DAVUT IŞIK / DOĞRUHABER
7 Ekim’de HAMAS'ın askeri kanadı İzzeddin El Kassam Seriyyeleri; başta Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğe kavuşması ve işgal çetesi zindanlarında siyonist barbarlar tarafından insanlık dışı uygulamalara maruz kalan kadın, çocuk ve esirlerin kurtarılması için karşı "Aksa Tufanı" isimli kapsamlı operasyon başlattı. Operasyonun ardından terör çetesi uluslararası tüm savaş kurallarını ve insan haklarını hunharca ihlal ederek Gazze'deki sivilleri yaklaşık üç aydır acımasızca katletmeye devam ediyor. Vahşi çete Gazze’de bebek, çocuk, kadın, yaşlı, hasta dinlemeden; ev, okul, cami ve hastane ayırımı yapmadan alçakca kanlı bir soykırım gerçekleştiriyor. Katil çetenin vahşeti öylesine vicdanları yaktı ki hangi din ve milletten olursa olsun dünya ayağa kalktı… Fakat başta etkisiz bir kuruma dönüşen Birleşmiş Milletler’den tutunda aynı pasif konumdaki İslam İşbirliği Teşkilatı’na varıncaya kadar hiçbir uluslararası kurum bu katil sürüsünü durdurmak için ciddi ve somut bir adım atamadı. İslam ülkelerinin ve sözde insan haklarının sözde savunucuları olan Batılı ülkelerin bu soykırıma karşı bir varlık gösterememesi üzerine milyonlar siyonist çeteye karşı meydanlara aktı. Yapılan etkinliklerle işgal rejimin vahşi katliamları lanetlendi ve ateşkes çağrıları yapıldı.
TÜM DÜNYADA SOYKIRIMI DURDURMASI ÜMİDİYLE SİYONİST FİRMALARIN ÜRÜNLERİNE BOYKOT ÇAĞRISI YAPILDI
Uluslararası arenada tanınmış siyonist firmaların markaları adeta ekonomik bir sömürge gibi insanlığın sırtından geçinmekte ve kazançları ile soykırımcı siyonist çeteyi beslemekteler. Başta HAMAS olmak üzere İslam Ümmeti’nin önde gelen kişi ve kurumları ve dünyadaki insaf ve adalet sahibi milyonlarca insan bu vahşeti durdurması ümidiyle siyonist firmaların ürünlerine yönelik boykot çağrısı yaptı. Fakat Gazze’ye destek amacıyla yapılan bu çağrının hem dünyada hem de ülkemizdeki yansımaları da farklı oldu. Siyonist ürünlere boykotu zaten bir hayat prensibi haline getirenler de vardı, tam tersi durumda olanlarda… İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Pazarlama Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süphan Nâsır ve Araştırma Görevlisi Merve Kır tarafından boykot çağrıları ile ilgili tüketicilerin tutumlarını ortaya çıkarmak için kapsamlı bir araştırma yapıldı. Araştırmanın sonuçları boykotun güçlü bir şekilde örgütlenmediğinden etkisinin de yeterli seviyeye gelemediği sonucunu ortaya çıkardı. Araştırmadan öne çıkan başlıklar şöyle oldu:
GENÇLER BOYKOTU DAHA ÇOK SAHİPLENDİ
Araştırmaya katılanların %65’inden fazlası boykota katılmadıklarını ve yakın bir gelecekte de boykota katılmayacaklarını belirttiler… Araştırmaya katılan gençlerin yarısı çağrı yapılan markaları aktif veya kısmen boykot ederken; yaş ortalaması olarak kırk yaş ve üzeri olanlarda bu oran %20 civarında oldu.
