6 Şubat depremlerinde ağır tahribatın oluştuğu illerden Malatya, hemen hemen her gün beşik sallanmaya devam ediyor. Son olarak bugün merkez üssü Yeşilyurt ilçesinde 4,6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Kentte herhangi bir olumsuzluk yaşanmazken, vatandaşlar can havliyle kendilerini dışarıya atarak park gibi güvenli yerlere akın ettiler.
Yaşanan deprem anını İLKHA Muhabirine anlatan vatandaşlar, deprem anında çok korktuklarını belirterek, "Herhalde depremden değil korkudan ölürüz!" dediler.
"Depremden değil de herhalde korkudan ölürüz!"
Deprem anında çok korktuğunu ve hala kendine gelemediğini söyleyen Fatime Kurnaz, "Evde Yalnızdım. Karşı komşu beni içeri aldı. Bana cesaret verdi. Suyu zor içtim. Kalbim hala çarpıyor, kolum titriyor. Daha kendime gelemedim. Arkadaşımla buluştuk ve buraya geldik. Sonumuz ne olacak? Nasıl edeceğiz? Bilemiyoruz. Allah cümlemize yardım etsin. Kış günü ne yaparız. Ben 6 Şubat depreminde de çok korkmuştum. Gene tek başınaydım. Dokuz aydır ben köyde kalıyordum. Şimdi bir evime bakayım diye geldim. Yine depreme yakalandım. Allah cümlemize yardım etsin. Depremden olmayacak ama herhalde korkudan ölürüz. Allah ne yazdıysa o gelir de inşallah kalbim durmaz, artık Allah ne kadar ömür verirse bekleyip göreceğiz." diye belirtti.
6 Şubat depremlerinde köydeki evinin ağır hasar gördüğünü ve hakkında yıkım kararı verildiğini kaydeden Kurnaz, o dönemde 2 ay komşularında ve kardeşlerinde kaldığını söyledi.
"Bayağı sallandık o anda Allah'a sığındık"
Eşinin öğle namazı için camiye gittiğini kendisinin de evi süpürürken depreme yakalandığını belirten Hayriye Kalkan, "Eşim namaza gitmişti. Ben de evde süpürge çalıştırıyorum. Süpürgeyi kapattım, çekyatın altını temizleyeyim dedim deprem oldu. Bayağı bir sallandık. Korktum. Dualar ettim, çıkıp parka geldim. Allah'a sığındık yavrum. Yapacak bir şey yok. Allah cümlemize yardım etsin." dileğinde bulundu.
"Çorum'dan oğlumu ziyarete geldim depreme yakalandım"
Çorum'dan Malatya'ya oğlunu ziyarete geldiğini ve öğle namazı esnasında depreme yakalandığını anlatan Erdal Ballıkaya, "Tam öğle namazına girerken saat 13.00'e çeyrek kala yani civarda deprem oldu. Bayağı bir sallandı. Vallahi çok korkunç. İnsanların evi yıkılıyor. Enkazın altında kalıyor. İnsan düşünmek istemiyor. Ama Cenabı Allah'ın takdiri. Yapacak bir şey yok. Allah sonumuzu hayır etsin. Allah'ın dediği olur." diye konuştu.
"6 Şubat'tan beri binlerce artçı oldu. Artık alıştık"
Evde olduğu esnada alttan bir sallantı hissettiğini ve ilk anda başının döndüğünü zannettiğini aktaran Osman Yücel, "Daha sonra baktığımda sağdan soldan ses gelmeye başladı. Deprem olduğunu hissettim. Ayağa kalktım. 6 Şubat'tan beri binlerce artçı oldu. Artık alıştık." dedi.
"Deprem olduğunda güvenli biryere çıkabiliyoruz ama Gazze'de durum böyle değil!"
Deprem anında evden çıkarak güvenli bir çıkma imkanlarının olduğunu ancak Gazze'de güvenli bir ortamın olmadığını söyleyen Yücel, "Burada deprem veya artçı olduğunda kendimizi koruyabiliyoruz. Dışarıya çıkabiliyoruz. Yani Bir şekilde bir önlem alıyoruz ama Gazze'deki insanlar abluka altındalar ve bir şey yapamıyorlar. 'Kuzeyi boşaltın, Güneye giden diyorlar.' Gidince de onları orada vuruyorlar. 'Refah Kapısı'na doğru gidin diyorlar.' normalde ulusal hukuka göre böyle bir şeyin olmaması lazım. İnsanlar oraya doğru hareket ediyor. Ambulanslar, toplu taşıma araçlarını vuruyorlar. İslam dünyası olarak bir silkelenip, birlik olmamız gerekiyor. Yahudiler olsun, Hristiyanlar olsun, kendi soydaşlarıyla veyahut dindaşlarıyla ilgili bir sıkıntı olduğunda, birlikte hareket edebiliyorlar ama bizim Osmanlı'dan bu yana böyle bir şey mümkün olmadı. Bizim birinci önceliğimiz birlik ruhunu elde etmemiz lazım. Bu bilinci, bu ruhu elde ettikten sonra Rahmetli Necmettin Erbakan'ın da dediği gibi kimse İslam'ın gücünün önünde duramaz. Onun için öncelikle Kişisel menfaatlerimizi bir kenara bırakıp birlik olmamız lazım." tavsiyesinde bulundu. (İLKHA)