Siyonist işgal rejimi, üç ayların başlamasına ve yaşanan insanlık dramına rağmen Filistin'de katliamlarını sürdürüyor.
HÜDA PAR Adana İl Başkanlığı, Cuma namazının ardından 5 Ocak Meydanı'nda düzenlediği basın açıklamasıyla bu saldırıları kınayarak dünyaya ve İslam ülkelerine; siyonist işgalciler ile ticari, ekonomik, diplomatik, askeri, kültürel ve siyasi tüm ilişkilere son verilmesi çağrısında bulundu.
Çarşı merkez Kemeraltı Camii'nde kılınan Cuma namazının ardından yapılan basın açıklamasını HÜDA PAR Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Avukat Mehmet Emin Çınar okudu.
"Tarih; nice az ve zayıf görünen toplulukların sayıca çok ve güçlü topluluklara galebe geldiğini yeniden yazmaktadır"
Filistin'de yaşanan zulmün devam ettiğini ve Müslümanların kardeşlik hukuku gereği Gazze'ye, Kudüs'e sahip çıkmaları gerektiğini vurgulayan Çınar, "Gazze'de siyonist vahşet ve soykırım tüm acımasızlığıyla 98 gündür aralıksız devam ediyor. Gazze'deki kardeşlerimiz Mübarek Üç Aylar'a ve Regaib Kandiline siyonist terör örgütü israilin soykırım ve vahşeti altında girdi. Başta Filistin Halkının Regaib Kandilini tebrik ediyor, Mübarek Üç Ayların Filistin'in, Kudüs'ün ve Mescid-i Aksa'nın zafer ve özgürlüğüne vesile olmasını diliyoruz. Gazze direniyor, peki biz ne yapıyoruz? Ümmetin aziz evlatları dünya müstekbirlerinin tüm acımasızlığına ve ümmetin sessizliğine rağmen vatanlarını terk etmiyor ve kutsal cihadını sürdürüyor. Direniş 4'üncü ayına girdi. Bu eşsiz sabır, metanet ve cesaret Gazze'nin zaferinin en büyük ispatıdır. Bugün tarih nice az ve zayıf görünen toplulukların sayıca çok ve güçlü topluluklara galebe geldiğini yeniden yazmaktadır. Gazze halkı, sabır ve sebatıyla, imanıyla, kahramanlığıyla, samimiyetiyle kendini dost düşman bütün dünyaya kanıtladı. Vatanına ve davasına sahip çıktı. En azizlerini feda etti. Ama zulme boyun eğmedi ve inancından taviz vermedi. Peki, biz ne yaptık? Dünyanın ve 2 milyarı aşkın nüfusuyla bütün İslam Ümmetinin gözleri önünde, Gazze'nin masum çocukları, mazlum kadınları ve sivil insanları öldürülürken, evleri ve beldeleri füze ve bombalar ile başlarına yıkılırken bizler kardeşlik görevimizi yaptık mı? Kardeşlik hukukunu yerine getirdik mi?" ifadelerini kullandı.
"Aksa Tufanı 'özgürlük ve demokrasi!' bezirgânlarının iğrenç yüzünü ifşa etti"
Aksa Tufanı operasyonu sonrası yaşananların, Batı'nın özgürlük söylemlerinin gerçek yüzünün ortaya çıkardığını kaydeden Çınar, "Aksa Tufanı 'özgürlük ve demokrasi!' bezirgânlarının iğrenç yüzünü ifşa etti. Aksa Tufanı sadece siyonist terör örgütü israilin kirli yüzünü değil, aynı zamanda dünyaya "özgürlük ve demokrasi!" satan bezirgânların da gerçek ve iğrenç yüzünü de ifşa etti. Bugün Amerika'da sinagogların altındaki karanlık tünellerden fışkıran vahşet, siyonizmin dünya için ne kadar büyük bir tehlike olduğunu gösterdi. Sözde insan hakları savunucularının aslında nasıl birer insan canavarı ve aşağılık yaratıklar olduğuna bütün dünya şahit olmakta ve yaptıklarını dehşetle izlemektedir. Aksa Tufanı sadece işgal altındaki Filistin'de değil tüm dünyada zalimlerin başına kopan bir büyük bir tufandır. Allah'ın izniyle siyonist işgal ile birlikte barbar batının ve küresel emperyalistlerin zulmünü de Nuh Tufanı gibi boğacak ve helak edecektir." diye konuştu.