BOYKOT ETKİLİ BİR ŞEKİLDE ÖRGÜTLENMEDİ
Araştırma belirtildiğine göre: “Katılımcıların %75’inden fazlası yürütülmekte olan boykotun etkili bir şekilde örgütlenmediğini ve etkin olmadığını belirtmişlerdir. Boykota aktif katılan ile boykota hiç katılmamışlar arasında boykotun etkinliği ile ilgili görüş farklılığı bulunmaktadır. Boykota katılmayanların yaklaşık %90’ı boykotun etkili bir şekilde örgütlenmediğini ve etkin olmadığını düşünürken; boykota aktif katılım gösterenlerin içinde ise %23’ü boykotun etkili örgütlenmediğini düşünmekle birlikte kısmen etkili örgütlendiğini düşünen, boykotun etkinliğini sorgulayanların oranı %54’tür.”
BOYKOTUN TOPLUMDAKİ YANSIMALARI
Araştırmaya katılanların yaklaşık %67’si için işgalci çeteye yönelik boykot önemli değilken; %24’ü ise boykot eylemine önem verdiklerini belirtmişler. Boykota aktif katılım gösterenlerin boykota verdiği önem çok yüksek iken; boykota hiç katılım göstermeyenlerin verdiği önem ise çok düşük olduğu görülmekte. Bir diğer çarpıcı sonuç ise gençlerin boykota orta yaş ve üzeri olanlara göre daha fazla önem vermesi oldu.
BOYKOTA KATILMAYANLAR ÜZERLERİNDE BASKI HİSSETMİYORLAR
Araştırma katılanların yaklaşık %67’si boykot dahilindeki markaları satın alırken ya da tüketirken görünmekten rahatsızlık duymayacaklarını belirtmişlerdir. Boykota aktif katılım gösterenler boykot edilen markaları satın alırken görünmekten boykota katılmayanlara kıyasla çok daha fazla rahatsızlık duymakta. Kuşaklar arasında boykot edilen markaları satın alırken görünmekten en rahatsız olan kuşak ise yine gençler oldu.
BOYKOTA KATILIM SINIRLI ÇÜNKÜ…
Tüm bu verilerin ışığında boykota katılımın kısmen katılım ile birlikte %30’larda kaldığını, katılımcıların üçte ikisi boykotun etkili bir şekilde örgütlenmediğinden etkisinin de olmadığını düşünmekte. Öte yandan boykota hiç katılmamış ve katılmayı düşünmeyenlerin boykota katılmamasının başlıca nedenleri arasında %45 Gazze’de yaşanan sorunlara çözüm olmayacağı ve %36 boykotun etkili olamayacağı yer almakta.
BOYKOTUN ETKİSİNE OLAN İNANÇ ZAYIF
Boykota katılım göstermeyenler gibi boykota aktif ve kısmi katılım gösterenler de boykotun Gazze’de yaşanan insanlık dramına çözüm olmayacağını bilmelerine rağmen %29 tepki göstermek ve ufak da olsa boykota katkı sağlamak, %25 destek veren markaları finansal açıdan zora sokmak ve %25 İsrail’i destekleyen markalara kızgınlığını dile getirmek ve göstermek amacıyla boykota katılım göstermekte.
BOYKOTUN GİZLİ KAHRAMANI GENÇLER OLDU
Araştırmanın en ilginç sonucu gençlerin boykota katılım göstererek kendilerini iyi hissettikleri, boykot kapsamındaki markaları satın alırlarsa kendilerini suçlu hissedecekleri, boykot kapsamındaki markaların yerine alternatiflerini satın almak için fazladan ödeme yapabilecekleri ve boykot kapsamındaki markaları satın alacaklarına kaliteden ödün vermeye hazır oldukları ifadelerine diğer kuşaklara kıyasla daha fazla katılım gösterdiler. Her ne kadar şu an gençlerin orta ve üstü yaş gurubuna göre satın alım gücü düşük olsa da geleceğin satın alımlarında gençlerin baskın rol oynayacağı ortaya çıkmakta. Sonuç olarak gençler boykota diğer kuşaklara kıyasla daha fazla katılım göstermekte ve boykot markalarına yönelik algı ve tutumlarındaki olumsuz kararları umut vaat etmekte.