Tıp Fakültesi öğrencileri Gazze'deki katliamı "Sessiz Yürüyüş" ile protesto etti

Adana'da çeşitli hastanelerde görev yapan doktor, sağlık çalışanı ve tıp fakültesi öğrencileri, siyonist rejimin saldırıları nedeniyle Gazze'de yaşananlara dikkat çekmek amacıyla giydikleri kanlı önlüklerle sessiz yürüyüş düzenledi.

Ekleme: 16.12.2023 17:10:27 / Güncelleme: 16.12.2023 17:12:18 / Güncel / Adana Haberleri
Destek için 

Tarihi Ulu Camii önünde toplanan grup, ellerinde Filistin bayrağı ile kanlı önlükler ve kanlı eldivenler giyerek 5 Ocak Meydanı'na kadar yürüdü.

Burada, grup adına basın açıklamasını okuyan İntörn Doktor Abdullah Yavuz, 7 Ekim'de başlayan saldırıların artık şiddetlenen çatışmalarla birlikte katliama dönüştüğünü söyledi.

"Binlerce sivil, kadın ve çocuk acımasızca katledilmiştir"

Yavuz,  "İşgalci israil'in, Filistin'de on yıllardır devam ettirdiği sistematik işgal ve zulüm; 7 Ekim'den bu yana, soykırımdan başka hiçbir kelimeyle anlatılamayacak boyutlara ulaşmıştır. Bu katliam, bütün dünyanın gözü önünde devam etmekte ve gücü yetenler ise sessizce izlemektedir. İnsan hakları ve uluslararası hukuk kuralları açıkça ihlal edilerek binlerce sivil, kadın ve çocuk acımasızca katledilmiştir." dedi.

"Gazze'deki sağlık tesislerine toplamda 212 saldırı düzenlendi"

İşgalcilerin, tıbbi malzemelerin temini ve sağlık hizmetlerinin sunumu da engelleyerek kuvözdeki bebeklerin dahi ölümüne neden olduğunu ifade eden Yavuz,  "Gazze'de geçtiğimiz hafta itibariyle 283 sağlık çalışanı öldürüldü. 7 Ekim'den bu yana israil tarafından bombalanan 24 farklı hastane ve hizmet dışı bırakılan 100'den fazla ambulans da dâhil olmak üzere, Gazze'deki sağlık tesislerine toplamda 212 saldırı düzenlendi. İsrail onlarca doktoru tutukladı, onların nerede olduğu bilinmiyor. Gazze Şehri'nin ana hastanesi olan Şifa Hastanesi Başhekimi Muhammed Ebu Salmia, 22 Kasım'dan bu yana işgalci israil tarafından tutuklu bulunuyor. Diğer pek çok kıdemli doktor, neredeyse iki haftadır hiçbir suçlama olmaksızın işgalci israil ordusu tarafından gözaltında tutulmaya devam ediyor ve kimse onların nerede olduğunu bilmiyor. Gazze'deki 35 hastaneden 26'sı şu anda hizmet dışı, dokuzu ise kısmen işlevsel durumda. Bu hastaneler aynı zamanda ülke içinde yerlerinden edilmiş binlerce kişiye de barınak sağlıyor. Yakıtın tükenmesi nedeniyle hastanelerin kapanması sonucu artık kuzeydeki yaralıları tahliye etmek imkânsız halde, bunun yerine hastalar ölüme terk ediliyor." ifadelerini kullandı.

"Birleşmiş Milletler barınakları, çok sayıda bulaşıcı hastalığın yayıldığı sığınaklar haline geldi"

Salgın hastalıkların baş gösterdiği ve buna karşı tebbir alınması gerektiğini belirten Yavuz, sözlerine şöyle devam etti:

"Aşırı kalabalık olan Birleşmiş Milletler barınakları; Hepatit A, menenjit, ishal salgını, bit, cilt enfeksiyonları gibi çok sayıda bulaşıcı hastalığın yayıldığı sığınaklar haline geldi. Geçtiğimiz hafta itibariyle yedi bin'den fazlası çocuk olmak üzere 18 bin'den fazla Filistinli öldürüldü, binlercesi ağır olmak üzere en az 46 bin kişi yaralandı. Hekimler ve sağlık çalışanları olarak işgalci israil'in bu saldırılarına karşı tepki göstermeye, Gazze'deki sivillerin, çocukların, kadınların, meslektaşlarımızın ve hastaların hayatlarının korunması adına mesleğimize yakışır bir duruş ortaya koymaya kararlıyız. Bu hafta "Sessiz Yürüyüş"ümüzü İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak 36 ilde, yurtdışında ise Londra, Chicago, Sydney başta olmak üzere 26 şehirde, dünyada toplam 62 şehirde gerçekleştiriyoruz.  Biz de Adana'daki sessiz yürüyüş için toplandık. Adana özelinde yürüyüşümüzü İHH(İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı) ile beraber gerçekleştirdik."

"İşgalci israil'e destek veren ilaç ve tıbbi malzeme firmalarının ürünlerini istemiyoruz"

Sağlık Bakanlığına ve Dünya Sağlık Örgütüne seslenen Yavuz, sözlerini şöyle tamamladı:

"Biz hekimler ve sağlık çalışanları olarak Sağlık Bakanlığı’na sesleniyoruz: 'Hastanelerimizde muadilleri olan ve işgalci israil'e destek veren ilaç ve tıbbi malzeme firmalarının ürünlerini istemiyoruz. Hastanelerimizde işgalcilere destek veren hiçbir gıda ürününün satışını kabul etmiyoruz.' Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler, Uluslararası İnsan Hakları Örgütleri, NATO... Sizlere soruyoruz: 'Kimin insan, neyin insan hakkı olduğuna birilerinin çıkarlarına göre mi karar veriliyor? Buradan tüm dünyadaki hekimler, sağlık çalışanları ve vicdan sahibi insanları harekete geçmeye, bu onurlu yürüyüşte yer alarak zulme karşı durmak adına Sessiz Yürüyüş kervanımızda ses olmaya davet ediyoruz!

Kanıksamayacağız!

Normalleştirmeyeceğiz!

Sindirilmeyeceğiz!

Sabırla ve azimle zulme karşı duranlar olacağız! (İLKHA)