Bütün şiirler Kudüs için olsun!

Kayseri’deki Ali Rıza Özderece Proje İmam Hatip lisesinde 'Kudüs'e Mektup' yarışması düzenlendi, lise öğrencileri tarafından yoğun rağbet gören yarışmada derece yapan Ayşe Özdemir ve Rabia Bağlama, kazandıkları ödüllerini Filistin’deki çocuklara bağışladılar.

Ekleme: 17.01.2024 20:51:23 / Güncelleme: 17.01.2024 22:47:43 / Güncel
Destek için 

Haber Merkezi

Ayşe Özdemir, Aksaray'da yaşıyor, 16 yaşında olan Ayşe, 14 yaşında Aksaray'da hafızlık eğitimini tamamlayıp, Kayseri'ye hafız olarak gelip, burada da geleneksel medreselerde İslami ilimler eğitimini alıyor. Medresenin yanında aynı zamanda Ali Rıza Özderece Proje İmam Hatip lisesinde başarılı bir 10.sınıf öğrencisi.

Okulunda yapılan şiir yarışmasına katılarak derece yapan Ayşe Özdemir süreci böyle anlattı:
Okulda afişi gördüm, katılmak istiyordum, amacım yazarken gerçekten Kudüs'e yazarmış gibi yazmaktı. Yarışmaya katıldım, fakat dereceye girmeyi hiç hayal etmemiştim, dereceye girmek benim için güzel bir sürpriz oldu çok ama çok mutluyum"

Çok mutlu olduğu başarısını ve ödülünü Filistin'e armağan eden Ayşe Özdemir bu erdemli davranışının sebebini sorduğumuzda şu ifadeleri kullandı:

Aslında ilk yarışmaya yazıldığım an, 'Kudüs'e mektup' yarışmasını kazanıp, ‘bu ödülü neden Kudüs’e göndermeyeyim ki’ dedim ve kazanınca ödülümü Umut Kervanı Vakfı aracılığıyla Filistin'deki çocuklara hediye ettim. Buradan bütün arkadaşlarıma ve büyüklerime sesleniyorum, "ben ne yapabilirim ki " diyerek hiçbir şey yapmamak doğru değil, en azından bir boykota destek vermek, çevremize yapılan soykırımı anlatmak ya da benim yaptığım gibi küçücük bir yardım ile dahi olsa vicdanımızı yaşatmayı başarmak…

Ben ne yapabilirim ki diyerek yerimizde durmak olmaz, bu her şeyden önce doğru değil ve herkesi Filistin için Kudüs ve Gazze için bir şeyler yapmaya davet ediyorum." dedi.

Ayşe Özdemir’in Kudüs için yazdığı şiir:

“Ey Peygamberlerin şehri ey İslam’ın mucizesi ey ümmetin Nazlı çiçeği, sana uzak diyarlardan selam getirdim.

Baharlar gelicek, gelicek bitecek bu güz.

Kalbin kırık biliyorum, duyuyorum seslenişini. Özgürlük yakın çok yakın biliyoruz ki özgürlük bedel ister. Biz sıcacık evlerimiz de otururken, Filistin de kardeşlerimiz, Halepli çocuklar, gözü yaşlı anneler, yüzüne gülücükler yakışırken ağlayan bebekler, erkekler ağlamaz sözünü çiğneyen koca yürekli babalar ve Allah u Ekber diyerek vücudunu aksaya siper eden gencecik bedenler ödüyor bedelini….

Sen mi tutsaksın yoksa bizim kalplerimiz mi tutsak?

Ey Kudüs kanayan yaramız. Ellerin de acıyı yoğuran, kollarında çileyi eriten, toprağın da sevgi ve umut tohumları yeşerten gözü yaşlı, bağrı kanlı Kudüs’üm. Müslümanların göz bebeği, sen bize emanetsin bu emanete de sahip çıkmadığımız için o güç bizde olmadığı için af diliyoruz. Ey Müslümanlar size sesleniyorum peygamber efendimiz (S.A.V.) vadini gerçekleştirme zamanı gelmedi mi? Ebru Hüreyre’den rivayetle Resulullah şöyle buyurmuştur. Müslümanlar ve Yahudiler harp etmedikçe kıyamet kopmaz. O harpte Müslümanlar (galip gelecekler) Yahudileri öldüreceklerdir. (müslim82)

Öyle ki yahudi taşın ve ağacın arkasına saklanacak da taş veya ağaç Ey nüslüman Ey Allah’ın kulu şu arkamda ki yahudidir gel de onu göldür diye haber verecektir.

Ey ümmeti Muhammed ne duruyorsun toprağın daha fazla kana bulunmasını mı, çığlıkların dillere hapis olmasını mı, Kudüs’ün elleri boş çaresizce teller ardına hapis olmasını mı?

Emanetimize sahip çıkma zamanı,

KALK, SİLKELEN ve DİREN….”