"Siyonist terör örgütü israil suçlarını örtmek için gazetecileri kasıtlı olarak hedef alıyor"
İşgalci siyonistler tarafından Gazze'de gerçekleştirilen katliamların hedef gözetilmeden yapıldığına dikkat çeken Çınar, "Gazze direniyor ama siyonist katliam ve soykırım da devam ediyor. Siyonist terör örgütü israil 7 Ekim'den bu yana 98 gündür Gazze'de aralıksız olarak katliamlarını sürdürüyor. Her gün suç dosyasına yeni suçlar ekliyor. Gazze'nin masum ve savunmasız halkını katlediyor. Konutları, camileri, okulları, üniversiteleri, hastaneleri, ambulansları, kamu binalarını, insani yardım ekiplerini ve araçlarını bombalamaya devam ediyor. Siyonist israil gazetecileri kasıtlı olarak hedef alıyor. Uluslararası kuruluşların verilerine göre, 2021 ve 2022 yılarında dünya genelinde 109 gazeteci ve medya çalışanı öldürülürken, siyonist israil ise sadece üç ayda, Gazze'de 112 gazeteci ve medya çalışanını katletti. Siyonist terör örgütü israil, suçlarını örtmek için gazetecileri kasıtlı olarak hedef alıyor." şeklinde konuştu.
"Gazze'nin çocukları açlıktan ölüyor, İslam ülkeleri ne zaman harekete geçecek?"
Filistin'e ve Gazze'ye yönelik yardımların yetersiz olduğunu ve İslam ülkelerinin bir an önce harekete geçmesi gerektiğini belirten Çınar, şunları kaydetti:
"Gazze'nin çocukları açlıktan ölüyor, İslam ülkeleri ne zaman harekete geçecek? Gazze'deki Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, siyonist terör örgütü israilin 98 gündür devam eden saldırılarında; şehid sayısı 23 bin 469'a, yaralı sayısı ise 59 bin 604'e ulaştı. Şehitlerin yüzde 70'i kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. 337 doktor ve sağlık çalışanı katledildi, 99'u alıkondu, 150 sağlık kurumu hedef alındı, 30 hastane ile 53 sağlık merkezi tamamen hizmet dışı kaldı ve 121 ambulans kullanılamaz hale geldi. Saldırıların başladığı tarihten bu yana Refah Sınır Kapısı üzerinden sadece 707 yaralı ve 438 hastanın çıkış yapabilmiştir. Ancak yaralı sayısının 60 bine ulaştığı Gazze'de 6 bin 200 yaralının tedavisinin daha donanımlı hastanelerde yapılması gerekiyor. Ancak maalesef Müslüman hükümetler bu yaralılar için harekete geçmiyor. Saldırıların başladığı tarihten bu yana Gazze'de 500 bin salgın hastalık vakası tespit edildi. 1 milyon 900 bin kişi yerinden edildi. Havanın soğumasıyla birlikte kalabalık barınma merkezlerinde solunum, deri ve diğer bulaşıcı hastalıklara yakalanma riskiyle karşı karşıya kalmış durumdadır. Gazze'de en zaruri insani ihtiyaçlara erişilemiyor. Temiz suya ve gıdaya, ilaç ve tıbbi malzemeye erişilemiyor. Hastane ve sağlık merkezleri hedef alındığı için yaralılar tedavi edilemiyor. Şehir tamamen enkaza halinde ve insanlar çok kötü şartlar altında barınıyor. Gazze'nin acil yardıma ihtiyacı vardır. Esirlere kötü muamele yapılıyor. Gazze'ye saldırıların başladığı 7 Ekim'den bu yana Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te evlerinde veya askeri kontrol noktalarında gözaltına alınanlar ile baskı altında teslim olmaya zorlananlar dahil toplam alıkonanların sayısı 5 bin 810'a ulaştı. Aralık 2023 sonu itibarıyla siyonist işgal hapishanelerinde bulunan, aralarında kadın ve çocuklarında bulunduğu Filistinli esirlerin sayısı 8 bin 800'e yükselmiştir. Esirler siyonist teröristlerce darp ediliyor, işkence yapılıyor, aç ve susuz bırakılıyor ve farklı kötü muamelelere tabi tutuluyor."
