Çocuklara namaz ibadetinin sevdirilmesi ve öğretilmesi için, anne babalara çok önemli görevlerin düştüğünü ifade eden Gökçe, çocuklarda ibadet ve dini kavramların geç öğretilmeye başlanması durumunda bunu gerçekleştirmenin pek kolay olmayabileceğini belirtti.
Çocuklara namaza teşvik edici küçük ödüllerle sürpriz yapılması gerektiğine dikkat çeken Seyhan Vaizi Muttalip Gökçe, İLKHA muhabirine önemli değerlendirmelerde bulundu.
Allah'ın insanları ve cinleri kendisine ibadet için yarattığının haber verdiğini söyleyen Gökçe, "Bununla beraber biz Allah'a kulluk yapmak için ibadet etmek için bu dünyaya geldik. Rabbimiz bu kullukta en güzel şekilde kulluk yapabilmeyi bizlere nasip eylesin." dedi.
"Sabah namazına kalkabilmek bir müminin bir mücahit olabilmesi anlamına geliyor"
Vaiz Muttalip Gökçe
Sabah namazının Kur'an'da 'şahitli namaz' olarak ifade edildiğini vurgulayan Gökçe, "Allahütealâ'nın güvencesi, himayesi altında olunan bir namaz. Bu manada Hadis-i Şeriflerde Efendimizin de (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bildirdiği gibi önemine binaen himaye edilen, güvence altına alınan bir namazdır. Sabah namazının müminlere ağır gelmesi kuvveti itibari ile onu daha kıymetli yapıyor. Efendimiz (a.s) özellikle münafıklara en ağır gelen namazın yatsı ve sabah namazları olduğunu ifade etmektedir. Sabah namazına kalkabilmek, hakikaten yaşadığımız bu zamanda bir müminin aslında bir mücahit olabilmesi anlamına geliyor. Bir mümin erkek ve mümine hanım kardeşimizin üzerindeki örtüsünü kaldırıp 'ben geldim ya Rabbi' diyerek abdestini alıp, seccadesinin başında Rabbinin huzurunda el pençe, divan durması aslında kulluğunu ispatlaması manasına geliyor. Boyun bükmesi, rukuya varması, secde etmesi aslında onun gününün de bereketli olması vesiledir." şeklinde konuştu.
"Yedi yaşına geldiğinde çocukları namaza alıştırın, on yaşına geldiklerinde namazı emredin"
'Kılacağımız iki rekat sabah namazının sünnetinin dünyanın tamamından daha hayırlı olduğunu Efendimiz (a.s) bize bildirmiştir' diyen Gökçe, Efendimiz (a.s) çocuklarda namaz alışkanlığı için, 'Yedi yaşına geldiğinde çocukları namaza alıştırın, çocuklar on yaşına geldiklerinde de namazı emredin' buyurmaktadır. Nitekim büyüklerimiz, 'Ağaç yaş iken eğilir' demiştir. Ben ona 'Ağaç yaş iken doğrulur' diyorum. Bugün küçük yaştan itibaren namaz kılmayı öğretemediğimiz çocuklara, yaşları büyüdüğünde namazı emretmek, kılmalarını söylemek çok daha zor olacaktır. Dünyalık bir sınav adına, bir üniversite sınavı veya çok önemli sınav için 'sabah şu saatte kalkılacak ve menzile gidilecek', bunun için bin bir çaba zahmeti, gayreti gösterirken, bir müminin ebedi hayatı için, kurtuluşu için bunu göz ardı etmesi bir Müslüman'ın aslında bir gerçeği bir hakikati unutmuş olması anlamına geliyor. Dünyaya ait değerlerimizi korumak için bin bir türlü gayretleri gösterirken, 'Allah'ım bizi çağırdı', bu niyeti aslında sadece sabah namazı değil, bütün namazları da içerisine dâhil olacak bir incelikle bir letafetle bir dikkatle bunu yapabilmek her mümin için farzdır." ifadelerini kullandı.
