Türkiye, Londra, Chicago, Sydney başta olmak üzere farklı ülkelerde 26 şehirde, dünyada toplam 62 şehirde aynı gün ve aynı saatte sağlık çalışanları tarafından yapılan eş zamanlı sessiz yürüyüşe Siirt'ten de ses verildi.
Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde bir araya gelen hekimler, ellerinde taşıdıkları Filistin bayrakları ile siyonist rejim aleyhine Türkçe, Kürtçe, Arapça ve İngilizce yazıların yer aldığı dövizler eşliğinde Kızılay şubesine kadar yürüdü.
Basın açıklamasını okuyan Doktor Muhammed Abdullah Demir, siyonist rejimin on yıllardır devam ettirdiği işgal ve zulmün, 7 Ekim'den bu yana soykırım boyutlarına ulaştığını ve bunun, bütün dünyanın gözü önünde devam ettiğini söyledi.
"Son iki ayda Birleşmiş Milletler tarihindeki en ölümcül çatışma yaşandı"
Bu katliamı durdurmaya gücü yetenlerin yaşanan soykırımı sessizce izlediklerine dikkat çeken Aydın, "İnsan hakları ve uluslararası hukuk kuralları açıkça ihlal edilerek binlerce sivil, kadın ve çocuk acımasızca katledilmiştir. Ayrıca tıbbi malzemelerin temini ve sağlık hizmetlerinin sunumu da engellenerek küvözdeki bebeklerin dahi ölümüne neden olunmuştur. Gazze'de geçtiğimiz hafta itibariyle 283 sağlık çalışanı öldürüldü. Son iki ayda Birleşmiş Milletler tarihindeki en ölümcül çatışma yaşandı. 7 Ekim'den bu yana İsrail tarafından bombalanan 24 farklı hastane ve hizmet dışı bırakılan 100'den fazla ambulans da dahil olmak üzere Gazze'deki sağlık tesislerine toplamda 212 saldırı düzenlendi." şeklinde konuştu.
"israil onlarca doktoru tutukladı, onların nerede olduğu bilinmiyor"
Yakıtın tükenmesi nedeniyle hastanelerin kapanması sonucu artık kuzeydeki yaralıları tahliye etmenin imkansız halde geldiğini ve hastaların ölüme terk edildiğini ifade eden Aydın, "Gazze Şehri'nin ana hastanesi olan Şifa Hastanesi başhekimi Muhammed Ebu Salmia, 22 Kasım'dan bu yana israil tarafından tutuklu bulunuyor. Diğer pek çok kıdemli doktor, neredeyse iki haftadır hiçbir suçlama olmaksızın gözaltında tutulmaya devam ediyor ve kimse onların nerede olduğunu bilmiyor. Rantisi Çocuk Hastanesi bombalandı. el-Naser Çocuk Hastanesi bombalandı. Gazze'nin tek göz hastanesi bombalandı. Gazze'nin tek Ruh Sağlığı Hastanesi bombalandı. Vefa Rehabilitasyon Hastanesi bombalandı. Vefa Rehabilitasyon Hastanesi'nin hemen yanındaki üst düzey sağlık tesisi bombalandı. El-Durra çocuk hastanesi 12 Ekim'de yasaklı beyaz fosforla hedef alındı. Şu anda kuzeyde faaliyet gösteren tek hastane olan Endonezya Hastanesi, bombalanırken hâlâ hastaları tedavi etmeye çalışıyor. Şifa Hastanesi bombalandı. Gazze'deki iki tıp fakültesi ve Gazze İslam Üniversitesi bombalandı. El-Ezher Üniversitesi Tıp Fakültesi bombalandı. Sınır Tanımayan Doktorlar ambulans konvoyu bombalandı. Kızıl Haç Ambulans konvoyları bombalandı. Gazze'deki 35 hastaneden 26'sı şu anda hizmet dışı. Dokuzu yalnızca kısmen işlevsel durumda. Bu hastaneler aynı zamanda ülke içinde yerinden edilmiş binlerce kişiye de barınak sağlıyor." dedi.
"Mesleğimize yakışır bir duruş ortaya koymaya kararlıyız"
Aşırı kalabalık olan Birleşmiş Milletler barınakları; Hepatit A salgını, çok sayıda menenjit salgınının meydana geldiğini belirten Aydın, "Bit, cilt enfeksiyonları ve ishal salgını gibi çok sayıda bulaşıcı hastalığın yayıldığı sığınaklar haline geldi. Geçtiğimiz hafta itibariyle 7000'den fazlası çocuk olmak üzere 18.000'den fazla Filistinli öldürüldü, binlercesi ağır olmak üzere en az 46.000 kişi yaralandı. Hekimler ve sağlık çalışanları olarak israilin bu saldırılarına karşı tepki göstermeye, Gazze'deki sivillerin, çocukların, kadınların, meslektaşlarımızın ve hastaların hayatlarının korunması adına mesleğimize yakışır bir duruş ortaya koymaya kararlıyız. Bu hafta "Sessiz Yürüyüşümüz İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Sivas, Kocaeli, Sakarya, Diyarbakır, Mersin, Gaziantep, Afyonkarahisar, Kütahya, Siirt, Balıkesir, Malatya, Kayseri, Rize, Erzurum, Çorum, Van, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Erzincan, Yozgat, Bayburt, Düzce, Uşak, Adana, Zonguldak, Adıyaman, Trabzon, Elazığ, Denizli, Bolu, Mardin, Samsun olmak üzere 37 ilimizde eş zamanlı olarak düzenleniyor." ifadelerini kullandı.
"Biz hekimler ve sağlık çalışanları olarak Sağlık Bakanlığı’na sesleniyoruz"
Hastanelerde muadilleri olan ve işgalcilere destek veren ilaç ve tıbbi malzeme firmalarının ürünlerini istemediklerini ifade eden Aydın, "Hastanelerimizde israile destek veren hiçbir gıda ürününün satışını kabul etmiyoruz. Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler, Uluslararası İnsan Hakları Örgütleri, NATO... Sizlere sesleniyoruz: Tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen bu zulme karşı koymak için daha neyi bekliyorsunuz? Yoksa kimin insan, neyin insan hakkı olduğuna birilerinin çıkarlarına göre mi karar veriliyor? Buradan tüm dünyadaki hekimler, sağlık çalışanları ve vicdan sahibi insanları harekete geçmeye, bu onurlu yürüyüşte yer alarak zulme karşı durmak adına 'Sessiz Yürüyüş' kervanımızda ses olmaya davet ediyoruz! Kanıksamayacağız! Normalleştirmeyeceğiz! Sindirilmeyeceğiz! Sabırla ve azimle zulme karşı duranlar olacağız." şeklinde sözlerine son verdi.
Doktor Metin Demir hocanın okuduğu dua, miniklerin "Netanyahu yeter yahu, Netanyahu defol yahu ve israil Filistin'den defol sloganlarının ardından yürüyüş sona erdi. (İLKHA)