"Seçim süreci ve gündemi Gazze'yi ve oradaki siyonist katliamı bize unutturmamalıdır"
Türkiye'de gerçekleşecek yerel seçimleri hatırlatan ve seçim süreciyle birlikte Gazze'nin unutulmaması yönünde uyarıda bulunan Çınar, sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye olarak seçim atmosferine girdik. Seçim süreci ve gündemi Gazze'yi ve oradaki siyonist katliamı bize unutturmamalıdır, dikkatlerimizi oradan başka yöne çevirmemelidir. Daha önce de bu meydanlarda söyledik; Gazze'yi ve siyonist vahşeti unutmayalım ve unutturmayalım. Allah muhafaza, Gazze ve çocuklarını unuttuğumuz an Allah'ın bizi unuttuğu an olacaktır. Şer koalisyonu Yemen'e fedakârlığının bedelini ödetmek istiyor. Yemen'in Kızıldeniz'den siyonist işgalci israile giden gemileri engellemesi büyük bir fedakârlıktır ve siyonist katliamın durması için ümit vericidir. Ancak şer koalisyonu Yemen'e bu fedakârlığının bedelini ödetmek istiyor. ABD ve İngiltere öncülüğünde bu gece Yemen'e yapılan saldırı bir bütün olarak İslam Ümmetine gözdağı ve saldırıdır. İslam ülkeleri bu tehdide boyun eğmemeli ve Yemen'i yalnız bırakılmamalıdır. Güney Afrika Cumhuriyeti'nin siyonist terör örgütü israil aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'nda açtığı 'soykırım' davasının ilk duruşma dün yapıldı. Bu adımı da olumlu buluyoruz ve İslam ülkelerinden de en azından böyle adım atmalarını bekliyoruz."
"Gazze bir bütün olarak ateş altıdayken siyonist işgalciler ile tüm ilişkilere son verilmelidir"
İşgalci siyonist rejim ile Türkiye limanlarından gemilerle ticarete devam edilmesinin esef verici bir durum olduğunu söyleyen ve Gazze'de yaşanan katliamlar devam ederken işgalcilerle tüm ilişkilerin kesilmesi gerektiğine vurgu yapan Çınar, şu ifadeleri kullandı:
"Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, 7 Ekim ile 31 Aralık 2023 tarihleri arasında, Türkiye limanlarından siyonist israile 701 gemi sefer yapıldığını ve bunun da günde ortalama 8 gemiye tekabül ettiğini açıkladı. Gazzeli kardeşlerimize en acımasız katliamların yaşatıldığı bir anda bu gemilerin limanlarımızdan gitmesi son derece esef verici bir durumdur. Gazze bir bütün olarak ateş altıdayken siyonist işgalciler ile ticari, ekonomik, diplomatik, askeri, kültürel ve siyasi tüm ilişkilere son verilmelidir. Siyonist terör örgütü israilin tüm yetkilileri savaş suçlusu olarak yargılanmaları için Hükümet tarafından gerekli yasal süreç başlatılmalıdır. Siyonist işgalcilere stratejik destek sağlanan Kürecik ve İncirlik üslerinin faaliyetleri durdurulmalı, lojistik destek sağlanan tüm deniz ve hava limanları işgal rejiminin gemi ve uçaklarına kapatılmalıdır. Siyonist barbarlığa karşı hükümet caydırıcı adımlar atmalıdır."
'Filistin meselesi ümmetin ortak meselesidir' diyen Çınar, sözlerini şöyle tamamladı:
"Mescid-i Aksa ve Kudüs, Müslümanların ortak değeridir. Bu bilinç kaybolmamalı ve nesiller boyu diri tutulmalıdır. HÜDA PAR olarak tekrar ediyoruz; Kudüs Davası davamızdır. Filistinli kardeşlerimizi tüm imkânlarımızla desteklemeye devam edeceğiz. Onlar yalnız ve sahipsiz değildir. Filistin halkına selam olsun! Şehitlere selam olsun! Allah'ın selamı rahmeti ve bereketi hepinizin üzerine olsun." (İLKHA)