`Çiçek mi, Böcek mi?`

Ekleme: 20.09.2013 11:03:00 / Güncelleme: 20.09.2013 11:03:00 / Siyaset Gemisi / İstanbul Haberleri
Destek için 
Hüseyin Sağlam / Haber-Analiz / Doğruhaber
 
Uzun zamandır Başbakanlık binası, Başbakan’ın çalışma ofisleri “böcek” istilasıyla anılırken, şimdi de Başbakanlığa bağlı “Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı”(YTB) “böceklere” merhaba deyiverdi.

Başbakan veya Bakanların ofislerinden çıkan “böcekler” çiçekçi geçinip hükümetten diyet isteyen belli bir tayfayı ilk olasılıklar arasında gösterirken, YTB’den çıkan “böceklerin” İran bağlantılı ajanlar olarak öne çıkması, “böcekçilik” sektöründe farklı bir durum oluşturdu.

Türkiye Gazetesi’nin “yenilenen imajı” ile attığı ilk manşet olan “iki kadın ajan” meselesi, yargı aşamasında ve gizlilik kararına haiz olduğu için “böcek” meselesi doğru olsa da detaylar şimdilik “iddia” boyutunda kalmış durumdadır.
Haberin içeriğine göre iki kadının tespit edilmesi, “kamera görüntüleri” sayesinde olmuş ve kadınların kullandığı telefonlar İranlı bir kişinin adına kayıtlıymış.

Aslında Türkiye’de yaygın hale gelen “böcek istilası” özellikle başbakanlık ofisleriyle hep gündeme oturmuştu. Neredeyse tüm çalışma ofislerinde “böceklere” rastlanmasından sonra kim ya da kimler tarafından yerleştirilmiş olduğu konusunda kamuoyuna net bir bilgi yansımamışken, peşi sıra gelen Emniyet İstihbaratı ve KOM birimi çalışanlarının tamamen dağıtılması, “olağan şüphelilerin” kimler olduğu konusunda kamuoyunda mutlak bir kanaat uyandırmıştı.
Devletin en hassas birimlerine “böcek” yerleştirmek elbette amatörce yapılacak bir iş değildi. Dolayısıyla faillerin “böcekçilik” faaliyetlerinde iz bırakmaları pek ihtimal dâhilinde olamazdı.

Kimi haberlere göre Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne gönderilen ihbar mektubu, kimine göre ise odada yanık kokusunun hissedilmesiyle “böcek” tespit edilmiş. Ancak son olarak YTB’ye “böcek” yerleştirdiği söylenen iki kadının öne çıkması, yine aynı gazetenin iddiasına göre “kamera kayıtları” sayesinde olmuş. Yani anlayacağınız şayet o iki kadın bu işi yapmışsa, ya iz bırakmayı önceleyen bir hedef şaşırtma operasyonu ya da normalin üzerinde bir amatörlük söz konusudur.
Türkiye Gazetesi’nin ilk gün yaptığı haberin bir bölümünde ise şu cümleler dikkat çekiciydi:

“Öte yandan, birçok kurumda bulunan ve tamamı aynı yerden alındığı tespit edilen böcekleri satan firma da mercek altına alındı. Firmanın satış kayıtları üzerinde yapılan incelemede bürokratlar, kamu çalışanları, eski vekiller dâhil kamuoyunda yakından tanınan birçok ismin böcek temin ettiği anlaşıldı.”

Şunu peşinen söyleyelim. Her ülke istihbaratının başvurduğu bir yöntem olan “ajan faaliyetler” ve istihbarat temini şüphesiz ki İran için de geçerlidir. YTB’deki “böcek” faaliyetinin İran’la bağlantılı olma durumu, şimdilik resmi kaynaklarca doğrulanmayan bir nitelik taşısa da habere konu olan kurgunun çok basit bir faaliyete tekabül etmesi, “böcekçilikle” isimleri anılan kesimin dikkatleri başka yöne çekmek için bir “ön alma” faaliyetine yeltendiklerini öne çıkarmaktadır. Çünkü hiçbir ülke istihbaratının bu denli basit, arkasında düzinelerce iz bırakan bir faaliyete yönelme ihtimali neredeyse imkânsızdır.
Kaldı ki YTB’deki “böcek” hadisesinin gazeteye “ihbar mektubu” ile ulaştırılmış olması, daha önce “ihbar mektuplarıyla” malum kliğin yaptığı manevraları akıllara getirmektedir. Önceden tespit edilen böceklerin YTB’deki böcekle aynı marka ve aynı firma üzerinden temin edilmiş olması, böcekçilerin manevraları konusunda daha iyi bir fikir de vermektedir.

Ve bir başka nokta… İhbar mektubunu alan muhabir, Arzu Yıldız… Türkiye Gazetesi’ne transferi yakın zamanda gerçekleşti. Nereden mi? Tabii ki TARAF Gazetesi’nden! Daha önce adliye koridorlarından “aşırdığı” gizli belgelerle ünlenen Yıldız’ın Türkiye Gazetesi’nin “yenilenen imajına” ihbar mektubuyla katkı sunan ilk muhabir olma ünvanını kazanması, gerçekten bir gazetecilik başarısı mı, yoksa Taraf’tan kalma alışkanlığın yeni gazeteye taşınması mıdır?

Haberi veriş biçiminin Ak Parti içindeki kadın kurucular üzerinden ayrıca yıpratma özelliğine haiz olması ve kadın kurucuların tepkisini çekmesi, sonraki gün “düzeltmeyi” beraberinde getirse de oluşturduğu yıpratma halen etkisini sürdürmektedir. Aynı muhabirin sonraki gün yine ihbar mektubuyla “Tomix” romanlarını aratmayan “Başbakan’a yönelik suikast timi” haberi de dikkate alınırsa böcek faaliyetlerinin, “böcekçi” takımınca hükümetin tasfiye ettiği eski istihbaratçıları göreve çağırmaya mecbur bırakma hevesleriyle yakın bir ilgisinin olabileceğini düşünmekten kendimizi alıkoymak mümkün olmamaktadır.

Elbette mevzuyu uzatmak mümkün. Mesela Türkiye’ye gelecekleri söylenen “İranlı hemşirelerin ajanlık haberlerini” aylarca gündeme getirenleri hatırlıyor musunuz?

Peki, “Şefkat Tepe”de ajanlığı aşuftelikle harmanlayan sözde “acem kız” karakterini?..

Ya da yıllardır “Ak Parti içindeki Acem-İrani damar” üzerine kamuoyunu ikna etmek için bin bir takla atanları?..

İşte bu durumları düşününce, “böcekçilerin” adreslerinin halen değişmediği olasılığı daha baskın çıkmaktadır.