"Küçük dokunuşlarla, sevgi ve muhabbetle çocuklarımızı namaza alıştırabiliriz"
Anne-baba tarafından çocuklara namazın sevdirilmesinin yollarının aranması ve bu noktada dini öğreticilerle yardımcı olunması gerektiğine vurgu yapan Gökçe, "Çocuklara bunu sevdirebilme adına namazın çok daha lezzetli olduğunu, kıymetli olduğunu, insanı ferahlattığını, kalbini genişlettiğini, nura gark ettiğini ifade etmeli. Çocuklarımızın ellerinden tutarak, camilere götürerek, camileri sevdirerek, onlara ikramlarda bulunarak sabah namazlarına gayretlerini arttırabiliriz. Bunun için çocukların da bulunduğu, çocukların arkadaş edindiği topluluklarla buluşmalarla, çocuklarımızın sabah namazı olsun ve diğer cemaate dâhil olacakları namazları olsun onları heyecanlandırabiliriz. Onlara bu konuda gayretlerini, muhabbetlerini oraya çekebiliriz. Baktığımızda bir misyonerin kiliseye alıştırmak için, kendi misyonlarını o küçük çocuklara alıştırabilmek için daha önce anne-babalarıyla görüştüğünü, en çok sevdiği oyuncak veya yiyeceği daha önceden öğrendiği, bunu götürüp kilisenin papazına teslim ettiğini sonra o çocuğu oraya götürmesi… Papaz'ın arkasından o oyuncağı çıkarmasıyla beraber o çocuğun sevindiğini, 'Benim en çok sevdiğim oyuncağı nereden biliyor?' diyerek, orada bir çocuğun kiliseye, kilisenin papazını muhabbet duyduğunu görüyoruz. Bizler de bugün ikramlarla, tebessümlerle çocukların muhabbetini çekeceğimiz alanlarla namaza alıştırabiliriz. İmam Malik Hazretleri diyor ki: 'Babam bana küçükken hadis ezberlemem hususunda hediyeler verirdi, bu da benim hoşuma giderdi ve ezberlerdim daha sonra babam bana o hediyeyi takdim ederdi. Artık hadis ezberlemek o kadar hoşuma gitti ki babama bir gün: 'Artık bana hediye almana gerek, yok hadis ezberlemek benim için müthiş bir lezzet haline geldi' dedim. İşte böyle başlayan, küçük yaşta başlayan bir yolculuk İmam Malik gibi bir mezhep imamını, bir müştehid'in ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Muvatta adlı bir külliyatı, Ümmeti Muhammed'in istifadesine sunmasını vesilesi olmuştur. Küçük dokunuşlarla, sevgi ve muhabbetle çocuklarımızı namaza alıştırabiliriz." diye konuştu.
"Müminler birbirini teşvik etmelidir"
Namaz sevgisinin yerleşmesiyle namaza kalkmanın kolaylaşacağını ve kalkmada yardımlaşmak gerektiğini belirten Gökçe, "Bir reklamda bir çocuk yatağının başına bir bardak su katarak, 'Anne-baba beni sabah namazına kaldırın, eğer kalkamazsam bu suyu başından aşağı dökebilirsiniz, zaten birkaç damla değerse ben kalkarım' diyor. Aslında o küçük çocuğun namaza olan gayreti ki aslında Efendimiz'in (a.s) bir sünneti seniyyesidir. 'Bir mümin erkek gece namazına kalkar da sonra da hanımına uyandırır, uyanmayacak olursa bir suyla, üzerine su serpintisi yaparak uyanmasına vesile olursa, ona Allah rahmet etsin; tam tersi erkek uyanamazsa kadın bunu yaparsa Allah ona rahmet etsin' diyerek, aslında müminlerin birbirini teşvik etmeleri gerektiğini bize tavsiye etmektedir." sözlerini kaydetti.
"Ağaç yaş iken doğrulur"
Anne-babaların 'Çocuğumuzu şimdilik kaldırmayalım, yarın kılar, sonra yapar' gibi söylemlerle çocuğa iyilik yapmadıkları ve onları daha sonra namaza alıştıramayacağı uyarısında bulunan Gökçe, sözlerini şöyle tamamladı:
"Nitekim biz bunu yaşadığımız hadiselerden, hanımefendilerden, beyefendilerden bu pişmanlıkları, nedameti görüyoruz. Diyorlar ki: 'Biz çocuklarımıza 'Haydi kalkın namaza' dediğimizde, bunu yapamıyorlar. Biz de onlara şu soruyu soruyoruz, 'Ne zaman emrettiniz, ne zaman söylediniz?' dediğimizde, efendim işten, güçten fırsatımız olmadı, biz buna fırsat bulamadık, şimdi farkına vardık ama şimdi bu hususta da çok zorlanıyoruz, bizi bize bu konuda tavsiyeleriniz var mı' diye soruyorlar. Biz diyoruz ki: 'Ağaç yaş iken doğrulur', küçük yaşta namazı sevdirebilmek, namazın çok önemli bir mevzu olduğunu hatırlatabilmek… Hazreti Ömer efendimiz bir savaşta çok ağır bir şekilde yaralanıyor, namaza kaldıramıyorlar ve bir arkadaşı diyor ki, 'ben onu kaldırabilirim'. Ömer'in (Radyallahu anh) kulağına eğiliyor ve diyor ki: 'Ya Ömer namaz geçiyor', öyle deyince namazın geçeceği hususu Hazreti Ömer'in kulağına söylenince, Hazreti Ömer efendimiz sanki yeniden dirilmiş gibi, bir şekilde abdestini aldırıyorlar, namazını kılıyor ve tekrar istirahata geçecekken aynen şunu söylüyor: 'Namaz kılmayanın İslam'da yeri yoktur' gibi bir ifade kullanıyor. Namaz çok mühim, namaz çok elzem." (İLKHA)