Basın açıklaması, Rektör Prof. Dr. Mehmet Cahit Güran, rektör yardımcıları, sağlıkçılar ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşti.
Basın açıklaması öncesi öğrenciler tüm dünyanın gözü önünde 7 Ekim'den bu yana bebek, çocuk, kadın, yaşlı, hasta, yaralı demeden hunharca katledilen ve adeta kendi haline terk edilen Gazze halkına destek olmak ve bu vahşete karşı olduklarını belirtmek için toplandıklarını açıkladılar.
Öğrenciler adına basın açıklamasını Tıp Fakültesi öğrencisi Mehmet Tayyibe Abak okudu.
Son günlerde tüm dünyanın gündemi olan ve acıyla şahit olduğumuz işgalci siyonistlerin zulmü, yüzyıla yakın bir süredir devam etmekte olduğunu dile getiren Abak, "Maalesef bütün dünya suskunluk içerisinde masumların alçakça katledilmesini izlemektedir. Bugün burada toplanmamızın en büyük nedeni hekimler, hekim adayları ve sağlık çalışanları olarak bu zulmün ve soykırımın kat-i surette karşısında olduğumuzu tüm dünya kamuoyuna bildirmektir." dedi.
"Hiçbir ahlaktan nasibini almamış, insanlık ve savaş hukukunu çiğneyen bebek katili israil, kimyasal silah kullanma cüretini dahi göstermiştir"
7 Ekim’den bu yana Filistin’de katledilmiş masum insanların sayısı 20 binden fazla olmakla beraber 50 binden fazla yaralının da akıbetini ve gerçek rakamın ne olduğunu bilmediklerini aktaran Abak, "Bugüne kadar 30’a yakın hastane bombalanmış ve bu hastanelerde tedavi gören birçok hasta acımasızca öldürülmüştür. Son 3 ay içerisinde doktorlar tutuklanmış, katledilmiş ve hatta insani yardım amaçlı gönderilen Kızılhaç ve Sınır Tanımayan Doktorlar ambulans konvoyları bombalanmıştır. Hiçbir ahlaktan nasibini almamış, insanlık ve savaş hukukunu çiğneyen bebek katili israil, kimyasal silah kullanma cüretini dahi göstermiştir. Gazze’de yaşanan dram bunlarla bitmiyor. Sivil halkı su, gıda, ilaç, akaryakıt gibi temel ihtiyaçlardan bile mahrum bırakan israil, tüm dünyanın gözü önünde Gazze halkını açlık, susuzluk ve salgın hastalıklarla yaşamaya mahkûm ediyor. Gazze’deki masumlar saldırılardan kurtulsa bile bu şartlara yenik düşüp hayatını kaybetmektedir. Gözümüzün önünde olan bu vahşete gözümüzü yumuyorsak günü geldiğinde hem tarih sahnesinde hem de insanların vicdanında yargılanacağız ve biliyoruz ki asla beraat edemeyeceğiz. Bu yüzden bilinmelidir ki sağlık çalışanları olarak hiçbir zulmün taraftarı olmuyor, elimizden gelen tepkiyi ortaya koyuyoruz ve tarih boyunca gerçekleşmiş olan bütün zulüm ve soykırımları şiddetle lanetliyoruz." ifadelerine yer verdi.
"Gazzeli masumlar insan yerine konmayarak vahşice katledilmekte yahut acı birer ölüme terk edilmekte"
Açıklamasının devamında Abak, şunları aktardı:
"Bugün israilin açık hava hapishanesine çevirdiği Gazze’de insanlara yaşam hakkı dahil hiçbir hak tanınmamakta. Gazzeli masumlar insan yerine konmayarak vahşice katledilmekte yahut acı birer ölüme terk edilmekte. Bugün, insanlığın sınıfta kaldığına ve vicdanların taş kesildiğine şahit oluyoruz. İnsan hakları denildiğinde mangalda kül bırakmayanların bugün neden sesleri çıkmıyor? Gazze’de her gün ama her gün yüzlerce masum öldürülürken insan hakları askıya mı alınıyor? Sırf çıkarları için zulme rıza gösterenlerin hak savunuculuğu yapması ne kadar samimidir? Kendilerini insanlığa şifa vesilesi olarak gören biz sağlık çalışanları ise masum insanlara yapılan bu zulmü kabul etmediğimiz gibi buna karşı sessiz de kalmayacağız. Bizler hekimiz. Ömrümüzü her gün başka ömürler için vakfediyoruz. Her gün yüzlerce hastamızla ilgileniyor ve onları en iyi şekilde tedavi ediyoruz. Bütün bunları yaparken yanı başımızda hayat hakları ellerinden alınan ve bombalara maruz kalan bebekleri, evlatlarını kaybetmiş anneleri-babaları, ailesinden bir kişi dahi kalmamış yaralı çocukları ve çaresizce yaşamını sürdürmeye çalışan o masumları gördükçe kahroluyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde insanlar sağlık hakkından mahrum edilemez. Biz; sivillerin, çocukların, kadınların, meslektaşlarımızın ve hastalarımızın hayatlarının korunması adına mesleğimize yakışır bir duruş ortaya koymaya kararlıyız."
"Siyonistlerin ettikleri zulmü buradan tüm dünyaya duyuruyor ve daima mazlumların yanında olduğumuzu bildiriyoruz"
Son olarak Abak, "Buradan; dedesi tarafından gözlerinden öpülerek veda edilen küçük kızımız Rim’e, bombalarla öldürülerek cesetleri tanınmayacak hale gelmiş nice masum bebeğimize, alıkonulmuş yahut öldürülmüş nice meslektaşımıza, hastanelerde inim inim inleyerek tedavi bekleyen hastalarımıza sesleniyoruz; biliniz ki, sizleri bu hale getiren canilerle asla aynı tarafta olmadık. Yapılan bu katliamı hiçbir zaman unutmayacağız ve de unutturmayacağız. Siyonistlerin ettikleri zulmü buradan tüm dünyaya duyuruyor ve daima mazlumların yanında olduğumuzu bildiriyoruz. Geçtiğimiz günlerde yüreğimizi yakan bir haberle sarsıldık. Kuzey Irak’ta yapılan menfur saldırıda iki gün içerisinde 12 Mehmetçiğimizi şehit verdik. Vatanını ve bizleri korumak için hayatlarını ortaya koyan bu yiğitleri rahmetle ve minnetle yad ediyoruz; devletimize, ordumuza ve milletimize başsağlığı diliyoruz. Şehitlerimizin ruhları şad olsun, mekanları Cennet olsun. Bugün burada vicdanının sesini dinleyip zulmün karşısında durarak meslek onurunu koruyan, insanlık görevini yerine getiren tüm hocalarımıza ve arkadaşlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Sözlerime İstiklal Marşı şairimiz Merhum Mehmet Akif Ersoy’un şu dörtlüğüyle son veriyorum: Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim / Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim / Adam aldırma da geç git diyemem, aldırırım /Çiğnerim, çiğnenirim hakkı tutar kaldırırım!" diyerek açıklamasını bitirdi.
Açıklamanın ardından Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Cahit Güran, bir konuşma yaparak öğrencilerin duyarlılığından dolayı teşekkür etti. (İLKHA)