk camisini, mescidini düşündüğümüz zaman orada gerek devlet işlerinin görüldüğü, hastaların tedavi edildiği, evsizlerin yurdu olduğu, sıkıntıda olanların sıkıntıların giderildiği ve kişinin Allah'la baş başa kalabildiği, kendisini hesaba çektiği, 'ben nereden geldim, nereye gideceğim, benim amelim Allah'ın rızasına göre midir, değil midir' diye insanın Rabbi ile baş başa kalabileceği yani en önemli merkezlerden birisidir. Onun için camilerimiz şehirlerin kalbidir. Dolayısıyla bizler de bu ibadetle çalıştığı, ibadetle attığı sürece şehirlerimizin de manevi motivasyonu o derece yüksek olmuş olur diye düşünüyoruz." (İLKHA)