HAMAS'ın, Müslümanların meydanlarda sesini yükseltmesi ve gösteriler düzenlemesine yönelik yaptığı çağrıya kayıtsız kalmayan ZEYNEP-DER, merkez İzmit ilçesinde Sabri Yalım Parkı önünde bir araya gelerek basın açıklaması düzenledi.
Cuma namazı sonrası düzenlenen basın açıklamasını, ZEYNEP-DER Kurucu Başkanı Yazar Sabiha Ateş Alpat okudu.
Halkların tepkilerine rağmen devletlerin siyonist rejime destek vermekten çekinmediklerini dile getiren Alpat, “Yaklaşık bir buçuk aydır Dünya, uluslararası hukuku hiçe sayarak İsrail’in yaptığı vahşice bir soykırıma sahne olmaktadır. Gazze’de yapılan bir savaş değil; kadın, çocuk ve sivillerin katledildiği bir soykırım, vahşet ve katliamdır. Bu katliam karşısında ne yazık ki hiçbir devlet soykırımı önleme adına gereken yaptırımı yapmamıştır. Batılı Ülkelerin vicdan ehli halklarının tepkisine rağmen, kafirler birbirlerinin dostu olduğu için açık destek vermekten kaçınmamışlaradır.” ifadelerine yer verdi.
“Bu soykırım karşısında elinden geleni yapmayan herkes Allah katında sorumludur”
Hastane ve okul bombalamanın sadece savaş suçu değil aynı zamanda insanlık suçu da olduğuna vurgu yapan Alpat, “Halkı Müslüman olan devletler, Suudi Arabistan da dahil olmak üzere hiçbiri, halklarının tepkisine rağmen hiçbir kayda değer adım atamamışlardır.30 günün sonunda toplanan İslam İş birliği Teşkilatı da yalnızca tabiri caizse “oturdular-konuştular ve dağıldılar. İnsanı hayvandan ayıran özellikler vardır. Bu nedenle insan olan için savaşın da bir kuralı vardır. Hiçbir kural tanımayan işkence ve öldürmeye odaklı bir hareketin adı vahşiliktir. Okul, kamp ve hatta hastane bombalamak sadece savaş suçu değil insanlık suçudur da. İşgal etmek istediği yeri ele geçirmek için her şeyi kendine mübah sayan bir zihniyet insanlıktan nasibdar değildir.” şeklinde konuştu.
“Mescid-i Aksa’ya sahip çıkmak Müslümanlar için bir iman meselesidir”
İsra Suresi 1. ayetini hatırlatan Alpat, “Öte yandan; Filistin toprakları biz Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’nın içinde bulunduğu ve bizler için kutsal kılınan topraklardır. İsra suresi 1. ayette şöyle buyrulmuştur; “Kulu Muhammed'i geceleyin, Mescidi Haram'dan kendisine bazı âyetlerimizi göstermek için, etrafını mübarek kıldığımız Mescidi Aksâ'ya götüren Allah, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz ki her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla gören O'dur.” Bu sebeple Kâbe gibi Mescid-i Nebevi gibi Mescid-i Aksa da bizler için Tevhid akidesinin merkezidir. Mescidi Aksa’ya sahip çıkmak Müslümanlar için bir iman meselesidir. Gazze katliamına dur demek ise aynı zamanda insanlık ve vicdan meselesidir.” diyerek konuşmasını sürdürdü.
“Siyonist işgalcilerin Filistinlilere yapmadığı zulüm kalmadı”
1948’ten bu yana siyonist rejimin, katliamlarını sürdürdüğünü söyleyen Alpat, “Mescid-i Aksa’yı yıkıp yerine Süleyman Mabedi yapma hayali kuran israil’in 1948’den bu yana Filistinlilere yapmadığı zulüm kalmadı. Bu anlamda atasözünde olduğu gibi: “Dağdaki gelmiş bağdakini kovmaktadır.” Bu vahşilerin hedefleri de bununla sınırlı değildir. Kendilerinin kutsal ırk olduklarına inanan bu insan artıkları, içerisinde Türkiye’de Güneydoğusu’ndan Diyarbakır, Van, Adana, Gaziantep gibi illerimizin de bulunduğu bir harita yayınlamış, ileriye dönük niyet ve hedeflerini ortaya koymuşlardır. İşgal politikalarının ne olduğunu da Gazze’de uyguladığı vahşet soykırım ve kural tanımazlık ile ortaya koymuşlardır.” dedi.
“Boykota devam edilmelidir”
Siyonist işgalcilere ekonomik fayda sağlayan her girişimden uzak durulması gerektiği dile getirilen açıklamanın son kısmında ise Alpat, “Günlerdir Gazze’de okul, hastane gibi en savunmasız alanları vahşice bombalayan İsrail teröristine destek olan her kim varsa bu suçun ortağıdır. Halkımıza düşen İsrail ürünlerini boykot ederek ekonomik desteğini çekmektir. Siyasilerin yapması gereken ise Türkiye’den giden petrol, akaryakıt, gıda ve çelik vb. malzemelerin nakline son vermektir.Zira hiçbir ekonomik çıkar bu zulme destek anlamına gelebilecek bir eylemin mazereti olamaz. Değilse Allah (cellecelalühü) katında sorumluluktan kurtulunamaz. Hud suresi 113. ayette şöyle buyrulmuştur: “Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur. Sonra yardım da göremezsiniz.” Bizler gökleri ve yeri şahit tutarak bu zulmün karşısında olduğumuzu beyan ediyoruz.” ifadelerini kullanarak konuşmasına son verdi.
“Biz buradan elimizden geleni yapıyoruz”
Basın açıklamasının ardından duygularını ifade eden Muhammed Eslem Kaya isimli genç, siyonist rejimin her gün masum insanların üzerine bombalar yağdırdığını söyleyerek dünya kamuoyunun yaptığı tek şeyin bunu kınamak olduğunu dile getirdi. Kaya, “ABD ve israilin yaptığı zulme karşı bugün burada eylem yaptık. Katil İsrail her gün bir okulu, hastaneyi ve masum insanların üzerine bombalar yağdırıyor ve dünya kamuoyunun yaptığı tek şey kınamak. Kınamakla elimize hiçbir şey geçmez. Lütfen yardım edelim. Biz buradan elimizden geleni yapıyoruz, siz de elinizden geleni yapın lütfen.” ifadelerini kullandı.
“Böyle bir zillete düşmemiz beni çok kahrediyor”
Basın açıklamasına katılarak görüşlerini ifade eden Neşe Kasapoğlu ise sözlerin tükendiğini ve eyleme geçilmesi gerektiğini ifade ederek, “Aslında söylenecek çok söz var fakat maalesef sözlerin bittiği bir yerdeyiz. Halk olarak bizim elimizden bir şey gelmiyor. Aslında yapacak olanlar devlet başkanlarıdır. Bir Müslüman olarak içimi acıtan tek şey Müslümanların bir avuç kafire yenik düşmesi ve sessiz kalması. Böyle bir zillete düşmemiz beni çok kahrediyor. Ben inanıyorum ki aslında bir adım atılsa, bir yerden bir ses gelse bunlar bu kadar ileri gidemeyecekler. Fakat biz onları cesaretlendiriyoruz. Çünkü bunca zulme karşılık veren kimse yok. Sadece kınıyoruz, kınamak ise çok basit bir tepki. Devletler kınamakla işi geçiştiremez. Kınamak halkın işi bence. Devletin işi caydırıcı eylemler yapmaktır.” şeklinde konuştu. (İLKHA)